İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2022 NUMARASI : 2019/515 ESAS - 2022/171 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı/borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün 2019/23018 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığını, bedelsiz kalan çeklerin piyasaya sürüldüğünü, takip başlaması üzerine haciz işlemlerini durdurmak için çek bedelini icra dosyasına depo ettiklerini belirterek, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emrine itiraz için borçlu tarafından sunulan dilekçede özellikle belirli bir cümle veya kelimenin kullanılmasının şart olmadığı, borçlunun ödeme emrine itiraz iradesini ortaya koyan sözcüklerin kullanılmasının yeterli olduğu, borçlunun dilekçesinden genel olarak itiraz iradesi çıkarılabiliyorsa bunun geçerli bir itiraz olarak kabul edilmesi gerektiği şüpheye düşülmesi halinde ise borçlu lehine hareket edilmesi gerektiği, hususları göz önüne alındığında somut olayda, davalı borçlunun icra dosyasına sunduğu ilgili dilekçenin sonunda açıkça takibin durdurulmasını istediği ve bu istemin aynı zamanda ödeme emrine itiraz olarak değerlendirilmesi gerektiği saptanmakla bu aşamada davacının, icra dairesi işleminin şikâyetin durdurulması işleminin iptaline yönelik şikâyetinin reddine, davalı tarafından icra dairesine sunulan dilekçede açık ve kesin biçimde bir borç ikrarını ifade eden herhangi bir cümle veya sözcük bulunmadığı, bu bağlamda...
İcra Müdürlüğünün 2019/30093 esas nolu ilamsız takipte ödeme emrine içerdikleri ile zamanında itiraz edildiğini, icradaki görevlilerin itirazın mahkemeye yapılması gerektiğini beyan ettiklerini, bankaca düşürüldükleri savunmasız ve ticari itibarlarını yok eden bu zor durumda itirazlarını belirterek dava açtıklarını söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre, davacılar aleyhine ticari kredi alacağı ve esnek ticari hesap ile Business Kart alacağından dolayı ilamsız icra takibine gidildiği görülmüş olup, her ne kadar davacı taraf borca itiraz etmiş ise de takibin konusu itibarıyla İcra İflas Kanunu 62. madde gereğince her türlü itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerektiği, icra mahkemesine yapılan itirazın hukuki sonuç doğurmaması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davalı borçluya ödeme emrinin 26/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 27/08/2021 tarihli borca itiraz dilekçesinde; borca, faize, ferilere itiraz edildiği, icra müdürlüğü tarafından icra takibinin durdurulduğu, borca itiraz süresinden sonra ikinci dilekçeyle 20/09/2021 tarihli dilekçesiyle borca itiraz ile birlikte yetkiye de itiraz edildiği görülmüştür. Davalı vekili tarafından mahkememizin görevine itiraz edilmişse de; tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili bulunduğu anlaşılmakla mahkememizin görevli olduğuna karar verilmiştir. TBK’nın 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden mahkememizin yetkili olduğu, icra takibinin usulüne uygun yapıldığı, dava şartlarının tam olduğu anlaşılmıştır....
İtirazın iptali davası İİK 67. maddesinde düzenlenmiş olup, takibin devamını amaçladığından takibe ve itiraza sıkı sıkıya bağlıdır. İtirazın iptali davasının şartları; 1-) Geçerli bir takip bulunması, 2-) Süresinde ödeme emrine itiraz edilmesi ve 3-)1yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılması (itirazın tebliğinden itibaren) şeklindedir. İtirazın iptali davasında usule ilişkin veya esasa ilişkin nihai kararlar verilebilmektedir. Usule ilişkin nihai kararlar dava şartı noksanlığı durumunda verilen kararlar olup, süresinde ödeme emrine itiraz edilmemiş olması, itirazın davadan önce geri alınmış olması, davadan önce borcun tamamen ödenmiş olması, hak düşürücü sürede dava açılmaması ve geçerli takibin bulunmaması durumlarında verilecektir. Dava konusu ... 14. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı icra takip dosyası ile davacı banka tarafından borçlular ..., ...ve ...'e karşı alacağın tahsili amacıyla 27/11/2019 tarihinde icra takibine başlanıldığı, borçlular ... ve ...'...
-BA-BS formları -... 150.000,00 TL tutarlı ve 27.06.2016 Düzenleme Tarihli A seri 011645 sıra nolu 300.000,00 TL tutarlı faturalardan doğan bakiye 100.000,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa işleyecek yıllık Avans Faizi, icra giderleri, avukatlık ücreti olmak üzere takibin başlatıldığı, davalı taraf vekilinin 21.01.2022 tarihinde başlatılan icra takibine, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle zaman aşımı itirazı ile birlikte takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranlarına ve işlemiş faize itirazda bulunduğu, itiraz sonucu takibin durdurulduğu, bunun üzerine davacı tarafından itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır....
-BA-BS formları -... 150.000,00 TL tutarlı ve 27.06.2016 Düzenleme Tarihli A seri 011645 sıra nolu 300.000,00 TL tutarlı faturalardan doğan bakiye 100.000,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa işleyecek yıllık Avans Faizi, icra giderleri, avukatlık ücreti olmak üzere takibin başlatıldığı, davalı taraf vekilinin 21.01.2022 tarihinde başlatılan icra takibine, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle zaman aşımı itirazı ile birlikte takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranlarına ve işlemiş faize itirazda bulunduğu, itiraz sonucu takibin durdurulduğu, bunun üzerine davacı tarafından itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır....
Aksi taktirde itiraz edilmemiş sayılır.” hükmü yer almakta ise de; davalının süresinde icra dosyasına sunduğu ve takibin durmasına vesile olan itiraz dilekçesinde açıkça hakkında açılan takibe, borca, faiz ve ferilerine itiraz ettiğini belirten açık ifadesi olduğu, sadece devamında bir kısım ödemeler yaptığı yönünde beyanda bulunduğu, itirazın içeriğinin İİK m.62/1'e uygun olduğu, sadece bu beyana göre davalının itirazının tamamının geçersiz sayılması gerektiği, takibin durmayacağı ve bu şekilde de iş bu davanın açılmasında davacının hukuki yararı olmayacağı yönündeki usulden red kararının usul ve kanuna aykırı olduğu ve kaldırılması gerektiği kanaatine varılmıştır....
Tahliye takibinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 274. maddesi hükmüne göre; “İtiraz etmek isteyen kiracı itirazını tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya şifahen icra dairesine bildirir. Bu suretle yapılan itiraz tahliye takibini durdurur.” İİK'nun 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 22/2. maddesinde ise; "İcra ve iflas daireleri, yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları, ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanır.'' şeklinde düzenleme yapılmıştır. Buna göre; tahliye emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılması gerekir. Dolayısıyla tahliye emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK. 13.5.2009 tarih ve 2009/12-185 E.-2009/182 K.)....
İİK.nun 150/a maddesi atfı ile uygulanması gereken İİK.nun 62.maddesinde ise “itiraz etmek isteyen borçlu itirazını ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur.” denilmektedir. Somut olayda ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takibe konu ipotek "Acentelik Sözleşmesi" nin teminatı olarak verilmiştir . Borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü nedenler borca itiraz niteliğindedir. Aynı nedenlerle icra müdürlüğünde itiraz edilmiş ve takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Borçlu takip yolu itibariyle icra dairesine yapması gereken itiraz nedenleriyle icra mahkemesine gelerek takibin iptalini isteyemeyeceği gibi icra müdürlüğüne yapılan itirazla oluşan takibe icra mahkemesinden itirazın kaldırılması veya genel mahkemelerden itirazın iptali ilamı getirilmedikçe devam edilme imkanı bulunmadığından borçlunun icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı da yoktur....