ın site yönetimini temsilen senet tanzim etme yetkisinin bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlunun başvurusu bu hali ile İİK.'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK.'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece; borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 30/11/2016 tarih ve 2016/528 E. - 2016/791 K. sayılı kararının hüküm bölümünün 1. bendinde yer alan; "takibin iptaline" sözcüklerinin karar metninden çıkarılmasına, yerine "takibin durdurulmasına" sözcüklerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın 10/07/2015 tarihinde tedbir kararına istinaden takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borçlu ..... aleyhine yürütülen takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda; icra takibinin borçlusu ..... (........) olup, adı geçen gerçek kişi olup onun yönünden herhangi bir tedbir kararı verilmediği görülmektedir. ........... hakkında verilen 24.10.2014 tarihli tedbir ara kararı gerçek kişi olan takibin borçlusu ..... (..... .......) yönünden sonuç doğurmaz. Kaldı ki iflasın ertelenmesi müessesesi gerçek kişiler hakkında uygulanmaz. Hal böyle olunca, mahkemece, şikayetin reddi gerekirken kabulü ile borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına dair hüküm tesisi isabetsizdir....
ın 10/07/2015 tarihinde tedbir kararına istinaden takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borçlu ... aleyhine yürütülen takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda; icra takibinin borçlusu ... (...) olup, adı geçen gerçek kişi olup onun yönünden herhangi bir tedbir kararı verilmediği görülmektedir. ... ... Tek. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında verilen 24.10.2014 tarihli tedbir ara kararı gerçek kişi olan takibin borçlusu ... (...) yönünden sonuç doğurmaz. Kaldı ki iflasın ertelenmesi müessesesi gerçek kişiler hakkında uygulanmaz. Hal böyle olunca, mahkemece, şikayetin reddi gerekirken kabulü ile borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına dair hüküm tesisi isabetsizdir....
Borçlunun, takip dayanağı çekin protokol kapsamında teminat olarak verildiğine yönelik başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, mahkemece borca itirazın kabulü ile İİK'nın 169/a maddesi gereğince takibin muteriz borçlu yönünden durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ:Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İzmir 5....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2020/108 Esas KARAR NO: 2022/294 DAVA: İtirazın İptali DAVA TARİHİ: 16/03/2020 KARAR TARİHİ: 29/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı ---- sözleşmesi tanzim edildiğini, sözleşmenin şirket yetkilisi ---- tarafından kefil sıfatıyla imzalandığını, ---- çeklerin karşılıksız çıkması halinde ------ sayılacağının kabul edildiğini, ---- bedelli çekin karşılıksız işlemi gördüğünü, banka sorumluluk tutarı oran -----davacı banka tarafından ödendiğini, yapılan ihtarnamelere rağmen ödeme alınmaması üzerine-----dosyası ile takip başlatıldığını, borçlular tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, alacağın likit olduğunu belirtmiş; ------- sayılı icra dosyasında davalı borçlular tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, takip miktarının %20 oranından az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine...
Taraflar arasındaki ödeme emri tebligat işleminin usulsüz olduğuna dair şikayet ve takibin iptali uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 17.12.2021 tarihi olarak tespiti ile takibin iptali talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu ve şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurularının esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Esas sayılı dosya ile açılan takibinin usule aykırı olduğunu ve yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, başlatılan takibin yetki açısından öncelkle iptali gerekmekte olduğunu, itirazın iptali davaları takibin başlatıldığı yetkili icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılacak olup bu durum ile ilgili öncelikle takibin başlatıldığı icra dairesinin yetkili olup olmadığına bakılacağından takibin yetkisiz icra dairesinde başlatılmış olması sebebi ile usulüne uygun icra takibi yapılmayarak icra takibinin yapıldığı Bursa Mahkemelerinde dava açılması da usule yasaya ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğundan yetkisiz mahkemede açılan itirazın iptali davasının da reddine karar verilmesi gerektiğini, belirterek davacı tarafça yetkisiz mahkemede açılan davanın öncelikle yetki bakımından reddine, davacı tarafça yetkisiz icra dairesinde başlatılan icra takibinin öncelikle yetki yönünden iptali ile haksız açılan davanın reddine ve ayrıca icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacı taraf kötü...
- MUHALEFET ŞERHİ- Dava; davalının icra takibine yönelik itirazının iptali ile takibin devamına yöneliktir. Takip borçlusunun, takibin tamamına itiraz etmesi üzerine davacı yalnızca asıl alacak kalemi üzerinden harç ikmal ederek iş bu davayı açmıştır. Ne var ki; dilekçenin sonuç kısmında herhangi bir ayrıntıya girilmeksizin “itirazın iptali ile takibin devamına” denilmiştir. Talep konusunun belirsizliği halinde, hakimin takınacağı tutumla ilgili HMK 31/1. maddesinde aynen: “..., uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir…” denilmek suretiyle, hakime “davayı aydınlatma” görev ve sorumluluğunun yüklenmiş olduğu görülecektir....
Mahkeme; borçlunun Sigorta Tahkim Komisyonu'na 01/06/2020 tarihinde itiraz başvurusu yaptığı, takibin de 19/06/2020 tarihinde başlatıldığı, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 03.04.2013 tarih ve 6456 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile değişik 30. maddenin 12. fıkrası gereğince hakem heyeti kararına itiraz halinde, kararının icrasının duracağı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile takibin durdurulmasına karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde yazılı beyanlarını tekrar etmekle birlikte, davacının icra dosyasına itiraz evrakını sunarak takibi durdurabileceğini, uygulamanın da bu yönde olduğunu, buna rağmen dava açtığını ve iyiniyetli olmadığını, davacının kararın kesinleşmesi gerektiğinden bahisle takibin iptali isteminin yasaya aykırı olduğunu, davacının takibin iptali isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, takibin durdurulması kararının hatalı olduğunu öne sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....