[ Madde 42 ] "İçtihat Metni" Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun "Tanıma" kenar başlığını taşıyan 42. maddesine: "Yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 38 inci maddenin (a) ve (d) bentleri uygulanmaz. İhtilafsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tabidir. Yabancı mahkeme ilamına dayanılarak Türkiye'de idari bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır" hükmü yer almaktadır....
Yabancı mahkemenin boşanma kararında velayetin düzenlenmemesi veya velayetle ilgili düzenlemenin Türk kamu düzenine aykırı görülüp, tenfizine hükmedilemeyeceğinin anlaşılması durumunda kısmi tanıma ve tenfiz söz konusu olacaktır. Yabancı mahkemece verilen bir kararın tanınması ve tenfizine ilişkin dava boşanma ve bunun eki niteliğindeki talepler hakkındaki davayla aynı nitelikte değildir. Bir başka deyişle yabancı mahkemenin boşanma kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararında yer almayan velayete ilişkin konuda hüküm kurulması ayrı ayrı davalardır. ... Aile Mahkemesinin tanıma ve tenfiz kararı Alman Mahkemesinin boşanmaya ilişkin kısmına yöneliktir.Velayet hakkında tanıma ve tenfize ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi bağımsız olarak burada Türk Mahkemesince verilen bir kararda mevcut değildir. Başka bir deyişle çocukla velayet konusunun askıda olduğu anlaşılmaktadır....
Yabancı mahkemenin boşanma kararında velayetin düzenlenmemesi veya velayetle ilgili düzenlemenin Türk kamu düzenine aykırı görülüp, tenfizine hükmedilemeyeceğinin anlaşılması durumunda kısmi tanıma ve tenfiz söz konusu olacaktır. Yabancı mahkemece verilen bir kararın tanınması ve tenfizine ilişkin dava boşanma ve bunun eki niteliğindeki talepler hakkındaki davayla aynı nitelikte değildir. Bir başka deyişle yabancı mahkemenin boşanma kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararında yer almayan velayete ilişkin konuda hüküm kurulması ayrı ayrı davalardır. ... Aile Mahkemesinin tanıma ve tenfiz kararı Alman Mahkemesinin boşanmaya ilişkin kısmına yöneliktir.Velayet hakkında tanıma ve tenfize ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi bağımsız olarak burada Türk Mahkemesince verilen bir kararda mevcut değildir. Başka bir deyişle çocukla velayet konusunun askıda olduğu anlaşılmaktadır....
Yabancı mahkemenin boşanma kararında velayetin düzenlenmemesi veya velayetle ilgili düzenlemenin Türk kamu düzenine aykırı görülüp, tenfizine hükmedilemeyeceğinin anlaşılması durumunda kısmi tanıma ve tenfiz söz konusu olacaktır. Yabancı mahkemece verilen bir kararın tanınması ve tenfizine ilişkin dava boşanma ve bunun eki niteliğindeki talepler hakkındaki davayla aynı nitelikte değildir. Bir başka deyişle yabancı mahkemenin boşanma kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararında yer almayan velayete ilişkin konuda hüküm kurulması ayrı ayrı davalardır. ... Aile Mahkemesinin tanıma ve tenfiz kararı ... Mahkemesinin boşanmaya ilişkin kısmına yöneliktir.Velayet hakkında tanıma ve tenfize ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi bağımsız olarak burada Türk Mahkemesince verilen bir kararda mevcut değildir. Başka bir deyişle çocukla velayet konusunun askıda olduğu anlaşılmaktadır....
E sayılı dosyası ile tanıma ve tenfizine karar verildiği ve kararın kesinleştiği; işbu tanıma ve tenfiz kararına yönelik .... İcra Müdürlüğü'nün ... E ve ... E sayılı dosyaları üzerinden takibe geçildiği dosya kapsamı ile sabit olup, ayrıca tarafların da kabulündedir. Davacı taraf, .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin tanıma ve tenfiz kararının iptalini, aksi takdirde davalıya borçlu olmadığının tespitini istemiş ise de; Taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin ... ... Mahkemesi'nin ... dava dosyası ile dava açıldığı, açılan davada davalı eldeki davanın davacısına savunma hakkı verildiği ancak, davaya cevap verilmediği gibi yargılamaya da katılmadığı; yabancı mahkemece verilmiş 13/11/2013 tarihli kararın taraflarca istinaf edilmediğinden 25/12/2013 tarihinde kesinleştiği, işbu kararın tanıma ve tenfizine ilişkin verilen .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 08/03/2016 tarih, ......
Evet ret sebebidir. (... / ... ..., Milletlerarası Özel Hukuk, İstanbul-2009, s. 610, Cemile DEMİR GÖKYAYLA, Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizinde Kamu Düzeni, Ankara-2001, s.260) Tanıma ya da tenfiz davası devam ederken Türk mahkemelerinde görülmekte olan boşanma davası kabul ile sonuçlanmış ve evlilik birliği boşanma kararı ile sonlanmışsa sürmekte olan tanıma ya da tenfiz davasına devam edilebilir mi? Hayır, devam edilemez. (.../..., s. 611) Zira devam edilmesi durumunda “kesin hüküm teşkil eden Türk mahkemesinin kararları” ile çelişen bir hüküm verilmesi mümkündür. (.../..., s. 611) Kaldı ki yabancı mahkeme kararının bir Türk mahkemesi kararı ile bağdaşmaması halinin tenfizin reddi sebebi olacağı Türkiye’nin tarafı olduğu tanıma ve tenfize ilişkin uluslar arası sözleşmelerce bile kabul edilmiştir. (.../..., s. 611) Unutulmamalıdır ki kayınpeder yani şehit ... ... ...’ın babası ... ... Ankara 5....
DAVA : Tanıma Ve Tenfiz DAVA TARİHİ : 26/11/2018 KARAR TARİHİ : 16/03/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin Irak'taki işlerini danışman sıfatı ile takip etmek için davalı şirket ile anlaştıklarını, müvekkiline davalı şirkette çalıştığı 24/10/2013-24/08/2015 tarihleri süresince danışmanlık ücretinin ödenmediğini, bunun üzerine müvekkilinin dava açtığını, ... İş Mahkemesinin 25/03/2018 tarih ve 267/İş/2016 sayılı kararı ile 176.000 USD danışmanlık ücretinin müvekkiline ödenmesine karar verildiğini ve verilen kararın 06/05/2018 tarihinde kesinleştiğini belirterek ... İş Mahkemesinin 25/03/2018 tarih ve 267/İş/2016 sayılı kararının tanınmasını ve tenfizini talep ve dava etmiştir....
Dosya içeriğinden Avusturya Steyir mahkemesi kararının tanıma tenfiz kararının kesinleşmediği anlaşılmıştır. Davacı tarafça dava dışı banka tarafından Demirakça şirketi ile D ulaştırma şirketi alayhine açılan tasarrufun iptali davasında İzmir BAM 5. HD'nin 2018/833 Esas 2019/16 Karar sayılı ilamı ile iki şirket arasındaki işlemlerin işletme devri olduğu , iki şirket arasında organik bağ bulunduğuna karar verilmesine istinaden tekrar ihtiyati haciz talebinde bulunulmuştur. Dosyadaki delillere göre tasarrufun iptali davasının davanın tarafları arasında sonuç doğuracağı, alacağın dayanağını oluşturan tanıma tenfiz kararının keşinleşmediği gibi tarafları da farklı olduğu, muaccel bir alacak bulunmadığı kanaatine varıldığından yerinde bulunmayan istinaf isteminin HMK'nın 353 1- b-1 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının işlettiği otelde ... isimli bir otel müşterisinin çimenlik alanda yürürken doksan santimetre derinlikte kapağı kapatılmamış tesisat bölmesine düşerek sağ ayak bileğinden yaralandığını, dava dışı ......
Dosya içeriğinden Avusturya Steyir mahkemesi kararının tanıma tenfiz kararının kesinleşmediği anlaşılmıştır. Davacı tarafça dava dışı banka tarafından Demirakça şirketi ile D ulaştırma şirketi alayhine açılan tasarrufun iptali davasında İzmir BAM 5. HD'nin 2018/833 Esas 2019/16 Karar sayılı ilamı ile iki şirket arasındaki işlemlerin işletme devri olduğu , iki şirket arasında organik bağ bulunduğuna karar verilmesine istinaden tekrar ihtiyati haciz talebinde bulunulmuştur. Dosyadaki delillere göre tasarrufun iptali davasının davanın tarafları arasında sonuç doğuracağı, alacağın dayanağını oluşturan tanıma tenfiz kararının keşinleşmediği gibi tarafları da farklı olduğu, muaccel bir alacak bulunmadığı kanaatine varıldığından yerinde bulunmayan istinaf isteminin HMK'nın 353 1- b-1 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....