Borçlu, icra takibinin şekline göre İİK’nun 62. maddesi uyarınca her türlü itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük sürede icra dairesine bildirmeye mecburdur. İİK'nun 58/2. maddesi gereğince takip talebinde; borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa T.C. kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yerleri belirtilmelidir. Somut olayda, borçlunun, icra dosyasındaki taraf sıfatına, alacak ve tüm ferilerine süresinde icra dairesinde itiraz ettiği ve aynı zamanda borçlu sıfatı ile hatalı olarak tarafına gönderilen ödeme emrinin ve takibin iptali talebiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır....
Somut olaya gelince; borçluya ödeme emrinin 21/05/2013 tarihinde tebliğ edilmiş olup borçlu vekilinin itiraz dilekçesini 28/05/2013 tarihinde sunmuş olmasına rağmen icra müdürlüğünce itiraz dilekçesinin takip dosyası arasına alınmaması nedeniyle itiraz vaki olmamış gibi işlem yapılarak borçluya bakiye borç muhtırası tebliğ edildiği karar tarihinden sonra 30/09/2013 tarihinde icra müdürlüğünce de takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, yukarıda anılan yasa hükümleri göz önünde bulundurularak borçlunun yasal süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin niteliğine göre takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken şikayetin reddine ilişkin hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğünün 2017/4872 E sayılı dosyasıyla müvekkili şirket aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapıldığını, icra müdürü tarafından alacağın muaccel olduğunun tespit edilmesinden sonra icra emrinin gönderilmesinin gerektiğini, alacağın muaccel olmadığını, bu nedenle icra emrine itiraz ettiklerini, müvekkilinin elinde 24 adet çek yaprağının bulunmamasına rağmen 29.080,00 TL talep edildiğini, talep edilen bu miktara ve ferilerine itiraz ettiklerini, dayanak ipotak belgesinin suretinin tebliğ edilmemesi nedeniyle icra emrinin tebliğine de itiraz ettiklerini, uygulanan temerrüt faizi oranının fahiş olduğunu, ipotek limitinin aşıldığını belirterek icra emrinin ve takibin iptaline, davalının %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda takip dayanağı senedin takibin kesinleşmesinden önceki dönemde zamanaşımına uğradığı iddiasına yönelik itiraz borca itiraz olması sebebiyle yasal süre geçtikten sonra yapılması nedeniyle dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde takip dayanağı senedin zamanaşımına uğradığı yönündeki iddia değerlendirildiğinde ödeme emrinin tebliğ edildiği 06/06/2018 tarihinden itibaren işleyen 5 günlük yasal itiraz süresi geçtikten sonra başlayan 3 yıllık zamanaşımı süresi dava tarihi olan 27/05/2019 tarihi itibarıyla dolmamıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;Ödeme emrinin davalı borçlulara 03.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekilinin 11.10.2018 tarihinde itiraz dilekçesini uyap üzerinden gönderdiği, itiraz tarihi olarak dilekçe üzerinde yazılı tarih yerine uyap sistemine kaydedildiği tarihin dikkate alınması gerektiği, itirazın yasal süresinden sonra yapıldığı gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve müdürlüğün 11.10.2018 tarihli takibin durdurulması kararının kaldırılmasına, takibin borçlular yönünden devamına karar verildiği anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğünün 2021/3283 Esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, sonrasında İİK’nın 43. maddesi kapsamında bu takibi iflas yoluyla adi (ilamsız) takip yoluna çevirdiğini, ödeme emrinin tebliği üzerinde süresinde yaptığı itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, anılan takip derdest iken aynı alacağa ilişkin olarak Ankara 20....
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; alacaklı tarafça borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, İİK'nun 62.maddesi gereğince borçlunun itiraz hakkının tebliğ ile başladığını, borçlunun kendisine henüz tebligat yapılmadan borca ve ferilerine itiraz ettiğini, icra müdürlüğünün borçlunun bu talebine "tebligat parçasının dönmesinin beklenilmesine, geldiğinde tebliğ tarihi itibariyle itirazının süresinde olması halinde takibin durdurulmasına, süresinde değil ise takibin devamına" şeklinde karar verdiğini, 15/02/2021 tarihli kararı ile de takibin durdurulduğunu, ancak bu durumun İİK'nun 62.maddesine aykırı olduğunu, zira borçlunun itiraz hakkının ödeme emrinin tebliği ile başladığından borçlu tarafın usulüne uygun itirazı bulunmadığını, icra müdürlüğünün takibin durdurulmasına ilişkin kararının hatalı olduğunu, tebliğden sonra da yapılan bir itiraz bulunmadığından takibin kesinleşmesine karar verilmesi gerektiğini beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece...
, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren süresi içerisinde itiraz da bulunmadığı ve ödeme emrinin tebliğinden önce yapmış olduğu borca itirazın değerlendirilmemesi gerektiğinden bahisle taraflarının takibin devamına ilişkin istemlerinin reddine dair icra müdürlüğünün 17/08/2022 tarihli işleminin iptali ile takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2020/934 esas, 2020/930 esas, Kütahya 1.icra müdürlüğünün 2020/951 esas sayılı takip dosyalarından takip açıldığını, bu takiplere karşı müvekkili tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, bu takiplerle alakalı olarak itiraz iptal edilmeden iş bu senedin takibe konulmuş olup takibin mükerrer olduğunu, takibe konu senedin konusuz olduğunu, müvekkili hakkında daha önce üç adet ilamsız takip açılmış olup bu defada örnek 10 şekline dayalı takip açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili hakkında açılan takibe dayanak senedin teminat senedi olduğunu, takibe dayanak senedin kayıtsız ve şartsız borç ikrarı içermediğinden İİK'nın 170/a maddesi gereğince takibin ve ödeme emrinin iptali gerektiğini, takibin kesinleşmesi ve durdurulmaması halinde işlemlerin devam edeceğinden telafisi mümkün olmayan zararların oluşacağını belirterek ödeme emri usulsüz olduğundan şikayetlerinin kabulüne, müvekkilinin borçlu olamamasından dolayı borca ve takibe itirazlarının kabulüne...
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takipte takibin iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda davacı vekili, ödeme emrinin ve kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğini, ipoteğin teminat ipoteği olması nedeniyle ilamlı takip yapılmasının mümkün olmadığını, , mükerrer ipotek takibi yapıldığını, borca ve yetkiye itiraz ettiklerini belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece takibin ilamlı takip olmayıp ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle ödeme emrine süresinde itiraz edildiğinin tespitine, takibin iptali isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinafa başvurulmuştur....