İcra Müdürlüğünün 2012/1677 Eski Esas) müvekkilinin murisi Hasan Koç ve dava dışı Gülizar Koç aleyhine icra takibi başlatıldığını, takip sonrasında borçlunun mirasçıları tarafından Trabzon İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/147 Esas ve 2016/392 Esas sayılı dava dosyalarından icranın itfa sebebiyle geri bırakılması istemli davalar açıldığını, bu davalar sonucunda mahkemece takibe konu alacağın tamamıyla ödendiği belirtilerek bahsi geçen davaları açan davacılar yönünden icranın geri bırakılması kararı verildiğini, müvekkilinin bu davalardan haberdar olmadığı gibi bu davalarda da taraf olmadığını, davalı alacaklının bu davalardan haberdar olmasına ve takibe konu alacağın tahsil edilmesine rağmen takibi müvekkili aleyhine devam ettirip müvekkiline ait taşınmazın satışını talep ettiğini ileri sürerek Trabzon İcra Müdürlüğünün 2015/33207 Esas sayılı dava dosyasında müvekkili hakkında yürütülen takip nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Borçlunun talebi; İİK'nun 71. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazına ilişkindir. İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan 25.04.2020 tarihli bilirkişi raporunda; dosya borcuna mahsuben farklı tarihlerde toplamda 124.386,53 TL ödeme yapıldığı tespit edilmiş ve buna göre; borçlunun, nakdi krediler yönünden itfa itirazında bulunduğu 09.12.2011 tarihi itibariyle 926.173,74 TL borcu olduğunun ve ayrıca gayri nakdi krediler yönünden 18.02.2014 tarihi itibariyle sorumluluk tutarının 120.725,64 TL olduğunun belirlendiği görülmektedir....
Borçlunun talebi; İİK'nun 71. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazına ilişkindir. İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan 25.04.2020 tarihli bilirkişi raporunda; dosya borcuna mahsuben farklı tarihlerde toplamda 303.464,67 TL ödeme yapıldığı tespit edilmiş ve buna göre; borçlunun, nakdi krediler yönünden itfa itirazında bulunduğu 09.12.2011 tarihi itibariyle 1.838.037,21 TL borcu olduğunun ve ayrıca gayri nakdi krediler yönünden 18.02.2014 tarihi itibariyle sorumluluk tutarının 1.042.424,41 TL olduğunun belirlendiği görülmektedir....
Bu durumda mahkemece davacının talebinin kabulü ile tüm dosya borcunun ödenmiş olması nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi isabetsizdir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf isteminin kabulü ile HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Hukuk Dairesince bozulmuş olup İİK'nun 40. maddesi gereğince takibin olduğu yerde durup yeni ilamın icra dosyasına ibrazı ile bu ilam gereğince icra dosyasında işlem yapılması gerektiği, davacı borçlu tarafından seçimlik hakkı kullanılarak takibe konu ilamda belirtilen paranın faizi ile birlikte borçluya ödenmiş olup borç itfa edildiğinden mahkemece itfa nedeniyle her iki takibin iptaline ilişkin asıl ve birleşen dosya yönünden verilen karar yasaya ve takibe konu ilama uygun olup, dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece , takibin kesinleşmesinden sonra takibe dayanak yapılan 16/11/2015 tarihli sözleşmede belirtilen çeklerin tamamının davacı borçlu tarafından muhatap bankalara teslim edildiği belirtilerek borcun itfa nedeniyle kapanması talep edilmiş olup, takip talebi ekindeki sözleşme incelendiğinde ödendiği iddia edilen çeklerin seri numaraları keşide tarihleri ve tutarlarıyla , dava dilekçesi ekinde dosyaya ibraz edilen Finansbank , Yapı Kredi Bankası ve Vakıfbank 'a ait çek iadelerine ilişkin belgelerdeki bilgilerin birbiriyle örtüştüğü, ayrıca adı geçen bankalara yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazılardan da çeklerin elden ödendiği ve keşideci tarafından bankaya iade olunduğunun bildirilmesi karşısında takip sonrası itfa nedeniyle davanın kabulü ile Adana 7.İcra Dairesinin 2015/20049 esas sayılı takip dosyası ile davacı hakkında başlatılan takibin davacı açısından İİK'nun 71/1 maddesi gereğince iptaline karar verilmiştir....
nun 71. maddesi uyarınca takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa şikayetinde bulunmuş, mahkemece borçlu .... yönünden takibin iptaline karar verilmiş, hükmü alacaklı vekili temyiz etmiştir. İİK.nun 71/1. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere itfa şikayetinin noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı mümkündür. Takip dosyasının incelenmesinde; Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/33 Esas sayılı dosyasında verilen tedbir kararı gereğince diğer borçlulardan ..... hakkında takibin tedbiren durdurulduğu ve bu tedbir kararının 19.02.2014 tarihli müzekkere ile takip dosyasına bildirildiği, 26.02.2014 tarihinde diğer borçlulardan ....'...
İcra Dairesinin 2022/8143 Esas sayılı takip dosyasında 2.000,00 TL yönünden itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı alacaklı tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş, ilk derece mahkemesince 06/02/2023 tarihli ek karar ile kararın miktar itibariyle kesin olması sebebiyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından, ilk derece mahkemesince karar verilirken maddi hata yapıldığı, verilen kararın kesin olsa dahi maddi hatadan kaynaklı olarak kaldırılarak düzeltilmesi gerektiği belirtilerek ek karara yönelik istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, ilamlı takipte takipten önceki dönemde gerçekleşen itfa nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir....
Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinin borçlunun itiraz etmemesi nedeniyle kesinleştiği, borçlunun, takibe konu borcun ödendiğine dair takibin kesinleşmesinden sonraki tarihli on yedi adet dekont sunduğu anlaşılmıştır. Başvuru bu hali ile İİK'nun 71/1. maddesine dayalı itfa iddiası olup, anılan madde uyarınca borçlu, “takibin kesinleşmesinden sonraki devrede” borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için itfa şikayetinin İİK'nun 71. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur....
İİK'nun 169/a-1 maddesi gereğince; borcun olmadığı veya itfa veya imhal edildiği resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Takip dayanağı çekin vade tarihinde bankaca bloke altına alınması, tek başına itfa anlamına gelmez. Geçerli bir itfadan bahsedilebilmesi için, çekin karşılığının ödenmesi gerekir. Somut olayda, her ne kadar itiraz eden borçlu keşideci tarafından takibe konu çekin lehtarın elinde çalınması nedeniyle lehtarın çekin iptali davası açtığı ve bu davada kendilerinin başvurusu üzerine mahkemece muhatap bankanın tevdi mahalli tayin edilerek çek karşılığının bankaca bloke edildiği görülmüş ise de, gerek bahsi geçen mahkeme kararında ve gerekse takibe konu çekin arkasında bulunan şerhte çekin karşılığının bankada bulunduğu, ibraz anında alacaklıya ödenmediği dolayısıyla alacaklının takip yapmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır....