Davalı borçluya ödeme emrinin 26/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 27/08/2021 tarihli borca itiraz dilekçesinde; borca, faize, ferilere itiraz edildiği, icra müdürlüğü tarafından icra takibinin durdurulduğu, borca itiraz süresinden sonra ikinci dilekçeyle 20/09/2021 tarihli dilekçesiyle borca itiraz ile birlikte yetkiye de itiraz edildiği görülmüştür. Davalı vekili tarafından mahkememizin görevine itiraz edilmişse de; tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili bulunduğu anlaşılmakla mahkememizin görevli olduğuna karar verilmiştir. TBK’nın 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden mahkememizin yetkili olduğu, icra takibinin usulüne uygun yapıldığı, dava şartlarının tam olduğu anlaşılmıştır....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı şirket tarafından müvekkiline kesilen 01.09.2009 tarihli ve 3.150.TL bedelli faturayı peşin ödemelerine rağmen faturadaki hizmetin yerine getirilmediğini, bedelin iadesi için başlatılan takibe davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatının ödenmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takibine itiraz dilekçesinde icra müdürlüğünün yetkisine itirazda bulunmuş, yargılama aşamasında da davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin sözleşmenin tarafının davacı şirket olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu icra takibinde hem icra dairesinin yetkisine hemde borca itiraz edilmiştir. Yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biridir....
Ortada, geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hâllerde, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı açıktır. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, Davalı vekili icra takibinde hem borca ve yetkiye itirazda bulunmuştur. Yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Bu durumda Mahkemece İİK'nın 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz HMK'nın 164. maddesi hükmü uyarınca ön sorun olarak incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Anılan hüküm ile salt takip hukuku açısından yetki itirazının İcra Mahkemesince incelenmesine ilişkin prosedür düzenlenmiştir. Kaldı ki, itirazın iptalini tetkike yetkili olan mahkeme İcra Dairesinin yetkisine yönelmiş olan itirazı da inceleyebilir....
-TL alacağın, asıl alacağa işleyecek yıllık %9 faizi ile birlikte tahsili için icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya ... tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ... tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, takibin durduğu anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ; davacı ... ... tarihli genel kurul toplantı tutanağı ile ... ayından itibaren aylık ......
Borçlular ise mirası reddettiklerinden dolayı murisin borcundan sorumlu olmadıklarını ileri sürerek takibin iptalini istemişlerdir. Bir diğer ifade ile borçlu olmadıklarını ileri sürmektedirler. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı kararında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. Şu hale göre, borçluların başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2022 NUMARASI : 2022/1232 ESAS - 2022/1230 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, takibe konu senetlerin kambiyo senedi vasfında olmadığını, senetlerde lehtarın şahıs veya tüzel kişi olarak gösterilmediğini, alacaklı olarak görülen kişinin lehtar sıfatının bulunmadığını, zaman aşımının oluştuğunu, ayrıca senet tutarı 10.000,00- TL yazmasına rağmen ödeme emrinde 9.064,82- TL yazdığını, borca ve faize itiraz ettiklerini söyleyerek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
İİK'nun 170/a-son maddesi uyarınca borç kısmen ya da tamamen kabullenilmiş ise mahkemece bu maddeye dayalı olarak takibin iptaline karar verilemez. Somut olayda borçlunun icra mahkemesine başvurusunda takip dayanağı senet bedelinin "fazlasıyla ödenmiş olduğunu" ileri sürdüğü görülmektedir. Senet bedelinin ödendiği iddiası ise borcu kabul anlamında olup, mahkemece takip dayanağı senedin kambiyo senedi vasfında olmadığı nedeni ile İİK.nun 170/a maddesine dayalı olarak takibin iptaline karar verilmesi aynı maddenin son fıkrasına aykırıdır. Başvuru, İİK.nun 168/5.maddesi kapsamında olup, aynı Kanunun 169.maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir. Borca itirazın incelenmesi yöntemini düzenleyen İİK.nun 169/a maddesi uyarınca ise incelemenin mutlaka duruşma açılmak suretiyle yapılması gerekir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı borçluya kitap, test vs. yayın ürünleri sattığını, davalının borcunu ödememesi üzerine aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının yetki ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
İcra İflas Kanun'unun 63. maddesi gereğince borçlu itirazında bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı olduğundan borçlunun senet metninden anlaşılamayan borca itiraz sebeplerini itirazında ayrıca ve açıkça bildirmesi kendi yararınadır. Dava konusu olayda; Davalı borçlu, mükerrer takip yapıldığını bildirerek itiraz etmiştir. Davalı borçlunun bu itirazı borca itiraz olup, itirazı üzerine icra takibi durmuştur. Davacı alacaklı icra takibinin devamı için icra mahkemesine başvurmuş, icra mahkemesi davalı borçlunun itirazının haksız olduğuna karar vermiştir. Bu durumda aleyhindeki icra takibine itiraz ederek işin çabuk bitirilmesini engelleyen borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olan icra inkar tazminatından davalı borçlunun sorumlu tutulması doğru ve yerindedir. Mahkemece verilen kararın onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun kararın bozulması yönündeki görüşüne katılmıyorum. 09.12.2013...
Mahkemece, toplanan delillere göre, davalının ...’ın davacı bankadan aldığı krediye kefil olduğu, borç ödenmediğinden müşteri ve kefiller aleyhine icra takibine girişildiği, borç ödenmediği ve güvence altına alınmadığı halde davalının borca itiraz ederek takibin kendisi yönünden durmasına sebebiyet verdiği, söz konusu borcun hesap kat özetinin davalıya tebliği ve itiraz edilmemekle muaccel olduğu, davalının borcun tamamından müşterek ve müteselsil sorumlu olduğu halde kötüniyetle borca itiraz ettiği gerekçeleriyle davanın kabulü ile hüküm altına alınan 4.436,60 TL asıl alacağın %40’ı oranında inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-BK’nun 484.maddesine göre, kefil, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki...