Eserin, sözleşmede kararlaştırılan niteliklerine ya da iş sahibinin beklediği amaca uygun olmaması veya lüzumlu bazı vasıflardan bir ya da bir kaçının bulunmaması halinde ayıplı ifa edildiğinin kabulü gerekir. Ayıp bir malda ya da eserde sözleşme ve yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Başka bir anlatımla ayıp, eşyanın normal niteliklerden ayrılmasıdır. Kural olarak eser sözleşmelerinde ayıbın varlığı her türlü delille kanıtlanabilir. Uygulamada, ayıp, gizli-açık ayıp ayrımına tabi tutulmaktadır. Gizli ayıp, eserin tesliminden sonra genellikle kullanım sonucu kendini gösteren ve o eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olmaması gereken farklılıklardır. Açık ayıp ise, yine sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre eserde olması gerektiği halde fiilen mevcut olmayan vasıf eksikliğidir....
Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır. Ayıp kavramı ile eksik ... ise birbirinden farklıdır. Ayıp; yasa yada sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği yada olmaması gereken vasıfların olmasıdır. Eksik ... ise; sözleşme konusu işlerin yapılmaması yani hiç yapılmayan iştir. Eksik ifa ise, kanunlarımızda tanımı yapılmamakla birlikte, 4077 sayılı Kanun’un 4 maddesinde sayılan ayıp kavramı içerisinde mütalaa olunmaktadır....
Söz konusu sosyal tesislerin yapılmamış olması, alıcının satın alma kararını etkileyen, taşınmazın değerini azaltan bir husus olup, edimin ifasındaki bu yöne ilişkin eksiklik nedeniyle satıcının alıcıya karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, bu sosyal tesislerin yapılmamış olması “açık ayıp” olarak nitelendirilmiş ise de, dava konusu olayda 4077 sayılı yasada düzenlenen “ayıplı ifa” değil “eksik ifa” söz konusudur. Ayrıca, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda; davacı alıcı tarafından açıkça konut durum tespit – teslim formunda belirtilen ayıpların, açık yada gizli ayıp olup olmadığı, bu ayıpların giderilmiş olup olmadığı, dava dilekçesinde belirtilen ayıpların niteliğinin ne olduğu, “açık ayıp” ve “gizli ayıp” yönünden yasal süresi içinde ayıp ihbarından bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince yer verilmediği ve değer düşüklüğü hesabında denetime esas olmayacak şekilde nasafet indirimi uygulandığı anlaşılmaktadır....
İlk derece mahkemesi tarafından; davacı tanıklarından davacının, ayıpları ve eksik işleri öğrenir öğrenmez önce şifaen görüşme ve sonrasında noter ihtarı ile ihtar yükümlülüğünü yerine getirdiğinin anlaşıldığı, bilirkişi raporuyla davalının bir kısım edimlerini sözleşmede kararlaştırılan ürünlerden farklı ürünlerle yerine getirdiği, bu sebeple bir kısım yönünden ayıplı ifa olduğu, bir kısım yönünden yerine getirmediği, eksik ifa olduğu, ayıplı ifanın söz konusu olduğu kısımlar yönünden açık ayıp olduğu, davacının ayıp ihbarında bulunduğu, sözleşmeye göre eksik işler ve ayıplı işlerin toplam bedelinin bilirkişi raporuyla belirlendiğinin anlaşıldığı belirterek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
-TL olduğu ,Dava konusu mal ve hizmetin bir kısmının ayıplı olarak ifa edildiği, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı bu bakımdan davacının ayıplı ifa nedeniyle hesaplanan 94.012,80.-TL’lik bedelden sorumlu olması gerektiği,Ayıplı ifadan kaynaklanan tazminat miktarı davacının alacağından mahsup edildiğinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 94.012,80 TL asıl alacak ve 552,49 TL de faiz olmak üzere toplam 94.565,29.- TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KABULÜNE, 2-Davalı borçlunun Küçükçekmece ... İcra Dairesinin ... E....
Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Bozmaya uyan mahkemece; ayıplı hizmet nedeniyle ayıp oranında indirim yapılması gerektiğini, buna göre ayıplı orkestra hizmeti nedeniyle 2.500 TL orkestra bedeli ve 4.085,71 TL organizasyon ve salon bedeli olmak üzere toplam 6.585,71 TL ayıp oranında bedel indirimi ve iadesi yapılması gerektiği, fotoğraf çekiminin ayıplı olduğunun davacı taraftından ispatlanamadığı, davacıların kişilik haklarının zedelendiği, manevi zararın gerçekleştiği, ancak her olayda verilen hizmetin hiç verilmemesi yada eksik verilmesinin kişilerin yaşayacağı elem ve ızdırabın yoğunluğuna etki edeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 6.585,71 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, her iki davacı için ayrı ayrı 2.500 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Uyuşmazlık; dava konusu olayda “ayıplı ifa” mı, yoksa “eksik ifa”nın mı söz konusu olduğu; burada varılacak sonuca göre satıcının sorumluluğuna gidilebilecek ihbar ve zaman aşımı süreleri ile talep hakkının kapsamının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır. Davacı tüketici olduğuna göre, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinde yer almaktadır. Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” Denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır....
Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır. Ayıp kavramı ile eksik iş ise birbirinden farklıdır. Ayıp; yasa ya da sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği yada olmaması gereken vasıfların olmasıdır....
Davacı tüketici, satıcının konut projesini satışa sunarken proje tanıtım broşürleri, ilan ve 2013/22247-2014/2694 Reklamlarında yer alan açık havuzun sitenin bulunduğu parsel yerine komşu davalıya ait başka parsele yapılmasından ve site alanının 40.000 m2 olarak gösterilmesine karşın tapuda alanının 36.440.m2 çıktığını ileri sürerek ayıplı ve eksik ifa nedeniyle bağımsız bölümde meydana gelen değer kaybını istemiş, davalı ise ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirmiştir. Mahkemece, davacıların kendi sözleşmesinde olmayan başka bir şahısla yapılan sözleşmede yazılı hükümlere dayanarak talepte bulunamayacağı, talep edilen hususların açık ayıp niteliğinde olması nedeniyle süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davacı tüketici, satıcının 2013/21679-2014/2695 konut projesini satışa sunarken proje tanıtım broşürleri, ilan ve reklamlarında yer alan açık havuzun sitenin bulunduğu parsel yerine komşu davalıya ait başka parsele yapılmasından ve site alanının 40.000 m2 olarak gösterilmesine karşın tapuda alanının 36.440.m2 çıktığını ileri sürerek ayıplı ve eksik ifa nedeniyle bağımsız bölümde meydana gelen değer kaybını istemiş, davalı ise ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirmiştir. Mahkemece, davacıların kendi sözleşmesinde olmayan başka bir şahısla yapılan sözleşmede yazılı hükümlere dayanarak talepte bulunamayacağı, talep edilen hususların açık ayıp niteliğinde olması nedeniyle süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....