- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı arasında kredi kartı üye sözleşmesinin akdedildiğini, davalının kredi kartı borcunu ödememesi üzerine ihtarname keşide edilerek icra takibine geçildiğini, davalının açılan takibe karşı yaptığı itirazında takip miktarına,faize ve takipten sonraki meblağı kabul etmediğini beyan ettiğini, davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaliyle takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacı bankanın gönderdiği ihtara itiraz ettiğini, yapılan sözleşmelerin noterce tasdikinin olmadığını ve kendisine tebliğ edilmediğini, ihtara ve ödeme emrine itiraz ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Diğer yandan, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine açılan davada, mahkemenin de yetkisine itiraz edilmesi halinde, mahkemece, İİK 50. ve 6100 sayılı HMK'nın 117/2. maddesi gereğince, dava şartı niteliğinde bulunan icra dairesinin yetkili olup olmadığı hususu öncelikle incelenmelidir. Somut olayda, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itirazından sonra açılan işbu itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine de itiraz edilmiştir....
Bu sebeple, yetkili icra dairesince yapılan ödeme emri tebliği üzerine ,davalı-borçlu /vekili tarafından usulüne uygun şekilde borca yönelik itiraz edilmedi ise, ilamsız takibin duruduğundan söz edilemez. Bu durumda, geçerli bir borca itiraz bulunmadığından, davacı tarafça itirazın iptaline ilişkin dava açılmasında, hukuki yarar bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekecektir. Bu nedenle ,davalı tarafın istinaf talebinin kabulü ile, kararın HMK 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Davalı şirket icra takibine itirazında ve esasa cevabında; yetki itirazı ile akdi ilişkiyi de inkar ederek fatura içeriğine ve borca itiraz etmiştir. Ancak davacı takip talebinde davalının yaptığı ödemenin mahsubu ile toplam alacağını talep etmiştir. Davacının, davalı şirketin ödemelerine ilişkin bildirdiği belgeler üzerinde durulup irdelenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ö.. yönünden, İİK'nun 168/5. maddesi gereğince yasal 5 günlük süreden sonra gerçekleşen istemin süre aşımı sebebiyle reddine karar verildiği, ayrıca adı geçen borçlu aleyhine tazminata hükmedildiği, borçlu şirket bakımından ise; teminat iddiası yerinde görülerek anılan borçlu şirket hakkındaki takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, borçlu M.. Ö..'nun borca itirazı süreden reddedildiğinden İİK'nun 169/a-6. maddesinin açık hükmü gereğince adı geçen borçlunun tazminat ile sorumlu tutulması doğru değildir. Diğer taraftan, mahkemece, borçlu N.. Kazan Tank ve Mak. San. Tic. Ltd. Şti.'nin İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca söz konusu borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin 02/04/2009 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, borçlunun dosya borcuna 14/04/2009 tarihinde itiraz ettiği, borca itiraz süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün olduğundan Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 14/04/2009 tarihli kararı ile itiraz süresinde olmadığından takibin devamına karar verildiği, borçlu davacı yeniden 2. kez 14/11/2022 tarihinde iş bu borca itiraz ederek itiraz dilekçesi sunduğu ve icra müdürlüğünce de 14/11/2022 tarihinde süresinde olmadığından bahisle itirazı reddedilerek takibin devamına karar verilmiştir....
Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesinin usulen imkanı yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve bu itirazın olumlu veya olumsuz sonuçlandırılmadığı hallerde geçerli bir takibin bulunamayacağı açıktır. O halde bu husus İİK' nun 67. maddesi uyarınca bir dava şartıdır ve dava şartları da mahkemece re'sen gözetilmek zorundadır. İlamsız icra takibinde takip borçlusunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması ve takip alacaklısının takibin devamını sağlamak üzere İcra İflas Kanununun 68 ve 69’uncu maddelerine göre icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek yerine, aynı Kanunun 67’nci maddesi gereğince mahkemeye başvurarak itirazın iptalini istemesi durumunda, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı icra hukuk mahkemesinin yerine geçerek İcra İflas Kanunu 50’nci maddesi hükmü çevresinde inceleyerek sonuçlandırması gerekmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tebliğ evrakıyla ilgili kime haber bırakıldığı hususlarının tebligatta yer almadığı, bu hali ile tebliğ işleminin usulsüz olduğu, taraflar arasında takibe konu senede ilişkin görülen menfi tespit davası bulunduğu, menfi tespit davasında karar tarihi olan 15.09.2021 tarihinden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde davaya konu takibin başlatıldığı, takibe konu senedin kambiyo senedi vasfını haiz olduğu, borçlu tarafından borca itirazına ilişkin İİK'nın 169.maddesinde sayılan nitelikte belge de sunulmadığı, tüm bu hususlar gözetildiğinde davacının zamanaşımı itirazı, borca itiraz ve şikayetlerinin yerinde olmadığı belirtilerek; davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile; ödeme emri tebliğ tarihinin 06.12.2021 olarak tespitine, davacının kambiyo senetlerine mahsus takibe ilişkin itiraz ve şikayetlerinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, Kahramankazan İcra Dairesinin ... esas numaralı dosyasına borçlu tarafından yapılan itirazın haksız olduğundan iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, borçluya ödeme emri gönderildiğini borçlu gönderilen ödeme emri üzerine borca itiraz ettiğini, bu itiraz üzerine itiraz eden borçlu yönünden icra takibinin durmasına karar verildiğini, davacı nezdinde borçlu şirketin 20.04.2014 tarih 011401 nolu 216.453,49 TL tutarlı ve 30.05.2014 tarih 011402 nolu 147.483,39 tutarlı fatura alacağı sebebiyle ödenmemiş bulunduğu 84.000,00 TL tutarındaki fatura alacağı bulunduğunu, davalı tarafından söz konusu faturalardan kalan 84.000,00 TL tutarındaki borcun ödenmediğini, borçlunun haksız ve hukuka aykırı bir şekilde sırf icra takibini uzatmak maksadı ile icra takibine itiraz ettiğinden davacı alacaklı lehine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, borçlunun itirazının taraflarına tebliğ edilmediğini, taraflarınca...
İcra takibi mirası ret süresi geçtikten sonra başlatılmış olmakla olayda İİK. nun 53.maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun’un 16.maddesinin uygulama yeri yoktur.Şu hale göre, borçlunun başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise takibin şekline göre uygulanması gereken İİK. nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur....