Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, icra takibine konu olan asıl alacağı kabul etttiğini,itirazının faize ilişkin olduğunu ve takibin bu yönüyle durduğunu,davacı bankanın talep ettiği faiz oranının Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a ve Borçlar Kanunu hükümlerine aykırılık teşkil ettiğinden ve geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhinde %20 oranından az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece; yapılan yargılama ve bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun itirazında haksız olması nedeniyle davacı lehine inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı bankanın kredi kartı alacağı için başlattığı icra takibinde, davalı işlemiş faize ve faiz oranına itiraz etmiş, asıl alacak üzerinde itirazda bulunmamıştır. İtirazın kısmi yapılmış olması nedeniyle itiraza uğramayan asıl alacak yönünden icra takibi kesinleşmiştir....

    İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. ./.. - 2 - 2004 sayılı Kanun'un 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İtirazın iptali davasında, alacaklarla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz. Yargılama sonunda icra takibine itirazın kısmen ya da tamamen iptali ile takibin devamına ya da davanın reddine dair karar verilmelidir....

      Ödeme emri tebliği üzerine davalı kiracı süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde,takibe,borca ve faize itiraz ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, faize ilişkin itirazın iptaline, İİK 62/4 maddesi gereğince borca kısmi itiraz edildiğinde itiraz edilen kısım açıkça belirtilmemişse itiraz edilmemiş sayılacağından borçlunun kısmi itirazında miktar açıkça belirtilmediğinden borca yönelik itirazın yapılmamış sayılması gerektiği, dolayısıyla geçerli olmayan bir itirazın iptalinde de davacı alacaklının hukuki yararının bulunmadığı, ayrıca 6183 sayılı Kanuna tabi alacaklarla ilgili icra dairesindeki takibin hüküm ifade etmeyeceği, kira alacağı dışındaki belediye gelirlerine ilişkin diğer alacak kalemlerinin de kamu alacağı niteliğinde ve 6183 sayılı Kanunun hükümlerine tabi olup icra dairesinde takibinin yapılmasının mümkün bulunmadığı, geçersiz bir takipte itirazın iptalinin talep edilmesinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

        Hukuk Dairesince iki kez bozulduğunu ve son kararın, temyiz edilmeden kesinleştiğini, Yargıtay bozma kararında kooperatif alacaklarının öncelikle faize mahsup edebileceğinin belirtildiğini, davalının iddiasının faize faiz yürütüldüğü yönünde olduğunu, müvekkilinin asıl alacağının 1.550,00 TL olduğunu, mahkemenin hüküm altına aldığı faiz miktarının 5.407,75 TL olduğunu, menfi tespit davası kesinleşmediği için hükmün icraya konulamadığını, davalının bugüne kadar borcunu ödemediğini ileri sürerek, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın haksız ve hukuki destekten yoksun olduğunu, takibe konan faiz alacağı 5.407,75 TL ye değil, bu faize işletilen % 7 faiz oranına itiraz ettiklerini, takibin haksız ve kötü niyetle yapıldığını savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....

          Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın iptali davasını itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7 nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır....

            Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, takipte davalılar tarafından sadece faize itiraz edilmiş olmasına rağmen davacı tarafın takibe yapılan itirazın iptalini ve devamını talep ettiği, bu hali ile faiz dışında borçlu davalılar tarafından takibe yapılmış herhangi bir itiraz olmadığı halde diğer kısımlar için davacının takibin iptalini istemesinde hukuki yararı olmadığı, itiraz edilmeyen kısım yönünden kesinleşmiş olan takibin devam etmekte olduğu, davada sadece işlemiş faiz alacağı ve faiz oranına itiraz edilmiş olup, sadece işlemiş faize itiraz edilen hallerde takip talepnamesinde ve ödeme emrinde yazılı olan ve likit bir miktarı ifade eden faiz bölümü esas alınmak suretiyle tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile, Fethiye 2....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2021/588 Esas KARAR NO : 2022/32 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 24/09/2021 KARAR TARİHİ : 17/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; :Taraflar arasında sözleşme ilişkisi olduğunu ve takibin dayanağı da bu ilişkiden doğan para alacağı olduğunu, müvekkili tarafından ---- sayılı dosyasında davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibin müvekkili ile davalı arasında akdedilen ticari ilişkiden doğan para alacağına dayandığını, başlatılan takibe davalının söz konusu ödeme emrine borcu olmadığı iddiasıyla haksız bir şekilde itiraz ettiğini, bu itiraz sonrasında takibin durduğunu, borçlunun haksız itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu aleyhine alacağın%20'sinden az olmamak kaydıyla İcra...

                Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflâs Kanunu’nun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7 nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz....

                  Mahkemece, 4.11.2014 tarihinde davanın kabulü ile itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacak bedelinin %20’si üzerinden hesaplanan 4.743,208 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 27.9.2016 tarih 2015/9092 e.-2016/17335 k.s.lı ilamında özetle, davalının diğer sair temyiz itirazlarının reddi ile davalı temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faize yönelik talebin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptali ile takibin 23.716,04 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiz yönünden devamına, davacının işlemiş faize yönelik talebin reddine, asıl alacak bedelinin %20’si üzerinden hesaplanan 4.743,208 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 9.11.2017 tarih 2017/7592 e.-2017/10864...

                    İİK'nun 62. maddesine göre; "İtiraz etmek isteyen borçlu itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur." Aynı yasanın 66. maddesinde ise; "Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda ilamsız icra yoluyla yapılan takibe karşı borçlunun icra müdürlüğüne başvurusu, borca kısmi itiraz niteliğinde olup yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca müdürlükçe takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, borçlunun dilekçesinde yer alan itiraz nedenlerini inceleme ve değerlendirme yetkisi bulunmadığı halde yetkisini aşmak suretiyle itirazın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. İcra müdürlüğünce yapılması gereken, yasal süresi içerisinde yapılmış olan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar vermektir....

                      UYAP Entegrasyonu