Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, takibin 47.338,56 TL üzerinden devamına, %20 icra inkar tazminatı olan 8.973,90 TL'nin davalıdan tahsiline, asıl alacak miktarı olan 44.869,50 TL'na takip tarihinden itibaren yıllık %17,55 oranında temerrüt faizi yürütülmesine ve takibin temerrüt faizinin %5'i oranında BSMV üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava ödenmemiş kredi borçlarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabülüne karar verilmiş ise de; davalı taraf dava konusu bireysel kredi sözleşmesini patronu olan dava dışı ... ve davacı bankanın müdürünün baskı ve zorlaması ile imzaladığını, bu kişiler tarafından dolandırıldığını, kredi bedelinin ... tarafından kullanıldığını, şikayeti üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/59291 sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını bildirmiştir. Soruşturma dosyası incelendiğinde, soruşturmanın halen devam ettiği anlaşılmaktadır....

    Mahkemece, ilamın aynen icrasının mümkün olmaması durumunda, İİK'nun 24. maddesi gereği, ilam konusunun icra müdürü tarafından değeri tespit edilerek bu değer üzerinden takibin devamının gerektiği, şikayete konu icra takibinde de, bu şekilde bilirkişiye tespit ettirilen değer üzerinden takibe devam olunduğu, borca ve faize itiraz mahiyetindeki diğer taleplerin süresi içinde ve ayrıca itiraz yolu ile ileri sürülebileceği, bu şekilde şikayet istemine konu edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu vekili, icra mahkemesine başvurusunda, takibin devam edeceği miktara ilişkin icra memuru işlemini şikayeti yanında, ödeme itirazı ile işlemiş ve işleyecek faize yönelik talepte de bulunduğu halde, mahkemece anılan konularda inceleme ve değerlendirme yapılmadığı görülmektedir....

      Mahkemece, takibe konu senette keşideci imzası bulunmadığından kambiyo senedi vasfında olmadığı kabul edilerek borçlunun şikayeti kabul edildiğine göre, takibin itiraz eden borçlu yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken, icra takibinin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......

        in imza itirazında bulunanlardan olmamasına rağmen ilgili mahkemece takibin tümden durdurulmasına karar verilmiş ve adı geçenin de takip borçlularından olması nedeniyle onun yönünden de zamanaşımının işlemeyeceğinin kabulü gerektiğinden bahisle zamanaşımı şikayeti reddedilmiştir. Takip dayanağı senetlerin tanzim tarihleri itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 690. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. TTK'nun 663/2. maddesine göre ise, zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir süre işlemeye başlar. Somut olayda, takibin muris Murat Nazik ile borçlu ... hakkında başlatıldığı, mirasçılar ... ve ...'in ......

          Ancak, mahkemece hükme esas alınan raporun kesin kanaat içermemesi nedeniyle başlı başına bu rapora dayalı olarak hüküm kurulamayacağından, imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, borçluların takip dayanağı senede ilişkin imza itirazları kabul edildiğine göre, İİK’nun 170/.... maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi de isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ..............

            Davacının takibi kesinleştikten sonra birikmiş ve devam eden nafaka borcunun itfa sebebiyle takibin durdurulmasına ilişkin talebine karşılık olarak, mahkememizce davacının bildirmiş olduğu Halkbankası ve Ziraat Bankası'ndan ödemeye ilişkin makbuzlar istenmiş ve dosyada dinlenen tanık beyanları ile mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde ise birikmiş nafaka borcunun devam ettiği, itfa edilmediği anlaşıldığından bu talebin reddi gerekmiştir. İİK.nun 82. maddesinin 3. fıkrasında yer alan haczedilmezliği şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Borçluya ait ve şikayete konu edilen taşınmazlara ait 103 tebligatının 20/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, Bu durumda borçlunun 29/08/2019 tarihli şikayeti süreden sonra yapıldığı anlaşıldığından haczedilmezlik talebine ilişkin olarak davanın süreden reddine..." dair karar verildiği görülmüştür....

            Davalının şikayeti üzerine yetkisizlik sonrası Diyarbakır CBS'nın 2017/57162 nolu soruşturma dosyasında içlerinde Kalender iletişim çalışanlarının da olduğu sanıklar hakkında bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçlamalarıyla 26 şüpheli hakkında 507 müştekinin şikayeti ile dava açıldığı 452.sırada iş bu davanın davalısının müşteki sıfatıyla bulunduğu, Bakırköy 8. İcra Müdürlüğünün 2018/9198 sayılı takip dosyasında 5926,93 TL fatura tutarı, 497,86 TL işlemiş faiz, 29,48 TL gecikme bedeli olmak üzere toplam 6454,27 TL yönünden ilamsız takip yapıldığı ve itiraz üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır....

            Borçlunun yetkiye, imzaya ve borca itirazları ile birlikte usulsüz tebliğ şikayeti mevcut ise, usulsüz tebliğ şikayeti Mahkemece ön mesele olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olup olmadığı, şikayetin İİK'nın 16 ve TK'nın 32. maddeleri kapsamına göre süresinde yapılıp yapılmadığı tespit edildikten ve bu hususa gerekçede yer verildikten sonra borçlunun yetki, imza ve borca itirazlarının öğrenme tarihine göre yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülüp sürülmediği belirlenerek hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, davacıların ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dava dilekçesi özetinde, gerekçede ve hükümde yer verilmediği, usulsüz tebliğ şikayeti herhangi bir inceleme ve değerlendirmeye tabi tutulmaksızın doğrudan davacıların tüm itirazlarının süre yönünden reddi yönünde eksik inceleme ile isabetsiz şekilde yazılı şekilde hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır....

            Bu durumda, şikayeti inceleme yetkisi, İİK.nun 4. maddesi uyarınca asıl takibin yapıldığı İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğü'nün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğundan mahkemece re'sen nazara alınmalıdır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, davacının haczedilmezlik şikayetine ilişkin olarak ilk derece mahkemesince verilen yetkisizlik kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık yanında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve isabetli olduğunun kabulüyle davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, oy birliği ile karar verilmiştir....

            DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ VE ZAMANAŞIMI İTİRAZI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 1. İş mahkemesine ait karara istinaden Bakırköy 3. İcra müdürlüğünün 2019/23881 E.sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, icra dosyasından 15/01/2020 tarihinde haberdar olduklarını, tebliğ alan Mehmet Güler'in müvekkilin çalışanı olmadığını, takibin dayanağı olan mahkeme kararı bakımından 10 yıllık takip süresinin takip tarihi itibariyle dolduğunu, İİK 39/1, TMS 156/2 gereğince ilamlar için 10 yıllık zamanaşımı bulunduğunu, ilamın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı adına icra emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, söz konusu ilamın Bakırköy 1....

            UYAP Entegrasyonu