WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayıp, yüklenicinin meydana getirip iş sahibine teslim ettiği eserdeki sözleşmeye ve fenne aykırılıklardır. Başka bir anlatımla ayıp, sözleşmede kararlaştırılan ve beklenen amaca göre bulunması gereken bazı vasıfların bulunmaması ya da bulunmaması gereken bazı bozuklukların bulunması şeklinde tanımlanmaktadır. Eser sözleşmesinden kaynaklı ayıp halinde işsahibinin seçimlik hakları TBK'nın 475. Maddesinde düzenlenmiş olup buna göre; "(1) Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme. 2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme. 3....

    Dosyanın incelemesinde; davacının 34 XX 884 plakalı aracı 04/11/2019 tarihinde davalıdan 48.000,00 TL'ye satın aldığı, davacının araçta gizli ayıp olduğunu ileri sürerek ve sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istediği, aracın iadesi ile ödemiş olduğu bedelin tarafına iadesini ve manevi tazminat talep ederek dava açtığı, davalının cevap dilekçesi sunmadığı, ilk derece mahkemesince makine mühendisi bilirkişi ile keşif yapılarak bilirkişi raporu alındığı, bu bilirkişi raporunda aracın gizli ayıplı olarak satılmış olduğu, gizli ayıp nedeniyle aracın ayıpsız misli ile arasındaki farkın 7.200,00 TL olduğu, bu bilirkişi raporuna binaen davacı vekilinin 01/07/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile sözleşmeden dönme hakkı yerine ayıp oranında indirim hakkını kullanmak istediği, söz konusu satış nedeniyle araçtaki gizli ayıplardan kaynaklanan 7.200,00 TL maddi tazminat ve 7.000,00 TL manevi tazminat talep ettiği görülmüştür....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT:Tarafların ana başlıklarıyla " taraflar arasında akdedilen satış sözleşmesine konu olan aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın gizli ayıp olup olmadığı, ayıp nedeniyle aracın piyasa değerinin düşmesinden dolayı davacının zararının bulunup bulunmadığı, var ise zarar miktarının ne olduğu ve bu zarardan davalının sorumlu olup olmadığı " hususlarında uyuşmazlığa düştükleri anlaşılmıştır....

      Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır. Ayıp kavramı ile eksik iş ise birbirinden farklıdır. Ayıp; yasa ya da sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği ya da olmaması gereken vasıfların olmasıdır. Eksik iş; sözleşme konusu işlerin yapılmaması yani hiç yapılmayan iştir. Eksik ifa ise, Kanunlarımızda tanımı yapılmamakla birlikte, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesinde sayılan ayıp kavramı içerisinde mütalaa olunmaktadır....

        Hem eksik ifa hem de ayıplı ifa, esasen tarafların hukuki ilişki ile yükümlendikleri edimlerini, gerek kanun gerekse sözleşme ile öngörülen şartlara uygun veya gereği gibi ifa etmemeleri anlamına gelmekte olup, sonuç itibarıyla her iki durumda da sözleşmeye aykırı mal teslimi olduğu tartışmasızdır. Davacı taraf, eksik ve ayıplı ifaya ilişkin olarak 11/08/2014 tarihli dilekçeyle Sulh Hukuk mahkemesinden tespit isteminde bulunmuş ve alınan 23/10/2014 tarihli tespit raporundan sonra 13/11/2014 tarihli ihtarnamesiyle davalı tarafa bildirim yapmıştır....

          DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: Dava, malın ayıplı olması nedeniyle iadesi ve maddi manevi tazminat isteğine yönelik alacak davasıdır. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

            Ayıp; yasa yada sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği yada olmaması gereken vasıfların olmasıdır. Eksik iş ise; sözleşme konusu işlerin yapılmamasıdır. Öteki deyişle, hiç yapılmayan iştir. Eksik ifa ise, kanunlarımızda tanımı yapılmamakla birlikte, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesinde sayılan ayıp kavramı içerisinde mütalaa olunmaktadır. Ayıp; maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir. Maddi ayıp; bir malda madden hata bulunmasıdır (Ör: Malın yırtık, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp; malın kullanımının hukuken sınırlandırılmasıdır (Ör: Malın üzerinde takyitler bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise; malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır....

            Bu durumda; 4077 sayılı TKHK'nın yukarıda bahsedilen hükümleri gereğince, mahkemece yasal süresi içerisinde usulüne uygun bir ayıp ihbarı yapılmadığından davanın reddine karar verilmiş olmasında sonucu itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir. Ne var ki, davacılar arasındaki ilişki ihtiyari dava arkadaşlığı olup, her bir davacı için ayrı ayrı tazminat talep edildiğine göre, davanın reddi nedeniyle davacılara yüklenmesi gereken vekalet ücreti, her bir davacının reddedilen maddi tazminat istemine göre ayrı ayrı hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken bu şekilde bir ayrıma gidilmeden tek bir vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

            Tabi olacakları kurallar ile etki ve sonuçlarının belirlenmesi yönünden, taraflarca dile getirilen taleplerin hukuki nitelendirmesi büyük önem arz etmektedir. Bu doğrultuda öncelikle; her ikisi de genel anlamda borcun gereği gibi ifa edilmemesi olgusunu temelinde barındıran “eksik ifa” ve “ayıp” kavramları üzerinde kısaca durulması gerekir. En öz tanımı ile ifa, borçlanılmış olan edimin yerine getirilmesi suretiyle borcun sona erdirilmesidir (Alman Medeni Kanunu, m. 362/I, Tunçomağ, K.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1976, s. 663). Borcun ifa edilmemesi hâlinde borçlunun sorumluluğunu düzenleyen ve sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 96. maddesine göre “Alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifa edemediği takdirde borçlu kendisine hiçbir kusurun isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bundan mütevellit zararı tazmine mecburdur”....

              a karşı açmış olduğu iki davadan birisinde HGK tarafından hukuki nitelendirmenin eksik ifa olarak yapıldığını ve ihbar süresi olmaksızın bedel tenziline hükmedildiğini, ancak işbu davada hukuki nitelendirmenin ayıp olarak yapılıp ve 30 günlük ihbar süresinde ayıp ihbarı yapılmadığından bahçe ile ilgili taleplerinin reddedildiğini, yine aynı projeden daire satın alan farklı iki kat malikinin davalı ...'...

                UYAP Entegrasyonu