Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre Mahkemece davanın süresinde açılıp açılmadığı ve dosyada ileri sürülen derdestlik itirazı da değerlendirilerek, sonucunda davanın süresinde açıldığı ve derdestlik itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılması halinde; meskeniyet şikayeti yönünden yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere uygun mahallinde bilirkişi heyeti oluşturularak keşif incelemesi yapılarak sonucu gidilmesi gerekir. "Şikayetçinin meskeniyet şikayeti ileri sürülen adreste oturmadığının sabit olduğu, ileride bu adreste oturacağına dair bir iddia ileri sürmediği" gerekçesine dayanılarak hacze konu taşınmazla ilgili şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir....

İİK mad. 16 uyarınca meskeniyet itirazının 7 günlük süreye tabii olduğu, davacı borçluya İİK 103 davet kağıdının 28/06/2017 ve 14/07/2017 tarihlerinde bizzat tebliğ edildiği, davacının taşınmazına konan hacizleri her 3 icra dosyası yönünden de İİK 103 davet kağıdını bizzat tebliğ aldığı, tebliğ tarihlerinde öğrendiği, tebligatların usulüne uygun bizzat borçlunun kendine yapıldığı dikkate alındığından usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülmemiş, mahkememize meskeniyet şikayeti davası da öğrenme tarihinden itibaren, 7 günden çok sonra 24/01/2018 tarihinde açıldığı, meskeniyet şikayeti davasının süresinde açılmadığı ..'' şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir....

İcra Hukuk Mahkemesi dosyasının getirtilerek incelenmesi mirasın hükmen reddi şikayeti hakkında mahkemece verilen davanın açılmamış sayılmasına kararının kesinleşmediği görülür ise derdestlikten bu yöne ilişkin davanın reddine karar verilmesi aksi halde mirasın reddi davasının bekletici mesele yapılması bu dava sonunda mirasın hükmen reddi kararı verilir ise takibin iptali yönünde hüküm tesisi, anılan dava reddedilir ise borçluların meskeniyet şikayetinin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken mirasın reddi davasının henüz sonuçlanmadığı işlemlerin usule uygun olduğu gerekçeleri ile şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Meskeniyet iddiası ile haczedilmezlik şikayeti ancak taşınmaz maliki borçlu ya da Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 12/12/2019 tarihli 2016/10454 sayılı kararı gözetildiğinde dava konusu taşınmaz üzerinde haciz tarihinden önce aile konutu şerhi mevcut olan borçlunun eşi tarafından yapılabilir. Davacı takibin borçlusu olmadığı gibi hacze konu taşınmazlar da davacının eşi borçlu adına kayıtlı olmadığından takibin diğer borçlusu adına kayıtlı taşınmazlar üzerindeki haczin kaldırılması isteminde davacının hukuki yararı bulunmadığı gibi aktif husumeti de mevcut değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine kamu düzeni yönünden yapılan incelemeye göre, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesi'nin 07/02/2023 gün, 2022/377 Esas- 2023/100 Karar ilamı ile, "Meskeniyet şikayeti İİK 16/1. Maddesi gereğince 'şikayet bu muamelerin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde yapılır hükmü gereğince 7 günlük hak düşürücü süreye tabidir. Meskeniyet şikayeti davasının 10.10.2022 tarihinde açıldığı, davacıya 103 davetiyesinin 04.04.2022 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebliğe ilişkin yapılmış bir şikayetin mahkememizde ileri sürülmediği anlaşıldığından şikayetçinin davasını, dava açılması için zorunlu olan 7 günlük sürede açmadığından davası reddedilmiştir. Tüm dosya kapsamından mahkememizce edinilen kanaate göre süresinde yapılmayan şikayetin reddi ile şikayetçinin talebi reddedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile, "1- Süresinde olmayan meskeniyet ŞİKAYETİNİN REDDİNE" karar verilmiştir....

    Bu durumda, her ne kadar mahkemece, istem, meskeniyet şikayeti olarak kabul edilmek suretiyle sonuca gidilmiş ise de; iddianın yukarıda özetlenen içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle başvurunun kıymet takdirine ilişkin şikayet niteliğinde olduğu açık olup, uyuşmazlığın İİK'nun 82. maddesinde yer alan meskeniyet şikayeti kurallarına göre değil, aynı Kanun'un 128/a maddesine göre çözümlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Mahkemece, borçlunun kıymet takdirine ilişkin şikayetinin yöntemince araştırılıp incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, HMK.'nun 26. ve 33. maddesi hükümlerine aykırılık teşkil edecek şekilde, istek dışına çıkılarak ve hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek istemin meskeniyet şikayeti olarak değerlendirilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Meskeniyet şikayetinin ise süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğinden, meskeniyet şikayetine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine, ancak HMK'nun 355 ve 353- (1) b) 2) maddesi gereğince mahkeme kararının gerekçesi düzeltilerek meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; 1- Davacı vekilinin Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/700 Esas - 2018/1011 Karar sayılı kararına karşı istinaf başvuru dilekçesinin taşkın haciz yönünden kesin nitelikte olması nedeniyle İİK.nun 363/1, 365/son maddeleri gereğince REDDİNE, 2- Davacı vekilinin meskeniyet şikayeti yönünden istinaf başvurusunun REDDİNE, HMK'nun 355 ve 353- (1) b) 2) maddesi gereğince Ankara 12....

      Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. Öte yandan, İİK. nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesi de mümkün değildir. O halde mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...

        Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup; iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/1-12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir. Somut olayda, borçlu ...’in haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan ve söz konusu şikayet incelenip karara bağlanmadan önce 13.7.2019 tarihinde öldüğü UYAP’ta mevcut nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır....

          DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2018/8427 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından borçlu dava dışı Yılmaz Gürbüz hakkında başlatılan takip olduğu, takip kapsamında davaya konu taşınmaza 09/08/2018 tarihinde haciz konulduğu anlaşılmıştır. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı öngörülmüştür. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut olayda davacı takibin borçlusu olmadığı gibi anılan taşınmaz üzerine yine aynı alacaklı tarafından konulan bir başka hacze yönelik olarak yaptığı meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin verilen İstanbul 25....

          UYAP Entegrasyonu