Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 170/a maddesinde; "Borçlu, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığını 168 inci maddenin 3. bendine göre şikayet yolu ile ileri sürebilir. İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir..." hükmü yer almaktadır. Bu durumda, takibin iptali kararının yasal dayanağı İİK'nun 170/a maddesi olduğundan ve anılan maddede tazminat öngörülmediğinden, mahkemece, alacaklının tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

    Mahkeme; borçlunun Sigorta Tahkim Komisyonu'na 01/06/2020 tarihinde itiraz başvurusu yaptığı, takibin de 19/06/2020 tarihinde başlatıldığı, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 03.04.2013 tarih ve 6456 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile değişik 30. maddenin 12. fıkrası gereğince hakem heyeti kararına itiraz halinde, kararının icrasının duracağı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile takibin durdurulmasına karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde yazılı beyanlarını tekrar etmekle birlikte, davacının icra dosyasına itiraz evrakını sunarak takibi durdurabileceğini, uygulamanın da bu yönde olduğunu, buna rağmen dava açtığını ve iyiniyetli olmadığını, davacının kararın kesinleşmesi gerektiğinden bahisle takibin iptali isteminin yasaya aykırı olduğunu, davacının takibin iptali isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, takibin durdurulması kararının hatalı olduğunu öne sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

    Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe itiraz edildiğini, takibin icra müdürlüğünce durdurulduğunu, ancak müvekkiline herhangi bir muacceliyet ihbarında bulunulmadığından TMK'nun 887.maddesi uyarınca taşınmaz maliki 3.şahıs olan davacı müvekkili yönünden borç muaccel olmadığı gerekçesiyle takibin iptali istemiyle açılan iş bu davanın borca itiraz değil, şikayet olduğunu, borca itiraz edilmesinin şikayet yoluyla icra mahkemesinden takibin iptalinin talep edilmesine engel teşkil etmediğini, muacceliyet ihtarı yapılmadan takip başlatılamayacağının bir takip şartı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın kabulüne, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 149 vd.maddeleri uyarınca açılmış ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe itirazdır....

    E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkili tarafından borçlu şirkete karşı hasar bedelinin tazmini talebiyle Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulduğunu, Uyuşmazlık Hakemi tarafından başvurunun reddedildiğini, borçlu şirket lehine 680,00 TL vekalet ücreti ödenmesine karar verildiğini, müvekkilinin Uyuşmazlık Hakem Kararı nedeniyle karşı tarafa 680,00 TL vekalet ücreti ödediğini, Uyuşmazlık Hakem Kararına karşı itiraz yoluna başvurulduğunu, İtiraz Hakem Heyeti tarafın itirazın kabul edildiğini, böylece müvekkili şirket aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin İtiraz Hakem Heyeti kararı ile kesin olarak kaldırıldığını, bu ilama istinaden müvekkili şirketin vekalet ücretinin iadesi talebiyle borçlu aleyhine icra takibi başlattığını, söz konusu ilama rağmen borçlunun vekalet ücretini ödemeyip yapılan takibe de itiraz ettiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ... 21. İflas Müdürlüğünün 2010/31 iflas sayılı dosyası ile alacaklı şirketin iflas idaresinin oluşturulduğu, takibin iflas idaresine geçtiği, bu nedenle alacaklı tarafından başlatılan takibin iptali talebine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.01.2019 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip, 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2019 günü yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 26/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        -TL olduğunu, bu takibin iptali için ... 18. İcra Hukuk Mahkemesi'nde 2013/725 Esas ile şikayet yoluna başvurulduğunu ve derdest olduğunu, nitekim derdest bir icra takibi başlatılmasının yasaya aykırı olduğundan itirazlarının haklı olduğunu, davacının ihtarının müvekkillerine tebliğ edilmediğini, faiz oranının BK'nın emredici hükümlerine aykırı olduğunu, talep edilen faizin anaparadan daha yüksek olduğunu, faize ve başlangıç tarihine itiraz ettiklerini, ayrıca şekil şartları bulunmadığından kefaletlerin yasaya uygun olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı bankanın ... Şubesi ile davalılardan ...Tic AŞ. arasında imzalanan 03.11.2008 tarihli ve 220.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi çerçevesinde davacı banka tarafından adı geçen şirkete nakit ve gayrinakit kredi hesapları açılarak kullandırıldığı, diğer davalılar ... ve ...'...

          Mahkemece davacının, davalı işyerinde hizmet akdi ile çalışırken kendisine diğer çalışanların ücreti olarak dağıtılmak üzere teslim edilen parayı kısmen zimmetine geçirdiği iddiasıyla şikayet edildiği, ayrıca icra takibi yapıldığı davalının icra takibine itiraz ettiği ve ilamsız olan takibin durduğu davacının da yapılan itirazın iptali talebiyle bu davayı açtığı tesbit edilmiş, mahkemece ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/863 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada davalının beraatine karar verildiği, ayrıca sunulan diğer delillerden davalının iddia edildiği gibi takibe konu parayı zimmetine geçerdiği iddiası ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

            Davalı istinaf dilekçesinde özetle; mahkemeye sunmuş oldukları 26/01/2021 tarihli dilekçe dikkate alınmayarak taraf teşkili sağlanmadan davanın hasımsız olarak görülmesi yasaya aykırı olup müvekkili şirketin savunma hakkının kısıtlandığını, esasa ilişkin olarak verilen kabul kararının da usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle kararın kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Şikayet ile icra dairesinin bir işleminin kanuna aykırı olduğu veya hadiseye uygun bulunmadığı ileri sürülür. Şu halde şikayet icra dairesinin bir işlemine karşıdır. Bu nedenle şikayet olunan şikayet konusu işlemi yapmış olan icra veya iflas dairesidir. Şikayet konusu işlem lehine olan kimse de icra dairesi ile birlikte zorunlu olarak aleyhine şikayet olunan durumundadır. Başka bir ifadeyle memur muamelesini şikayette husumet yukarıda açıklandığı üzere şikayete konu işlemin lehine olduğu kişiye yöneltilmelidir....

            Mahkemece istemin incelenmesi sırasında takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiş, inceleme sonunda usulsüz tebligat şikayeti kabul edilip, imzaya itirazın reddine hükmedilmiştir. İmzaya itirazın reddi kararı borçlular tarafından temyiz edilmiş, istemin reddine karar verilmesi sebebiyle alacaklı tarafından haciz talebinde bulunulmuş ve icra müdürlüğünce talep kabul edilmiştir. Borçlular tarafından, imzaya itiraz incelemesi sırasında icra mahkemesince verilen takibin geçici olarak durdurulmasına ilişkin tedbir kararının HMK'nun 397/2. maddesi uyarınca aksi karar verilmediğinden karar kesinleşinceye kadar devam edeceği belirtilerek hacizlerin kaldırılması talebiyle icra mahkemesine şikayet yoluna başvurulmuş, mahkemece istemin reddine karar verilmiştir....

              Bu hüküm uyarınca borçlunun süresinde tahliye emrine itiraz etmesi halinde takibin icra müdürlüğünce durdurulması gerekir. Aksi yönde verilen karar, bir hakkın yerine getirilmemesi niteliğinde olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süreye tâbi olmaksızın şikayet konusu yapılabilir. Somut olayda, borçlunun 26.06.2015 tarihli dilekçe ile icra müdürlüğüne yaptığı başvuruda; takip dayanağı 26.02.2015 tarihli kira sözleşmesi ve 30.05.2015 tarihli tahliye taahhütnamesi ile altındaki imzaya süresi içinde itiraz ettiği anlaşılmıştır. Takibin şekline göre borçlu tarafından yasal süresi içerisinde icra dairesine itirazda bulunulduğundan, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmesi zorunludur. Borçlunun inkar ettiği imzanın kendisine ait olup olmadığı, alacaklı tarafın İİK'nun 275. maddesine göre icra mahkemesinde itirazın kaldırılması isteminde bulunması üzerine incelenecek bir husus olup, İcra ve İflas Kanunu icra müdürüne böyle bir yetki vermemiştir....

                UYAP Entegrasyonu