Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi durumunda, itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra müdürlüğünde takip yapılması bir dava şartı olduğundan mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenir ve takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu anlaşılırsa, takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle davada dava şartı gerçekleşmediğinden, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilir. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmediği halde, mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda ise, itirazın iptali davalarının icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde yapılacağına ilişkin bir yasal düzenleme bulunmaması nedeniyle, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi o yerdeki mahkemeyi, itirazın iptali davası yönünden yetkili hale getirmeyeceğinden, genel hükümlere göre yetkili mahkeme belirlenecektir. Somut olayda icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir....

    Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davalının, davacıdan aldığı ayçiçeği küspesine karşılık davacıya ayçiçeği teslim ettiğini belirterek, ispat yükünü üzerine aldığı, tarafların ticari defterlerine göre; davacının, davalıdan 6.229.73 TL alacaklı olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının icra takip dosyasındaki itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle hükümde icra takibinin devamına denilmekle itirazın iptali kastedilmiş olacağından, takibin iptali ibaresinin maddi hata mahiyetinde olup her zaman yerinde düzeltilme imkanı bulunmasına göre, davalının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Kat Mülkiyeti Yasası'nın 33. maddesine göre borç ve yükümlerini yerine getirmeyenler hakkındaki icra takibinin anataşınmazın bulunduğu yer icra dairesine yapılması ve bu takibe yapılan itirazın iptali davasının da aynı yer Sulh Hukuk Mahkemesine açılması gerekir. Somut olayda ortak gider alacağının tahsili ile ilgili icra takibinin anataşınmazın bulunduğu yerin (Burhaniye) İcra Dairesine yapıldığı, bu takibe itirazın iptali davasının da aynı yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesine açılmış olduğu gözetilerek davaya bakılıp, toplanacak kanıtlarla oluşacak sonuç doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken yerinde görülmeyen gerekçe ile Burhaniye İcra Müdürlüğü'nün yetkisizliği yolunda karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

        İcra Müdürlüğünde gerçekleştirildiği, itirazın iptali davasının ise mahkemelerinde açıldığı, geçerli ve yetkili yer icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmadığı, bu suretle itirazın iptali davasının görülebilmesi için dava şartının mevcut olmadığı, davaya dayanak olan icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı gerekçeleriyle itirazın iptali davasının usulden reddine dair hüküm kurulmuştur. Somut uyuşmazlıkta gerekçeli kararda belirtildiğinin aksine; icra dairesinde yapılan takip işlemine ilişkin itirazda, borçlu şirket vekili tarafından yetkiye itiraz edilmediğinden, icra dairesinin yetkisinin kesinleştiği görülmektedir....

        İcra Müdürlüğünün 2013/1837 esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalının yetkiye ve borca kötüniyetli olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, alacak konusunun su kullanım hizmet bedeli olup para borcunu içermekte olduğunu, bu nedenle icra takibinin İİK'nın 50. ve HMK'nın 9. maddeleri gereği yetkili icra dairesinin kendi ikametgahı olan Finike İcra Dairesi olduğunu icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmesini, ayrıca borcunun olmadığını belirterek davanın esastan reddini istemiştir. Mahkemece, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı, dolayısıyla geçerli bir icra takibinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda, icra takibi,... İcra Müdürlüğünde yapılmış ve tebliğ edilen ödeme emri üzerine davalı-borçlu, hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, davacı tarafından itirazın iptali davası açılmıştır....

          İcra Müdürlüğünün 2021/3023 esas sayılı dosyasındaki ilamsız icra takibinin iptali isteminin (yukarıda açıklanan nedenlerle) reddine, davacı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun reddine, oy birliği ile karar verilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, -HMK'nun 355 ve 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden; -Davacının, Bursa 15. İcra Müdürlüğünün 2021/3017 esas sayılı dosyasındaki ilamlı icra takibinin iptali isteminin REDDİNE, -Davacının Bursa 15....

          Mahkemece; İİK'nun 72/son maddesi gereği menfi tespit davası bakımından İcra takibinin yapıldığı yer mahkemesi veya davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu, gerek icra takibinin yapıldığı yerin, gerekse davalının ikametgahının Beyoğlu olup, mahkemenin iş bu dava bakımından yetkisiz olduğu, İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesinin görev ve yetkisi kapsamında kaldığı gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliği ile dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Görev ve yetkiye itiraz halinde mahkemenin öncelikle görev itirazını değerlendirmesi gerekir. Menfi tespit davasına konu olan icra takibinin değeri 10.525 TL'dir. Dava, icra takibinden dolayı menfi tespit ve icra takibinin iptali istemine ilişkin olduğundan, dava tarihi itibarıyla görev Asliye Hukuk Mahkemesi'ne aittir. Mahkemece görev hususu gözetilmeden yetki yönünden karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir....

            Hukuk Dairesi’nin 09.04.2013 tarih ve 2013/4332-2013/13512 sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verildiği, bozmadan sonra ilk derece mahkemesinin 2013/662-2013/980 sayılı kararı ile direnerek yine davanın reddine karar verdiği bunun üzerine dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda hala derdest olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle anılan icra takibinin iptali davasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmesi gereğine değinilmişse de; icra takibinin iptali için açılan bu davada verilen red kararının Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/12-363 E ve 2019/462 K. sayılı onama ve akabinde 2019/12-607 E. ve 2020/118 K. sayılı karar düzeltme talebinin reddi ile 11.02.2020 tarihinde kesinleştiği, bu durumda davacı tarafından başlatılan icra takibinin kesinleştiği ve dava şartlarının gerçekleştiği anlaşılmış olup, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilerek, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının yeniden incelenmesinde; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle...

              Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra takibinin kesinleşmesi tasarrufun iptali davalarında dava koşuludur. Şayet icra takibine karşı yapılan itirazın iptali için dava açılmışsa bu husus ön mesele kabul edilerek bunun sonucu ve dolayısıyla icra takibinin kesinleşmesi beklenmelidir. Somut olayda davacı alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılmış ve Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/05/2007 tarih ve 2004/820 esas 2007/138 karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; anılan hüküm, taraflarca temyiz edilmeyerek 10/09/2008 tarihinde kesinleşmiştir. Başka bir anlatımla davanın dayanağı olan icra takibindeki alacak kesinleşmiş bulunmaktadır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali Uyuşmazlık kambiyo senedine dayalı olarak yapılan icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 11.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu