Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün ...Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalı şirketin ... tarihinde borca, faize ve faiz oranına yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğunu, takibe dayanak faturaların ... tarihinden öncesine ait olması nedeni ile ... tarihinen itibaren temerrüt faizi işletilmiş olup alacağın ticari ilişkiden doğmuş olması nedeni ile alacağa ticari temerrüt faizi işletildiğini, bu sebeple davalı tarafça faize ve faiz oranına yapılmış olan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı şirketin ... tarihli itiraz dilekçesinde takibe dayanak faturaların mevcudiyetini ve müvekkili ile aralarındaki ticari ilişkiyi kabul ettiğini, fatura bedellerini müvekkiline peyderpey nakit olarak yaptığını iddia ederek borcun dayanağına değil borca itiraz ettiğini, ayrıca davalı şirketin ... tarihli itiraz dilekçesi ekinde borcu müvekkiline ödediğine dair herhangi bir belge sunamazken dava şartı olan arabuluculuk görüşmelerine de katılmadığını hatta arabulucunun telefonlarına dahi cevap...

    Davacı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, itiraz dilekçesinin tahliye taahhüdüne karşı yapılmış olmadığını, kira sözleşmesinin yenilendiğine ilişkin iddianın güncel anlamda bir itiraz olarak kabul edilemeyeceğini, mahkeme kararının yerinde olmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2021/13215 E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine tahliye taahhütnamesine dayanılarak takibe başlandığı, örnek 14 tahliye emrinin borçluya 22/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal sürede 27/01/2022 tarihli itiraz dilekçesiyle takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır. İlamsız icra takibine karşı sözlü olarak itiraz edilebileceği gibi dilekçe ile de itiraz edilebilir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2022 NUMARASI : 2022/1232 ESAS - 2022/1230 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, takibe konu senetlerin kambiyo senedi vasfında olmadığını, senetlerde lehtarın şahıs veya tüzel kişi olarak gösterilmediğini, alacaklı olarak görülen kişinin lehtar sıfatının bulunmadığını, zaman aşımının oluştuğunu, ayrıca senet tutarı 10.000,00- TL yazmasına rağmen ödeme emrinde 9.064,82- TL yazdığını, borca ve faize itiraz ettiklerini söyleyerek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....

    Beşbin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebilir. (Ek cümle: 3/4/2013-6456/45 md.) İtiraz talebinde bulunmak için bu madde uyarınca belirlenen başvuru ücretinin Komisyona yatırılması şarttır. (Ek cümle: 3/4/2013-6456/45 md.) İtiraz üzerine hakem kararının icrası durur. ...'' hükmünü içermektedir. Mevcut yasaya göre değeri Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği ve itiraz üzerine hakem kararlarının icrasının duracağı belirtilmektedir. Somut olayda borçlunun Sigorta Tahkim Komisyonu'na 21.03.2016 tarihinde itiraz başvurusu yaptığı takibin ise daha önce 15.03.2016 tarihinde başlatıldığı anlaşılmaktadır....

      Olayımızda; davacı alacaklı takip talebi ile 28.03.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanmış olup, davalı borçlu itiraz dilekçesinde, alacaklının kendisine banka hesap numarası vermediğini ve bu nedenle kira bedellerini elden ödediğini, makbuz almadığını bildirerek takibe konu borca itiraz etmiştir. Davalı borçlu takibe itirazında açıkça ve ayrıca kira ilişkisine ve borç miktarına karşı çıkmamış, alacaklı görünen şahsa herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek takibe ve borca itiraz etmiştir. Borçlunun kira ilişkisine ve kira miktarına açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK.nun 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Bu durumda davalı borçlu kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini İİKnun 269/c maddesinde belirtilen belgelerle kanıtlamak durumundadır. Mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir....

        Dava, kira alacağının tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili 14/02/2011 tarihli dava dilekçesinde davalının, 01/06/2002 tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi ile müvekkilinin kiracısı olduğunu, davalının 2009 Eylül ayından 2010 Kasım ayına kadar kira parasını yatırmadan kiralananın anahtarını teslim ettiğini, kira parasının tahsili istemiyle yapılan takibe de itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında ise takibe konu kira parası takipten ve itirazdan sonra ödenmişse de haksız olarak itiraz edildiğinden, itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, takibe konu kira parasını 11.246,50 TL olarak 23.01.2011 tarihinde davacının hesabına yatırdığını davanın haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

          Mahkemece borçlunun takibe vaki itirazının kaldırılması ile birlikte tahliyeye karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı 8.7.2009 tarihinde başlattığı icra takibiyle ödenmeyen 2007 yılı Mayıs ayından 2008 yılı Eylül ayına kadar olan kira bedelleri ile ayrıca 2009 yılı Mayıs ayı kira bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı icra dairesine süresinde verdiği dilekçe ile kira bedellerini alacaklının eniştesine elden ödediği gerekçesiyle takibe itiraz etmiştir. Davacı 9.9.2009 tarihinde açtığı dava ile davalı borçlunun yasal sürede borcu ödemeyerek temerrüde düştüğünü ileri sürerek borçlunun itirazının kaldırılmasını istemeden İİK.'nun 269/a maddesi uyarınca kiralanandan tahliyesini talep etmiştir. Mahkemece itirazın kaldırılması talep edilmemesine rağmen talep dışına çıkılarak borçlunun takibe vaki itirazının kaldırılması ile birlikte temerrüt nedeniyle taşınmazdan tahliyesine karar verilmiştir....

            İcra Müdürlüğünün 2021/3934 esas sayılı dosyası ile davalı hakkında tahliye taahhüdüne dayalı takip yapıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, itirazın gerçeğe aykırı olduğunu, bir kısım itirazların şikayet niteliğinde olduğunu ve itiraz olarak değerlendirilmelerinin mümkün olmadığını, takibe dayanak tahliye taahhüdü noter huzurunda düzenlendiğinden taahhüdün geçerliliğine yapılan itirazlarının kabulüne imkan bulunmadığını, davalının itirazlarına ilişkin takibe dayanak belgeyle aynı kuvvette belge sunamadığını, ayrıca davalının itirazında kira sözleşmesini ikrar ettiğini belirterek itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmesini istemiştir....

            Davalı, takibe konu ödeme emrinin kendisine tebliğinden sonra süresinde İcra Müdürlüğü'ne verdiği itiraz dilekçesinde borcun ferileri ile birlikte tamamına itiraz ettiğini bildirmiş,İcra Müdürlüğü'de takibin tamamen durmasına karar vermiştir.Açılan dava itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan Mahkemece işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yapılan itirazın derdestlik itirazı mahiyetinde olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, ancak davalının 26/12/2013 tarihli dilekçesi ile takibe itirazdan feragat ettiğini ve takibin kesinleştiğini, sonrasında davalı borçlunun malvarlığı üzerinde birçok haciz bulunması nedeniyle 06/08/2014 tarihli dilekçeleri ile takibi iflas yolu ile takibe dönüştürdüklerini, davalının iflas yolu ile takibe de itiraz ettiğini, ancak davalının ilamsız takibe itirazından feragat etmesi nedeniyle alacaklarının kesinleştiğini ve itirazın haksız olduğunu belirterek davalının iflas takibine itirazının kaldırılmasına ve iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu