Karar sayılı ilam ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın 24/12/2021 tarihinde kesinleştiği görülmekle, bu durumda İİK'nun 53. maddesi uyarınca mirasçılar hakkında takip yapılması mümkün olmayıp davacı mirasçıların mirasın reddine ilişkin karara istinaden icra mahkemesine başvurarak haklarındaki takibin iptalini isteyebilecekleri ve bu hususun İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olarak kabul edilmesi gerektiği, bu konudaki şikayetin kamu düzenine ilişkin olduğu da nazara alındığında İİK'nun 16/2 maddesi uyarınca iş bu şikayet davasının süreye tabi olmadığı, dolayısıyla dava dilekçesinde takibin iptali talep edilmemiş olsa da yargılama sırasında takibin iptali talep edildiğinden ve belirtildiği gibi bu husus süresiz şikayet niteliğinde olup, mahkemece verilen durma kararı usulü kazanılmış hak teşkil etmeyeceğinden ve aleyhe bozma yasağı olayımızda uygulanamayacağından re'sen inceleme neticesinde Kayseri 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Davacının kendisine İİK'nun 89. maddesine göre gönderilen birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebligatlarının usulüne uygun yapılmadığını ve ihbarnamelerin geçersizliğini ileri sürerek, haciz ihbarnemelerinin iptali talebiyle şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Sayılı dosyasından davacıya gönderilen ödeme emri davacı tarafından tebellüğ edildikten sonra, davacının borca itiraz dilekçesindeki kendi maddi hatasından ötürü, takibin durdurularak hacizlerin kaldırılması talebiyle birlikte memur muamelesini şikayet yoluna başvurduğunu, davanın açılabilmesi ve kabul edilebilmesi için İİK m.16'daki tanıma uygun olması gerektiğini, mahkeme kararının İİK m.16 hükmünü dikkate almadığını, davacı taraf dava dilekçesinde, borca itiraz dilekçesindeki maddi hatadan dolayı geçerli itirazda bulunamadığını, yani kendi kusuruyla itiraz edemediğini ikrar ettiğini, memur muamelesini şikayet davasının kabul olunabilmesi için, memurluğun bir hata yapmış olması gerektiğini, memurluğun hiçbir hata yapmadığı bir durumda, memur muamelesini şikayet etmenin mümkün olmadığını, hiç kimsenin kendi kusurundan faydalanamayacağını, mahkemenin vermiş olduğu kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
İİK'nun 168/3. maddesi gereğince; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfına haiz değilse ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içerisinde icra mahkemesine şikayet edilmesi zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Bununla birlikte; İİK.’nun 170/a-2 maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir....
Bu hüküm uyarınca borçlunun süresinde tahliye emrine itiraz etmesi halinde takibin icra müdürlüğünce durdurulması gerekir. Aksi yönde verilen karar, bir hakkın yerine getirilmemesi niteliğinde olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süreye tâbi olmaksızın şikayet konusu yapılabilir. Somut olayda, borçlunun 26.06.2015 tarihli dilekçe ile icra müdürlüğüne yaptığı başvuruda; takip dayanağı 26.02.2015 tarihli kira sözleşmesi ve 30.05.2015 tarihli tahliye taahhütnamesi ile altındaki imzaya süresi içinde itiraz ettiği anlaşılmıştır. Takibin şekline göre borçlu tarafından yasal süresi içerisinde icra dairesine itirazda bulunulduğundan, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmesi zorunludur. Borçlunun inkar ettiği imzanın kendisine ait olup olmadığı, alacaklı tarafın İİK'nun 275. maddesine göre icra mahkemesinde itirazın kaldırılması isteminde bulunması üzerine incelenecek bir husus olup, İcra ve İflas Kanunu icra müdürüne böyle bir yetki vermemiştir....
Mahkemece istemin incelenmesi sırasında takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiş, inceleme sonunda usulsüz tebligat şikayeti kabul edilip, imzaya itirazın reddine hükmedilmiştir. İmzaya itirazın reddi kararı borçlular tarafından temyiz edilmiş, istemin reddine karar verilmesi sebebiyle alacaklı tarafından haciz talebinde bulunulmuş ve icra müdürlüğünce talep kabul edilmiştir. Borçlular tarafından, imzaya itiraz incelemesi sırasında icra mahkemesince verilen takibin geçici olarak durdurulmasına ilişkin tedbir kararının HMK'nun 397/2. maddesi uyarınca aksi karar verilmediğinden karar kesinleşinceye kadar devam edeceği belirtilerek hacizlerin kaldırılması talebiyle icra mahkemesine şikayet yoluna başvurulmuş, mahkemece istemin reddine karar verilmiştir....
Şikayet edilen takipte; takibe konulan 14.230 TL ilam vekalet ücreti ve faizinin de usul ekonomisi yönünden ... 3.İcra Müdürlüğü'nün 2007/22356 E. sayılı takip dosyasından muhtıra gönderilmek suretiyle tahsili mümkündür. Diğer yandan yine şikayet edilen 2013/1673 E. sayılı takip dosyasında icra emrinde talep edilen 4607,01 TL yargılama gideri ve faizinin ... 7. İcra Müdürlüğü'nün 2009/14213 E. sayılı dosyasından muhtıra gönderilmek suretiyle talep edildiği belirlendiğinden, bu alacak kalemleri yönünden ise mükerrer takip söz konusudur. O halde açıklanan bu nedenlerle şikayete konu ... 3.İcra Müdürlüğü'nün 2013/1673 E. sayılı takibin iptali gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğü'nün 2021/3680 Esas sayılı dosyasının takibin iptaline karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Alacaklı istinaf dilekçesinde; taraflar arasında anlaşma sağlandığını ve bu yöndeki protokolün dosyaya sunulduğunu, HMK'nın 331. madde hükmü nazara alınarak konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini, davanın yasal süresinde açılmadığını, aksi kanaat halinde ise takibin değil icra emrinin iptali gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C....
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; mahkemeye sunmuş oldukları 26/01/2021 tarihli dilekçe dikkate alınmayarak taraf teşkili sağlanmadan davanın hasımsız olarak görülmesi yasaya aykırı olup müvekkili şirketin savunma hakkının kısıtlandığını, esasa ilişkin olarak verilen kabul kararının da usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle kararın kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Şikayet ile icra dairesinin bir işleminin kanuna aykırı olduğu veya hadiseye uygun bulunmadığı ileri sürülür. Şu halde şikayet icra dairesinin bir işlemine karşıdır. Bu nedenle şikayet olunan şikayet konusu işlemi yapmış olan icra veya iflas dairesidir. Şikayet konusu işlem lehine olan kimse de icra dairesi ile birlikte zorunlu olarak aleyhine şikayet olunan durumundadır. Başka bir ifadeyle memur muamelesini şikayette husumet yukarıda açıklandığı üzere şikayete konu işlemin lehine olduğu kişiye yöneltilmelidir....
nun 170/a maddesinde; "Borçlu, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığını 168 inci maddenin 3. bendine göre şikayet yolu ile ileri sürebilir. İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir..." hükmü yer almaktadır. Somut olayda, borçlunun istemi, bonoların kambiyo vasfını haiz yönelik İİK'nun 170/a maddesi kapsamında şikayet olup, anılan maddede tazminat öngörülmediğinden mahkemece, alacaklının tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......