Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TL ödeme yapıldığı, İİK 71/1 maddesinde "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir." şeklinde yasal düzenleme mevcut olduğu, anılan yasal düzenleme kapsamında taraflarca imzalanan protokol ve yapılan ödemeler ile, protokolde de atıfta bulunulan İstanbul Anadolu 21....

Şti'nin müvekkiline olan borçlarının tahsili amacıyla, borçlu firma tarafından keşide edilerek teslim edilen çekler ile borçlu firma ve söz konusu çeklerde avalist olarak imzası olan davalının da aralarında bulunduğu müşterek ve müteselsil kefiller hakkında icra takibi başlattıklarını, davalının takibin zamanaşımına uğradığından bahisle açtığı dava sonucunda hakkındaki takibin geri bırakılmasına karar verilmesini sağladığını, oysa takip dosyası incelendiğinde takipte zamanaşımının vaki olmadığını, İİK'nın 33/a gereğince zamanaşımı sebebiyle icranın geri bırakılması amacıyla açılan davalarda yapılacak incelemenin "takibin kesinleşmesinden sonraki dönemle sınırlı olacağını, icra mahkemesinin kararında bu yasal gereğe riayet etmeyerek takibin davalı hakkında kesinleşmesinden önceki dönemi de nazara alarak icranın geri bırakılmasına karar verdiğini, zamanaşımına ilişkin yapılacak hesaplamanının herhalukarda takibin kesinleşmesinden itibaren hesaplanması gerektiğini, takibe konu çeklerin hiçbirisinin...

    İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" hükmü yer almaktadır. Aynı Kanunun 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" düzenlemesine yer verilmiştir. Öte yandan borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nun 71/2 ve 33/a maddelerine dayanan zamanaşımı şikayetinin incelenmesi, bu şikayetin belli bir süre içinde ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nun 04.11.1998 tarih ve 1998/12-763 E., 1998/799 K.sayılı kararı)....

      Kambiyo senedi niteliği bulunmayan bu senetlerle başlatılıp kesinleşen takipte, İİK'nun 71/2. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işleyecek zamanaşımı süresi, 6762 sayılı TTK'nun 726. maddesine göre hesaplanamaz. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takibin kesinleşmesi, sözü edilen durumu değiştirmeyeceğinden, olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca on yıl olup, şikayete konu takipte on yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından borçlunun şikayetinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece zamanaşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, istemin kabulü isabetsiz olup, Dairemizce kararın belirtilen nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir....

        İİK'nın 71. maddesinin 1. fıkrası ise "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir" şeklinde düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemelere göre takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin borca itiraz sebepleri ödeme emri tebliğinden itibaren 5 günlük yasal sürede, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ve ferilerinin itfa edildiği ise her zaman icra mahkemesinde ileri sürülebilir. Somut olayda borçlu ...'a örnek 10 numaralı ödeme emrinin 01.11.2011 tarihinde, borçlu ...'a 07.05.2010 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekilinin 23.09.2013 tarihinde İcra Mahkemesine başvurarak 14.03.2011 tarihli belgeye dayanarak takibin iptalini talep ettiği görülmektedir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinin (kesinleşmeden sonraki) zaman aşımı nedeniyle geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK'nun 71/2. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/a-l. maddesi gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığının belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 04.11.1998 tarih ve 1998/12- 753 E. 1998/797 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı süreye bağlı değildir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tâbidir....

          Dava İİK'nun 71/2 maddesi delaletiyle aynı yasanın 33/a maddesi uyarınca açılmış takibin kesinleşmesinden sonraki devrede zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması davasıdır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede gerçekleşen zaman aşımı iddiasının süresiz şikayete tabi olmasına, takip dayanağı bonolar için zaman aşımı süresinin 3 yıl olmasına, son işlem tarihi 12/09/2011 ile yenileme tarihi olan 05/02/2018 tarihleri arasında 3 yıllık zaman aşımı süresinin fazlasıyla dolmuş olmasına, ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İzmir 4....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının oluşması halinde takibin şekline göre İİK.nun 170/b maddesi göndermesi ile olayda uygulanması gerekli aynı yasanın 71/2 ve 33/a-1 maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilir....

            Takibin şekline göre zamanaşımı itirazı takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkinse İİK.nun 62. maddesi gereğince ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük sürede icra dairesine bildirilmesi gerekir. İcra mahkemesine ise İİK'nun 71. maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle başvurulabilir. Somut olayda davacı-borçluya çıkartılan ödeme emri bila tebliğ iade döndüğünden ve takip bu borçlu yönünden henüz kesinleşmediğinden, borçlunun başvurusu İİK.nun 71. maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımına ilişkin olmayıp, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazıdır. O halde, takibin şekline göre borçlunun icra dairesi yerine mahkemeye yaptığı zamanaşımı itirazı fuzuli bir başvuru olup sonuç doğurmayacağından mahkemece itirazın bu gerekçe ile reddi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulüne dair hüküm tesisi isabetsizdir....

            Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; icra takibinin 2020 yılına ilişkin olmadığını, 2012 yılında takip başlatıldığını, davacının murisine tebliğ edilmiş olup, takibin kesinleştiğini, muris tarafından süresi içerisinde yapılmayan itirazın daha sonradan ileri sürülemeyeceğini, bu nedenler ile ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu başlatılan icra takibinde, takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Davaya konu takip dosyası incelendiğinde; dava dışı müteveffa borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin müteveffa borçluya tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği, daha sonra müteveffa borçlunun mirasçılarına yenileme emri gönderildiği görülmektedir....

            UYAP Entegrasyonu