Sulh Hukuk Mahkemesince, öncelikle yapılması gerekenin velayetin değerlendirmesi olduğu ve bunu yapma görevinin de Aile Mahkemesi'ne ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. .... 3. Aile Mahkemesince, ....Müdürlüğünün 04.02.2019 Tarih 2019/1077 sayılı yazılarında küçük .... ve annesi ...'in ... adresinde kaynanası ... isimli şahısla birlikte oturduklarının tespit edildiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 2. Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatı ile) Mahkemesince de somut olayda yaşı küçük Halis Miraç Sönmez'in 26/12/2018 tarihinde ... ve .... çocuğu olarak evlilik dışı dünyaya geldiği, ....abası ... tarafından ... Nüfus Müdürlüğünün 10/01/2019 tarihli 901 sayılı tanıma senedi ile tanındığı ve çocuk ile baba arasında soybağının kurulduğu, anne ...'in 14/12/2002 tarihinde doğduğu ve ergin olmadığı anlaşılmaktadır. Çocuk...le baba ... arasında tanıma yoluyla soybağının kurulduğu anlaşıldığından babanın çocuğun velayetini alma hakkı mevcuttur....
İkinci çekinceye göre ise-----yalnız akdi veya akit dışı hukuki münasebetlerden kaynaklanan ve kendi iç hukukuna göre ticari mahiyette sayılan uyuşmazlıklar hakkında uygulanacaktır.Karşılıklılık esasına bakıldığında------------- olduğu ve bu şartın gerçekleştiği anlaşılmaktadır.--- ikinci çekincesi yönünden yapılan incelemede tenfizi istenen hakem kararlarının ----- tarafından verildiği, ticari iş nedeniyle ödenmeyen bir alacağa ilişkin olduğu, bu nedenle ------- göre akdi münasebetten kaynaklanan ve ticari mahiyette sayılan bir uyuşmazlık kapsamında yer aldığı, dolayısıyla bu yöndeki şartında gerçekleştiği anlaşılmıştır. ------ sadece yabancı hakem kararlarının tanıma ve tenfiz engelleri düzenlenmiş olup, genel olarak yabacı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi usulü düzenlenmemiştir. Yine sözleşme gereğince tanıma ve tenfize ilişkin -- kurallar uygulanacaktır....
Cumhuriyeti Salzburg İlçe Mahkemesi'nin 20 C 26/06t sayılı kararı ile boşandıkları anlaşılmakta ise de, yabancı mahkeme boşanma kararının Türkiye'de tanıma veya tenfizinin yaptırılıp yaptırılmadığı, bu konuda bir dosya bulunup bulunmadığı anlaşılamamaktadır. Bu sebeple, tanıma veya tenfiz dosyası bulunup bulunmadığının gerektiğinde taraflardan da sorularak araştırılması, var ise öncelikle dava dosyasının veya ilam örneğinin bulunduğu yerden getirtilerek dosyaya eklenmesi, 2-Yukarıda adı geçen tarafların aile nüfus kayıt tablolarının bağlı bulundukları Nüfus Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere geri çevrilmesi için dosyanın yerel mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 06.02.2012 tahinde oybirliğiyle karar verildi....
Senedin bu şekli ile HUMK'nun 296.maddesinde değinilen resmi senet hüküm ve kuvvetinde addolunacağı tartışmasızdır. Ancak, 2675 Sayılı Milletler arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunun 34 ve devamı maddeleri uyarınca yabancı memleketler mahkemelerinden o devlet kanunlarına göre verilip, kesinleşmiş ilamların Türkiye'de icra olunabilmesi için tanıma ve tenfiz kararı verileceği hüküm altına alınmıştır. Oysa, tanıma ve tenfizi istenilen belgenin resmi senet niteliğinde olduğu yasanın öngördüğü anlamda ilam niteliği taşımadığı açıktır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Hukuki yararı bulunan mümeyyizin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA 14.5.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : TARİHİ : 08/11/2013 NUMARASI : 2012/922-2013/542 Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında akdolunan satım sözleşmesi kapsamında davalı şirketin yükümlülüklerini ifa etmemesi üzerine müvekkilince sözleşmedeki tahkim şartına istinaden görevli ve yetkili ... Mahkemesi'nde açılan dava sonrasında müvekkili lehine karar verildiğini, anılan mahkeme kararının nihai nitelikte olup, Türkiye'de infazı için tanıma ve tenfizi gerektiğini belirterek, bu kararın tanınması ve tenfizine ve 56.132,86 USD'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kısmi tanıma talebinin mümkün bulunduğu ve davacının da boşanmaya yönelik tanıma istediğinin anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10.12.2013 (Salı) KARŞI OY YAZISI Davacı, yabancı mahkemece verilen boşanma...
Açıklanan bu yasal düzenlemeye paralel bir başka düzenleme de, 23.11.2006 tarihli ve 26355 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 58 inci maddesinde yer almaktadır. Sözü edilen düzenlemede; yabancı mahkemelerce verilen boşanma kararları için Türk mahkemelerince tenfiz veya tanıma kararı verilip, tanıma ve tenfiz kararının kesinleşmesi hâlinde; boşanma tarihinin tanıma ve tenfiz kararının kesinleşme tarihi değil, yabancı mahkemece verilmiş olan kararın kesinleşme tarihi olacağı kabul edilmiştir. 09.05.2020 tarih ve 31122 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2505 sayılı Nüfus Hizmetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 27 nci maddesinde de yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi hâlinde yabancı mahkeme kararının kesinleşme tarihinin boşanma tarihi olarak aile kütüklerine tescil edileceği düzenlenmiştir. 9....
Somut uyuşmazlıkta davacının talebinin Almanya Gelsenkirchen-Buer Mahkemesi tarafından verilen 18.03.2015 tarih ve 3 XVII 581/14 G sayılı kararının ilam niteliğinde olduğu ileri sürülerek tanıma ve tenfizi istendiğine göre 5718 SY.nın 54.maddesinde belirtilen tanıma ve tenfizinin şartlarını değerlendirme görevi aynı yasanın 51.maddesi gereğince asliye mahkemesine ait olduğundan Aksaray 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; -6100 sayılı HMK'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Aksaray 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, - Dosyanın yargı yeri olarak belirlenen Aksaray 5. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan Aksaray 2....
cihazlarının takılı olduğu araçlarını ve cihazları kötü niyetli kişilere teslim ederek sistemin kötü niyetli olarak kullanılmasına sebebiyet vermiş olduğu gibi bu kişilerin araçlara yaptırdığı yakıt dolumlarını zamanında ve gerektiği gibi kontrol etmemesi karşısında bu kusurunu gizlemeye ve yapılan yakıt dolumlarından geç haberdar olduğunu öne sürerek sorumluluğu müvekkili şirkete yüklemeye çalışmakta olup gerçeği yansıtmayan bu beyan ve iddianın kabulü mümkün olmadığını, davacı yan dava dilekçesinde müvekkili şirketin sağladığı plaka tanıma sisteminin 3. şahıslarca izinsiz ve usulsüz kullanılmış/kopyalanmış olduğunu, müvekkili şirketin kusurlu davranması nedeniyle davacıya ait olmayan araçlar tarafından yakıt alımı gerçekleşmiş olduğunu öne sürmüşse de bu iddia tamamen yersiz ve dayanaksız olduğunu, davacı yan konuyla ilgili olarak savcılık şikâyeti yaptığını açıklamış fakat yakıt alımlarında aracına takılı olan araç tanıma kitinin araçtan çalınıp çalınmadığı, araçtan nasıl söküldüğü...
Kesinleşen tanıma kararı sadece boşanma hükmüne ilişkin bulunduğu gibi mal rejimi anlaşması konusunda herhangi bir tanıma tenfiz kararı bulunmadığı aynı zamanda dava konusu kooperatif hissesinin de anlaşma kapsamında bulunduğu kesin olarak ortada bulunmadığına göre davanın esasına girilerek usulüne uygun taraf delilleri toplanmak suretiyle iddia ve savunma doğrultusunda toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun olmayan yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....