Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece;"2004 sayılı iik'nın 17. maddesi gereğince şikayetin kısmen kabulü ile davacıya ödeme emri ve dayanak belgeyi içeren tebligatın usulsüz tebliğ edildiğinin tespitine, Sivas İcra Müdürlüğü'nün 2019/118683 esas sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibinde davacı borçluya örnek 10 nolu ödeme emri ve dayanak belgelerin tebliği tarihinin ıttıla tarihi olan 24/12/2019 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinin iptali, ödeme emrinin yeniden tebliği, takibin durdurulması, hacizlerin kaldırılması ve borca itiraz taleplerinin reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Davanın konusu İİK 89/1,2,3 haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edilmesi sebebiyle iptali talebidir. Usulsüz tebliğ şikayeti İİK 16. maddeye göre ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içinde ileri sürülmesi gerekir. Davacı tarafından 89/1 haciz ihbarnamesine 28/07/2020 tarihinde itiraz edildiği, dava dilekçesinde de haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğini, 24/07/2020 tarihinde haberdar olduğunu, beyan ettiğinden 89/1- 2- 3 haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüz yapıldığı şikayetinin İİK 16 maddesi gereğince ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içinde ileri sürülmesi gerekirken 7 günlük süre geçtikten sonra 30/11/2020 tarihinde dava açılması sebebiyle mahkemece süre aşımından davanın reddine karar verilmesi hukuken yerindedir. İcra dosyasına itiraz dilekçesi ibraz edilmesi süreyi kesmemektedir....

No:20 D:3 Kuşadası/ AYDIN adresinde 22/08/2017 tarihinde Güzin Cici imzasına tebliğ edildiği, mahkemenin 14/09/2017 tarihli ara kararı ile takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, Aydın İl Emniyet Müdürlüğünün 24.01.2020 günlü yazısından borçlunun tebligat tarihi itibariyle yurt dışında olduğunun anlaşılmasına, istinaf edilen ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....

Bu durumda ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz kabul edilse bile muhatabın en geç bu tarihte usulsüz tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayeti anılan tarihe göre İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır. Şikayet süresinin geçirilmesinden sonra borçluya kayyum atanmış olması sonuca etkili değildir. Diğer bir ifadeyle bu husus şikayet süresini yeniden başlatmaz. O halde mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de; mahkemece tebligatın usulsüzlüğü kabul edildiğine göre, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesine göre tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi yerine ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisi doğru değildir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki şikayetin müvekkilinin hakkını sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, takibin iptali talebinin yerinde olmadığını, borçluya gönderilen ödeme emrinin usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "Davacının tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayeti incelendiğinde; borçlu adına çıkartılan 25/06/2020 tarihli davetiyenin bila tebliğ gelmesi üzerine 07/07/2020 tarihinde Tk.nun 21/2. Maddesine göre çıkartılan tebligatın tebliğ mazbatasındaki kayıtlara göre tebliğ işleminin "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup tebliğ adresinin kapalı olması nedeniyle Teb. K.M.21/2 gereğince tebliğ evrakı Atatürk Mahallesi Muhtarı imzasına 11/07/2020 tarihinde teslim edilmiştir. 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır....

    İcra Müdürlüğünün 2011/7435 sayılı takip dosyasının incelenmesinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 6.987,40 TL asıl alacak, 655,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.642,40 TL alacak için ilâmsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya 29.02.2012 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 22.03.2012 tarihli dilekçe ile tebligatın usulsüz olduğu ve dilekçe tarihinde öğrendiklerinden bahisle borca itiraz edildiği, icra mahkemesinde davalı borçlu tarafından ödeme emrinin tebliğinin usulsüzlüğü ve öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına dair şikayet davasının açılmadığı anlaşılmaktadır. Davalı borçlunun bu itiraz dilekçesi süresinden sonra olmakla birlikte icra müdürlüğünce 22.03.2012 tarihinde borçluya yapılan tebligat usulsüz olduğundan tebligatın iptâline ve itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmiştir....

      Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; Mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti yönünden borçlunun iddiası doğrultusunda araştırma yapılarak tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi ve usulsüz tebligat şikayetinin İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa borçlunun imzaya vaki itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti yönünden gerekli delillerin toplanması ve sonrasında oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken herhangi bir araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde sonuca gidilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı, bu durumda yargılama işlemlerinin eksik bırakıldığı anlaşıldığından davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden...

      nun 16. maddesine göre; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.” Somut olayda iptali istenen ihbarnamelerde her ne kadar 3. kişinin isim ve soyisminin yazımlarında yanlışlık yapılmışsa da 3. kişinin ihbarname gönderilen kişinin kendisi olmadığı yönünde husumete dayalı bir şikayeti bulunmamaktadır. 3. kişinin şikayet nedenleri nazara alındığında mahkemeye şikayet süresi muamelenin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gündür. Şikayetçi 3. kişiye 1. haciz ihbarnamesi 05.02.2014 tarihinde, 2. haciz ihbarnamesi 28.02.2014 tarihinde, 3. haciz ihbarnamesi ise 25.03.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup bu tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğu yönünde açıkça bir şikayeti de bulunmamaktadır....

        Davaya konu icra takibindeki ödeme emrinin usulsüz olduğu ve borca itiraz edildiği gerekçeleri ile davalı borçlu tarafından Kocaeli 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/396 E. Sayılı dosyasında şikayet yoluna gidilmiştir. Davalı borçlu tarafından İcra Hukuk Mahkemesi'nde hem borca itiraz edilmiş hem de usulsüz tebliğ şikayetinde bulunulmuştur. Davacı bu süre zarfında Ankara İcra Müdürlüğü vasıtası ile aynı zamanda icra müdürlüğünde de itirazda bulunmuştur. İcra Mahkemesi tarafından söz konusu icra dosyası celp edilmiş ve davanın kabulü ile takibin İİK 62 ve 66 maddeleri uyarınca durdurulmasına karar verilmiştir. Bir başka deyiş ile icra mahkemesi tarafından davacının şikayeti ve borca itirazı kabul edilmiş ve takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Anılan karar üzerine istinaf yasa yoluna gidilmiş İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi tarafından da incelenen icra mahkemesi kararı borca itiraz olarak değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

          de gerçeği yansıtmadığını belirterek usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulüne ve davalı alacaklının yetkili hamil olmaması nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu