Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, itfa şikayetinin, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı mümkündür. Somut olayda, alacaklı, borçlunun itfa iddiasına dayanak yaptığı 07.01.2012 tanzim, 22.01.2012 vade tarihli 2.500 TL bedelli bono yönünden ödeme yapıldığını kabul etmediği gibi, alacaklıya bono verilmiş olması da ödeme yerine geçmez. O halde mahkemece, 2.500 TL bedelli bonoya ilişkin ödeme yapılmadığının kabulü ile 64.680,00 TL yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, anılan bono bedelini de içerir şekilde takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Davalı/alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; takibin 03/04/2018 tarihinde kesinleştiğini, İİK'nın 71. maddesi hükmünün takibin kesinleşmesinden sonraki evrede uygulanabileceğini, 17/07/2012 tarihine kadar kesinleşmiş bir takip bulunmadığından İİK'nın 71/2. ve 33/a maddelerinin uygulanamayacağını, takibin devamına karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Takip dosyası içeriğinden, davacı/borçluya ilk kez ödeme emrinin 03/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının ise 5 günlük süre içerisinde 06/04/2018 tarihinde eldeki davayı açtığı anlaşıldığına göre; başvuru bu hali ile İİK'nın 168/4 ve 169/a-4- 5 madde ve fıkralarına dayalı takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazıdır. 6762 sayılı TTK'nın 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay iken 03/02/2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır....

    İcra Hukuk Mahkemesince 16.3.2009 tarih 2009/271 Esas, 2009/203 sayılı kararıyla takibin kesinleşmesinden sonraki devrede zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi karşısında, borçlu sanıklar hakkında devam eden geçerli takibin varlığından söz edilemeyeceğinden Yargıtay C.Başsavcılığının görüşüne iştirak edilmemiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, yapılan yargılama ve uygulamada isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün İİK.’nun 366. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun, borcun ödendiğini ileri sürerek takibin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemin borca itiraz niteliğinde olduğu ve ödeme emrinin tebliğinden itibaren İİK'nun 168. maddesi gereği beş günlük süreden sonra talepte bulunulduğundan bahisle istemin süreden reddine karar verilmiştir. Somut olayda, borçlunun başvurusu İİK'nun 71. maddesine dayalı, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı olup, anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca süreye tabi değildir....

        Bölge Müdürlüğü'ne haciz müzekkeresi yazıldığı ve maaşından kesintiler yapıldığı, borçlunun sonraki süreçte 17.09.2014 tarihli dilekçesi ile icra müdürlüğüne başvurarak maaşından her ay kesilmekte olan 1.800,00 TL tutarındaki kesintinin 1.200,00 TL ye düşürülmesini ve kesintiye bu miktar üzerinden devam edilmesini talep ettiği, alacaklının kabulü üzerine maaşından yapılan kesintilere bu miktar üzerinden devam edildiği anlaşılmıştır. TCDD'de bakım atölye müdürü olduğu anlaşılan borçlunun icra dosyasındaki 21.06.2011 tarihli muvafakat beyanı, takibin kesinleşmesinden önce olduğundan geçersizdir. Ancak borçlu tarafından, takibin kesinleşmesinden sonra 17.09.2014 tarihinde maaşından 1200,00 TL kesilmesine muvafakat edilmiş olup, takibin kesinleşmesinden sonra verilen bu muvafakat geçerlidir....

          (Benzer karar Yargıtay 04/10/2016 tarih 2016/19131 esas 2016/20512 karar) Mahkemece, adı geçen borçlu şirket yönünden İİK'nın 193/2. maddesi uyarınca takibin düştüğü dolayısıyla dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Davanın konusuz kalması halinde dava tarihi itibariyle haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilir. İİK'nın 71/1. maddesine göre; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." Somut olayda; takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde davacı dosya borcunun tamamının ödendiğine dair İİK'nın 71/1.maddesinde sayılan belgelerden birini ibraz etmemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK.nun 71 ve 33/a maddelerine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayeti olup, söz konusu şikayet süreye tabi değildir....

            Somut olayda, genel haciz yolu ile ilamsız takipte, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ödendiği iddiasıyla takibin iptali istendiğinden bu talep İİK'nın 71/1 maddesi kapsamında bir taleptir. Mahkemece hukuki nitelendirme hatalı yapılarak talebin İİK'nın 62. maddesi uyarınca takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin borca itiraz olduğu kabul edilerek, İİK'nın 71/1 maddesi kapsamında taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmalar ile sunulan deliller irdelenerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....

            Hukuk Dairesinin 24.05.2021 tarih, 2021/1184 esas, 2021/5206 karar sayılı içtihadı), takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin başvurunun süreye bağlı olmadığına, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

            İlk Derece Mahkemesi, "dava konusu çeke dayalı olarak davacılar aleyhine başlatılan icra takibi sırasında, 18.12.2013 tarihinde davacı şirketin adresinde yapılan haciz sırasında, davacı şirketin yetkilisi olan ...’nun hazır bulunarak borcu kabul ettiği, borçlu şirket adına çıkarılan ödeme emrinin 03.12.2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, 5 günlük yasal itiraz süresinin sonunda davacı borçlu şirket yönünden takibin 09.12.2013 tarihinde kesinleştiği, davacı borçlu şirketin adresinde yapılan haczin takibin kesinleşmesinden sonraki 18.12.2013 tarihinde yapıldığı, takibin kesinleşmesinden sonra yapılan haciz sırasındaki borcu kabul beyanının icra baskısı altında olmadan yapılan bir borcu kabul beyanı olarak yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerektiği" gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ...Bölge Adliye Mahkemesi 27....

              UYAP Entegrasyonu