WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Boşanma, babalık, soybağının reddi, tanımanın iptali gibi davalar yenilik doğurucu davalar olup, tespit niteliğini taşımaktadır.Nüfusa işlenmesi içinde tanıma kararı gerekmektedir. Tanıma isteğinde, 2675 Sayılı Yasanın 38. maddesinin (a) ve (d) bendi dışındaki şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması zorunludur. Yabancı İlam Türk Mahkemesinin münhasır yetkisine girmemesi, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması, yetkili hukuk uygulanmamış olması ve Türk vatandaşı olan davalının bu yönde itiraz etmemiş olması halinde tanımaya karar verilecektir.(2675 S.K. m. 38/b,c,e) Tanıma (tenfiz) istenilmesi halinde, yabancı mahkemenin kararının doğruluğu, uygulanan usul hükümleri, maddi ve hukuki tespitler araştırma dışında tutulmalıdır. Mahkeme ancak kamu düzenine açıkça aykırılığın tespiti halinde isteğin reddine karar vermesi gerekir. Yabancı mahkemede yasaların yanlış uygulanmış olması kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturmaz....

    Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; davalı baba tarafından 02/10/2003 d.lu Ali ile 11/05/2006 d.lu Halil İbrahim isimli çocukların tanındığı, nüfus kaydına işlendiği, baba tarafından bu çocuklar yönünden tanımanın iptali davası, anne tarafından karşı dava ile yasa gereği velayet hakları kendisinde bulunan bu çocuklar yönünden iştirak nafakası talepli davalar açıldığı, Mersin 6. Aile Mahkemesinin 2016/468 esasına kaydedildiği, kadın tarafından açılan iştirak nafakası davasına ilişkin 31/01/2017 tarihli celsenin 1. nolu ara kararı ile anne tarafından açılan iştirak nafakası davasının dosyadan tefriki ile yeni bir esasa kaydına karar verildiği, tefrik edilen dosyanın Mersin 6. Aile Mahkemesinin 2017/117 esasına kaydedildiği, iştirak nafakasına ilişkin davanın bu esas üzerinden görülerek karara bağlandığı, baba tarafından açılan tanımanın iptali davasına ilişkin davanın reddine karar verildiği ve 15/11/2017 tarihinde kesinleştiği, anlaşılmıştır....

    Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Hal böyle olunca nüfus kayıtlarına babası ... hanesine onun kızı olarak 1826 sayılı Af Kanunu'na göre tescil edilen davacının mevcut kayıttaki baba adının iptali ile gerçek babasının hanesine kaydedilmesi davasında davacı ile babası ... arasında soybağı kurulacaktır. Bu haliyle davanın soybağı davası olarak nitelendirmesi gerekir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup aile mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Davada, davacı ...'...

      Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Hal böyle olunca davacının mevcut kayıttaki anne ve baba adının iptali ile gerçek anne ve babasının hanesine kaydedilmesi davasında davacı ile gerçek babası ... arasında soybağı kurulacaktır. Bu haliyle davanın soybağı davası olarak nitelendirmesi gerekir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup aile mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Davada, davacının gerçek babası ......

        Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Hal böyle olunca, küçük ... ile annesi olduğu ileri sürülen ve küçükle doğumun gerçekleşmesi ile aralarında soybağı kurulmuş olan ... ile doğum tarihinde evli olmayan gerçek baba olduğu ileri sürülen ... arasında soybağı kurulacaktır. Bu haliyle davanın soybağı davası olarak nitelendirilmesi gerekir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.05.2013 ve 20.02.2014 gününde verilen dilekçeler ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 15.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl ve birleştirilen dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Asıl ve birleştirilen davalarda davacı vekili, müvekkili adına 21.09.1984 tarihli tapu tahsis belgesi düzenlendiğini ileri sürerek 6232 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ve davacı adına tescil isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....

            Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Hal böyle olunca küçük ...‘ün, mevcut kayıttaki anne ve baba adının iptali ile genetik anne ve babasının hanesine kaydedilmesi davasında küçük Muhammet Bingöl ile genetik babası ... arasında soybağı kurulacaktır. Bu haliyle davanın soybağı davası olarak nitelendirmesi gerekir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır....

              Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Hal böyle olunca davacı ...'un, mevcut kayıttaki baba adının iptali ile genetik babasının hanesine kaydedilmesi davasında davacı ile genetik babası ... arasında soybağı kurulacaktır. Bu haliyle davanın soybağı davası olarak nitelendirmesi gerekir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Her ne kadar Mahkemece uyuşmazlık soybağının reddi olarak nitelendirilmiş ve buna göre karar verilmiş ise de, uyuşmazlık TMK 297'de düzenlenen tanımanın iptaline ilişkin olup, TMK 300/1 gereği tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her halde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Tanıma, 22.02.2013 tarihinde gerçekleştiği, dava da 09.07.2021 tarihinde açıldığına ve somut olayda TMK 300/4 anlamında gecikmeyi haklı kılan bir sebep de öne sürülmediğine göre, davanın hak düşürücü sürede açılmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı nitelendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                Açıklanan nedenlerle mahkemece, yabancı mahkeme kararında 2675 Sayılı Yasaya göre tanıma şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılıp tanımanın koşullarının bulunduğunun saptanması halinde tanımaya karar verilmesi gerekirken hukuken kabulü mümkün olmayan gerekçe ile davanın reddi yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu