Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 62. maddesine göre; "İtiraz etmek isteyen borçlu itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur." Aynı yasanın 66. maddesinde ise; "Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda ilamsız icra yoluyla yapılan takibe karşı borçlunun icra müdürlüğüne başvurusu, borca kısmi itiraz niteliğinde olup yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca müdürlükçe takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, borçlunun dilekçesinde yer alan itiraz nedenlerini inceleme ve değerlendirme yetkisi bulunmadığı halde yetkisini aşmak suretiyle itirazın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. İcra müdürlüğünce yapılması gereken, yasal süresi içerisinde yapılmış olan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar vermektir....

    (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2009/12- 185 esas 2009/182 karar) Borçlu vekilince sunulan 13/10/2020 havale tarihli itiraz dilekçesinde, "Tarafımıza 06/10/2020 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine ilişkin takibin esasına ilişkin olarak borca, işlemiş faize, işleyecek faize, borcun tüm ferilerine, ayrıca ve açıkça yasal süresi içerisinde itirazımızdır. Takibe konu alacak kalemlerine ilişkin yapılan incelemede müvekkil idarenin takipte talep edilen alacak miktarı kadar borcu bulunmadığı tespit edildiğinden iş bu dosyaya ilişkin borca, işlemiş faize, işleyecek faize, borcun tüm ferilerine ayrıca ve açıkça itiraz ediyoruz." şeklinde itirazlarını belirttikleri, İcra Müdürlüğünce önce takibin durdurulmasına karar verildiği, sonra itirazın kısmi itiraz olarak değerlendirilip durdurma kararının kaldırıldığı anlaşılmıştır. Borçlunun, icra dairesine itirazı, kısmi itiraz olmayıp borcun tamamına itirazdır....

    Davalı vekili, borca dayanak belgelerin ödeme emrine eklenmediği için yapılan takibin usulüne uygun olmadığını ve bu hususa itiraz ettiklerini, icra müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, davacının icra müdürlüğünün kararına itiraz ederek takibin devamına karar verilmesini talep ettiği fakat bu talebin icra müdürlüğünce reddine karar verildiği, davacının bu durumda icra müdürlüğünün kararını şikayet yerine itirazın iptali davasına konu ettiğini iddia ederek davanın reddini talep etmiştir....

      Hukuk Dairesi Alacaklı tarafından başlatılan bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, borçluların borca, faize itirazı ile birlikte kambiyo şikayeti üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince borca itirazın ve kambiyo şikayetinin reddine, faize itirazın kısmen kabulüne, 1.974,01-EURO faizin iptali ile faiz miktarının 6.759,32-EURO olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacıların istinaf başvurusunun yerinde olmadığından reddine, davalı alacaklının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına borçlular vekilinin sair şikayet ve borca itirazının reddine, işlemiş faize yönelik borca itirazının kısmen kabulü ile işlemiş faize ilişkin olarak 786,51 EURO'luk kısım yönünden takibin durdurulmasına karar verilmiştir....

        icra dairesinde başlatılan takibin iptaline, borca, faize ve borcun sair ferilerine itiraz hakkının saklı tutulmasına, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ve %10 para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın takibin ve ödeme emrinin iptali sebebi ile şikayet talebinde bulunduğunu, borçlunun İ.İ.K nun 170/a maddesine göre kambiyo hukuku bakımından şikayetinin İ.İ.K 'nun 168/3 fıkrasına tabi olup buradaki şikayet süresinin ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 5 gün olduğunu, borçluya ödeme emrinin 29.03.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, şikayet tarihinin ise 05.04.2021 tarihi olması sebebi ile 5 günlük süre içerisinde yapılmadığını, bu sebeple şikayetin süresinde yapılmamış olması sebebi ile reddini talep ettiklerini, borçlunun cezai şarta itirazının ise borca itiraz niteliğinde olduğundan yine 5 günlük süre içerisinde borca itiraz şeklinde talep edilmesi gerektiğini, Cezai şarta ilişkin itirazın borca itiraz olması sebebi ile şikayet yolu ile talep edilemeyeceği gibi yasal 5 günlük süre içerisinde de talep edilmediğini, bu sebeple reddini talep ettiklerini, borçlunun işlemiş faize ve faiz oranına itirazının da borca itiraz niteliğinde...

        in 16/10/2014 tarihli itiraz dilekçesi ile yetkiye, borca faize ve icra takibine itiraz ettiği ve bu itiraz nedeni ile 21/10/2014 tarihinde takibin durdurulduğu, nafaka alacağı yönünden Batman icra dairelerinin yetkili olduğu anlaşılmakla birlikte; alacağın varlığı taraflar arasında çekişmesizdir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davalı tarafından hem icra dosyasına, hem iş bu dava dosyasına süresinde verdiği cevap dilekçesi ile ödeme itirazında bulunarak, ödemelere ilişkin PTT makbuz suretleri sunulmuş olduğu halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı yanca cevap dilekçesi ekinde sunulan ödeme belgeleri dikkate alınmadan borca ve faize yönelik hesaplama yapılmıştır....

          "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında mevcut ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin 9.494.60.-TL.alacağı bulunduğunu, ihtara rağmen ödeme yapmayan davalı aleyhine başlatılan takipte davalının yetkiye, faize ve borca itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, % 40’dan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2022 NUMARASI : 2022/1232 ESAS - 2022/1230 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, takibe konu senetlerin kambiyo senedi vasfında olmadığını, senetlerde lehtarın şahıs veya tüzel kişi olarak gösterilmediğini, alacaklı olarak görülen kişinin lehtar sıfatının bulunmadığını, zaman aşımının oluştuğunu, ayrıca senet tutarı 10.000,00- TL yazmasına rağmen ödeme emrinde 9.064,82- TL yazdığını, borca ve faize itiraz ettiklerini söyleyerek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....

            Dosya içerisindeki ... 1.İcra Müdürlüğünün 2007/898 sayılı takip dosyasında yer alan 02.03.2007 tarihli takip talebi ekinde yer alan borç listesi incelendiğinde, davacının 1996-2005 yılları arasında tahakkuk eden ve ödenmeyen elektrik bedellerinin tahsili için takip talebinde bulunduğu, davalının borca itiraz dilekçesi ile 1996 yılına ait 2010/9526-16642 Borçların zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, borca ve faize itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Yine, Davacı ... ile davalı arasında abonelik ilişkisi bulunmakla birlikte, Davalının aboneliğinin Köy aboneliği olarak adlandırıldığı, 1975 yılında köy elektrik hizmetlerinin TEK’e devri nedeni ile bu abone ile ilgili herhangi bir kaydın ve sözleşmenin mevcut olmadığı anlaşılmakta olup, esasen tüm bu hususlar tarafların ve mahkemenin de kabulündedir....

              UYAP Entegrasyonu