Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir..." (Yargıtay 12. HD.; 19/04/2018 tarih 2016/29600 E. 2018/3351 K. vb.) denilerek üçüncü kişi konumunda bulunan eşin meskeniyet iddiasının dinlenemeyeceği hüküm altına alınıyor ise de, Anayasa Mahkemesinin 12/12/2019 tarih ve 2016/10454 sayılı kararında "...başvurucunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayeti mahkeme tarafından dava ehliyeti yokluğu sebebiyle reddedilmiştir. Başvurucunun aile konutuna ilişkin Anayasa'daki güvencelerin gözetilmediği iddialarını öne sürme imkanı ortadan kaldırılmıştır....

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin takibin tarafı olmadığından bahisle meskeniyet iddiasını ileri süremeyeceğini ve üçüncü kişinin meskeniyet iddiasında bulunamayacağını peşinen söylemenin hatalı olduğunu, söz konusu evin üçüncü kişi açısından haline münasip olması halinde, kanunun açık hükmü gereğince üçüncü kişilerin haczedilmezliği ileri sürebileceğini, şikayet yoluna kural olarak, hukuki menfaati olan herkesin başvurabileceğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12 maddesine dayalı meskeniyet şikayetine ilişkindir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, takibin kesinleştiği, davacının adına kayıtlı taşınmazlar ve araçlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılması için şikayette bulunduğu, haczedilen taşınmazla ilgili meskeniyet iddiasında bulunduğu, ilk derece mahkemesince dava dilekçesinde meskeniyet iddiasına konu taşınmazın hangisi olduğu belirtilmediğinden bu konuda beyanda bulunması için davacıya süre verildiği, mahkemece meskeniyet davasına konu taşınmazın belirtilmediği gerekçesi ile ispatlanamayan meskeniyet şikayetinin reddedildiği, ancak meskeniyet iddiasında bulunan davacının taşınmazlarına 08/11/2019 tarihinde şikayet konusu haczin konulduğu, 05/02/2020 tarihli şikayetten sonra yasal 1 yıllık süre içerisinde 08/11/2019 tarihli hacizle ilgili satış talebinde bulunulmadığından şikayet konusu haczin düştüğü, meskeniyet şikayetinin konusuz kaldığı anlaşılmakla HMK 353 (1) b-2 maddesi...

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. Somut olayda, İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2018/13408 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip olduğu, takibin niteliği gereği bu takip dosyasına ilişkin olarak haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunulamayacağı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece şikayetin bu nedenle reddi gerekirken, süre aşımından ret kararı verilmesi isabetsizdir. (benzer mahiyette Yargıtay 12....

Bunun yanında mahkemece ödeme emrinin iptali talebinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de gerekçe kısmında sadece meskeniyet şikayeti yönünden değerlendirme yapıldığı, meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği yönündeki gerekçe ile her iki talebin de süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görüldüğünden ödeme emrinin iptali talebinin süre aşımı nedeniyle reddi kararı yönünden gerekçede hata edildiği açıktır. İlk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçeler doğrultusunda ödeme emrinin iptali talebinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, meskeniyet şikayetinin süre aşımından reddi gerekçesi doğrultusunda ödeme emrinin iptali talebinin süre aşımından reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan gerekçenin düzeltilerek yeniden hüküm kurulması gereklidir....

nun vekil olarak yazıldığını, Av. ... ile borçlunun herhangi bir bağlantısının olmadığını, vekaletnamede tek yetkili avukat olmasına rağmen bir başka avukata icra emri tebliği ile takibin kesinleştirilmesinin de dayanaksız ve haksız olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı, icra emrinin hem asıla hem de dayanak ilamdaki vekil olan Av. ...’na tebliğe çıkartıldığını, takibin kesinleştirilmesinin dayanaksız ve haksız olduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini, meskeniyet şikayetinin sürede yapılmadığını ileri sürerek şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....

    Bankasının icra müdürlüğüne yazdığı 11.02.2014 tarihli yazısında, ipoteğin konut kredisi nedeni ile konulduğu belirtilmiş olup, konut kredisi ise dairemizce de kabul edildiği üzere zorunlu ipoteklerden sayılmakta ve meskeniyet iddiasına engel teşkil etmemektedir. Mahkeme kararı bu nedenle yerinde değildir. Ancak; takip dosyasında borçlu tarafa gönderilen kıymet taktiri raporunun 16.05.2014 tarihinde, satış ilanının ise 05.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği gözetildiğinde, istem sahibi borçlunun hacizden bu tarihler itibari ile haberdar olduğu görülmüştür. Meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayeti, İİK.'nun 16/1. maddesi uyarınca yasal 7 günlük süreye tabidir. Bu nedenle meskeniyet iddiasının haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir....

      İcra Hukuk Mahkemesi'nin 17/05/2022 tarihli 2022/93 Esas ve 2022/332 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, Davacı vekilinin istinaf talebi yönünden yapılan incelemede; Mahkemenin meskeniyet ve takibin iptali talebinin reddine yönelik istinaf talebinde bulunulduğu, mahkemece bilirkişi incelemesi yapılmadan, tanıklar dinlenmeden eksik inceleme üzerine verilen kararın kaldırılarak tüm taleplerinin kabulünün istendiği görülmüş olup, Dairemizce davalı vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklandığı gerekçe ile kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesi kararı HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince kaldırılarak yazılı şekilde yeni hüküm tesis edilerek meskeniyet ve takibin iptaline yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Kayseri 5....

      Buna göre, aşkın haciz şikayeti yönünden verilen kararın kesin nitelikte bulunduğu anlaşılmakla İİK'nun 365/3. maddesi gereğince aşkın haciz şikayetine ilişkin verilen karara yönelik istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar vermek gerektiği, Meskeniyet Şikayeti yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde, ilk derece mahkemesince belirtildiği üzere meskeniyet şikayeti ancak haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanmakta olup, davacılar aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte haciz safhası olmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı bulunmamaktadır. Bu sebeple davacıların meskeniyet şikayetinin ilk derece mahkemesince reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

      İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/491 Esas, 2022/88 Karar sayılı kararı meskeniyet şikayeti yönünden usul ve esas bakımından hukuka uygun bulunduğundan, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, -İzmir 9....

      UYAP Entegrasyonu