Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davacı tarafından davalıya teslim edilen malın 1.263,40 metresinin açık ayıplı olduğu, davalının yasal ihbar süresi geçtikten sonra davacıya ayıp bildiriminde bulunduğu, hatalı olduğu bildirilen malın veya mal bedelinin davacı tarafından tazminine ilişkin herhangi bir taahhüt tespit edilemediğinden BK'nın 202 maddesi uyarınca sözleşmenin feshi veya semenin tenzili hakkının doğmayacağı, davacının yasal defter ve kayıtlarında yapılan inceleme sonucu takip tarihi itibariyle kesinleşen asıl alacağının 7.979,35 TL olduğu, davalıya takip tarihine kadar herhangi bir ihtar yapılmadığından davalının temerrüde düşmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın 7.979,35 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, takibe haksız itiraz edildiğinden davacı lehine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Takibin taliki veya iptaline yönelik davaların İİK md. 71 gereğince İcra Mahkemesinde görülecek dava olduğunu, takibin taliki veya iptali talebine Asliye Hukuk Mahkemesinde (Tüketici Mahmemesi Sıfatıyla) değil, icra mahkemesinde başvurulması gerektiğini, bu nedenle takibin taliki veya iptali yolu yönünden mahkemenin görevsiz olduğunu, İcra Hukuk Mahkemesinin varlığı, Asliye Hukuk Mahkemesinden bağımsız olduğunu, bu nedenle takibin iptali veya taliki talebi yönünden dosyanın ayrılmasına ve görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, istirdat davasının bir alacak davası olduğunu, miktar itibariyle mahkemenin görevsiz olduğunu, dava dilekçesinde dava konusunun değeri belirtilmediğini, dava konusunun değeri HMK md. 119 gereği dilekçede bulunması gereken zorunlu unsurlardan biri olduğunu, bu nedenle; bu eksikliğin davacı tarafa tamamlattırılıp harcının yatırılmasının sağlanması, aksi halde davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacı T1 tarafından Ceyhan İcra Müdürlüğü'nün 2020/5816 Esas sayılı takip dosyasında aleyhine başlatılan Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu İle Takipte takibe konu olan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiği, bu hususta oluşturulan tensip zaptının 7 ve 8 nolu ara kararları kapsamında imzasına ilişkin örneklerin nerelerden temin edilebileceği hususunda mahkemeye bilgi vermesi için kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde herhangi bir beyanda bulunmadığı belirtilerek, takibin iptali ile takibin taliki veya iptali talebinin reddi ile Ceyhan İcra Müdürlüğüne ait durdurulmasına karar verilen 2020/5816 Esas sayılı takibin devamına, davacının takipte belirtilen asıl alacağın %20 oranında, tazminata mahkum edilmesine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin Taliki veya İptali Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ilamların icrasına yönelik takibin iptaline ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 26/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu haliyle davacı tarafça iptali istenilen, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip dosyası olan Mersin 6. İcra Dairesi'nin 2019/3299 E sayılı dosyasından başlatılan takibin asıl davada hükmedilen alacaklar ve ferileri yönünden de iptali gerekmektedir. Tüm bu tespitler ve izahatlar ışığında neticeten takibin iptali gerektiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, HMK'nın 355/1 maddesi delaletiyle 353/1- b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yukarıdaki gerekçeler doğrultusunda şikayetin kabulü ile takibin iptaline, anılan sebebe dayalı olarak takibin iptali hallerinde tazminata hükmedilemeyeceğinden davacının tazminat talebinin reddine dair yeniden karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, 2- Mersin 4....

      Mahkeme dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda; dava konusunun taşınmaz bedelinin iadesine yönelik olarak ilamsız takip yapılamayacağına ilişkin olduğu, davanın yasal süresi içinde açıldığı, İİK'nın 42. maddesinde “Bir paranın ödenmesine veya bir teminatın verilmesine dair olan cebri icralar takip talebiyle başlar ve haciz yolu ile veya rehnin paraya çevrilmesi yahut iflas suretiyle cereyan eder.......” hükmüne yer verildiği, genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinin konusunun bir paranın ödenmesine veya bir teminatın verilmesine ilişkin alacaklar olduğu, ancak ilamsız takibe itiraz üzerine takibin duracağı va alacaklı tarafça itirazın kaldırılması veye itirazın iptali davası açılabileceği, bu durumun takibin iptalini gerektirmediği, kaldı ki somut olayda, takibe itiraz edildiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir....

      Şikayet, takip dayanağı ilamın tapu iptali ve tesciline ilişkin olduğu ve kesinleşmeden icra olunamayacağı iddiasının yanısıra ilamda hükmedilen alacağın takipten önce diğer ilam borçlusu tarafından ödendiği iddiasına dayalı takibin iptali istemine yöneliktir. İlk derece mahkemesi takip dayanağı ilamın istinaf mahkemesince kaldırıldığı gerekçesiyle, davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İİK'nın 40/1. maddesi gereğince "Bir ilamın nakzı icra muamelelerini olduğu yerde durdurur." aynı maddenin 2. fıkrasında ise "Bir ilam hükmü icra edildikten sonra nakzedilip de aleyhinde icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kat’i bir ilamla tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunur." hükmü getirilmiştir....

      HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , itirazın iptali talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; takibin konusu fatura alacağına ilişkindir. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı Kanunun 10.maddesine göre ise sözleşmeden doğan takiplerde, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Takip davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Takibin konusu para borcu olduğunda ise, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir....

      HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , itirazın iptali talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; takibin konusu fatura alacağına ilişkindir. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı Kanunun 10.maddesine göre ise sözleşmeden doğan takiplerde, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Takip davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Takibin konusu para borcu olduğunda ise, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir....

        İcra Dairesinin 01.02.2022 tarihli Tensip kararı ile "Yasal süresi içerisinde borca ve tüm ferrilerine yapılan itiraz nedeniyle takibin yukarıdaki borçlu yönüyle durdurulmasına karar" verildiğini, Yerel mahkeme gerekçesinden davacının talebinin "şikayet" değil "takibin iptali" olarak değerlendirildiği anlaşılmış ancak hüküm kısmında "şikayetin kabulüne" şeklinde karar verildiğini, davacının kesinleşmemiş, zaten durdurulmuş bir takibin tekrar durdurulması veya iptalini istemek gibi bir hakkı bulunmadığını, takibin talik veya iptalinin ancak kesinleşmiş bir takip nedeniyle açılabileceğini, dava konusu olayın İİK.40. maddesi ile ilgisi bulunmadığını, mahkemenin hukuksuz "takibin iptali" kararı ile alacaklının "itirazın iptali" dava açma hakkının dahi engellendiğini, yine icra müdürü işlemi için yapılan şikayette, yargılama gideri ve karşı taraf vekalet ücretine hükmedilmesinin yasa ve hukuka açıkça aykırı olduğunu bu nedenlerle kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini, vekalet...

        UYAP Entegrasyonu