İİK'nun 71/2. maddesinde, "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Kanun'un 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" düzenlemesi yer almakta, İİK'nun 33/a-1. maddesinde ise; "ilamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Görüldüğü üzere, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nun 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nun 04/11/1998 tarih ve 1998/12-763 E., 1998/797 K. sayılı kararı.). Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, olaya takip tarihine göre yürürlükte olan 6762 Sayılı TTK'nun 690. maddesi göndermesiyle 661, 662 ve 663.maddelerinin uygulanması gerekir....
Bu durumda, mahkemece, borçlular vekilinin talebiyle bağlı kalınarak, İİK.nun 78/5. maddesine yönelik şikayet hakkında karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki nitelendirme sonucu istemin, İİK'nun 71. ve 33/a maddelerine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayeti olarak vasıflandırılıp sonuca gidilmesi doğru değildir. Öte yandan, kabule göre de; mahkemece, istemin hukuki vasıflandırılmasında hata yapılmakla birlikte, bu vasıflandırma neticesinde şikayetin kabul edilerek, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımın gerçekleştiğinden bahisle, “icranın geri bırakılmasına” karar verilmesi gerektiği halde “takibin durdurulması” yönünde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir....
Aynı Kanunun 71/2. maddesine göre ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımı itirazı bir süreye tâbi değildir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkin zamanaşımı şikayetidir. İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile olayda uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2. ve 33 a/1. maddelerine göre; takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde alacağın zamanaşımına uğradığı iddiası, resmi belgelere dayalı olarak incelenir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece uyuşmazlığın kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlu tarafından takibin kesinleşmesinden sonra, İİK'nun 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle icranın geri bırakılması istemine ilişkin olduğu, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itirazının İİK’nun 71. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebileceği, somut takipte dosyanın işlemsiz bırakılarak bonoya ilişkin 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, bu durumda 3 yıllık süre zarfında alacaklının borçlu hakkında zamanaşımını kesen herhangi bir takip işlemi bulunmadığından, davanın kabulüne, İİK'nun 71/son maddesi göndermesiyle aynı Kanun'un 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....
nun 71. maddesi uyarınca takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa şikayetinde bulunmuş, mahkemece borçlu .... yönünden takibin iptaline karar verilmiş, hükmü alacaklı vekili temyiz etmiştir. İİK.nun 71/1. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere itfa şikayetinin noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı mümkündür. Takip dosyasının incelenmesinde; Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/33 Esas sayılı dosyasında verilen tedbir kararı gereğince diğer borçlulardan ..... hakkında takibin tedbiren durdurulduğu ve bu tedbir kararının 19.02.2014 tarihli müzekkere ile takip dosyasına bildirildiği, 26.02.2014 tarihinde diğer borçlulardan ....'...
nın 751.maddesi gereğince bono zamanaşımını kesen her işlemden sonra müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı başlayacağından, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde alacağın zamanaşımına uğramaması için 3 yıldan fazla aralık olmamak üzere icra takip işlemlerinde bulunmasının zorunlu olduğunu, takip dosyası kesinleştikten sonra üç yıllık zamanaşımı süresini aşacak şekilde işlemsiz bırakılmadığını, bu nedenle davacının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" hükmüne, İİK'nun 33/a-1. maddesinde de; "ilamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Görüldüğü üzere, borçluların takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nun 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nun 04/11/1998 tarih ve 1998/12-763 E., 1998/797 K. sayılı kararı.)....
İTİRAZ Muteriz borçlu itiraz dilekçesinde; bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibinde alacaklı tarafından takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde takibin devamını sağlayıcı nitelikte taleplerde bulunulmadığından takibin zaman aşımına uğradığını ileri sürerek icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde;davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... 10....
Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde; takibin zaman aşımına uğradığını, asıl borçlunun vefat etmiş olması nedeniyle, kefil olan müvekkilinin borç ile ilgili sorumluluğunun sona erdiği yönündeki taleplerinin de reddedildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca, Uyuşmazlık, kira alacağının tahsilini teminen başlatılan ilamsız icra takibinde, borca itiraza ve takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ait zaman aşımına istinaden icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. A- DAVACI TARAFIN TAKİBİN KESİNLEŞMESİNDEN SONRAKİ DÖNEME AİT ZAMAN AŞIMINA İSTİNADEN İCRANIN GERİ BIRAKILMASI İSTEMİ YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEMEDE; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147/5. maddesi (818 sayılı BK.nun 126/4. maddesi) uyarınca kira alacaklarında zamanaşımı süresi 5 yıldır. Zamanaşımı alacağın muaccel olduğu tarihte işlemeye başlar (TBK 149.md.-BK 128.md.)...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T3 Vekili dilekçesinde özetle; davacının davasını süresi içinde ikame etmediğini, icra takibinin 19.02.2007 tarihinde yapıldığını, takibin işlemsiz bırakılması üzerine 29.04.2016 tarihinde takibin yenilendiğini, ödeme emrinin davacı borçluya 24.02.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davanın ise 11.05.2018 tarihinde açıldığını, bu duruma göre takibin 02.03.2017 tarihinde kesinleştiğini, davacının takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nun 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin kesinleşmeden itibaren 3 yıl geçmediğinden yerinde olmadığını, takibin kesinleşmesinden önce zamanaşımı itirazının ise İİK'nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tâbi olduğunu, davacının takibin kesinleşmesinden önce ki zaman aşımı itirazını 5 günlük sürede ileri sürmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı şekilde davanın kabulüne karar verildiğini, davacı borçlu tarafın alacağın 19.02.2007- 28.07.2016 döneminde takibin kesinleşmesinden...