WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı alacaklı T3 tarafından borçlular T1 ve Ahmet Öztürk aleyhine 15/07/2015 tanzim 01/01/2016 vade tarihli 10.000 TL bedelli, 19/08/2015 tanzim 29/08/2015 vade tarihli 40.000 TL bedelli iki adet senede dayanarak kambiyo takibi yapılmış, davacıya ödeme emri 14/08/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, 20/08/2018 tarihinde açılan dava ile takibe konu borcun Ahmet Öztürk ve T3 banka kanalı ile ödendiği, senetlerin iade edilmediği belirtilerek borca, faize ve diğer ferilere itiraz edilmiş, mahkemece faize itiraz yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak faize itiraz yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer yönlerden reddine karar verilmiştir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe yönelik borca itiraz halinde, İİK.nun 169/a.-1.maddesi gereğince, icra mahkemesi, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. Takibe konu senetlerde keşideci T1, lehtar ve 1. ciranta Ahmet Öztürk, 2. ciranta T3'dır....

İcra Müdürlüğünün ...Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalı şirketin ... tarihinde borca, faize ve faiz oranına yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğunu, takibe dayanak faturaların ... tarihinden öncesine ait olması nedeni ile ... tarihinen itibaren temerrüt faizi işletilmiş olup alacağın ticari ilişkiden doğmuş olması nedeni ile alacağa ticari temerrüt faizi işletildiğini, bu sebeple davalı tarafça faize ve faiz oranına yapılmış olan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı şirketin ... tarihli itiraz dilekçesinde takibe dayanak faturaların mevcudiyetini ve müvekkili ile aralarındaki ticari ilişkiyi kabul ettiğini, fatura bedellerini müvekkiline peyderpey nakit olarak yaptığını iddia ederek borcun dayanağına değil borca itiraz ettiğini, ayrıca davalı şirketin ... tarihli itiraz dilekçesi ekinde borcu müvekkiline ödediğine dair herhangi bir belge sunamazken dava şartı olan arabuluculuk görüşmelerine de katılmadığını hatta arabulucunun telefonlarına dahi cevap...

    Davacı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, itiraz dilekçesinin tahliye taahhüdüne karşı yapılmış olmadığını, kira sözleşmesinin yenilendiğine ilişkin iddianın güncel anlamda bir itiraz olarak kabul edilemeyeceğini, mahkeme kararının yerinde olmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2021/13215 E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine tahliye taahhütnamesine dayanılarak takibe başlandığı, örnek 14 tahliye emrinin borçluya 22/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal sürede 27/01/2022 tarihli itiraz dilekçesiyle takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır. İlamsız icra takibine karşı sözlü olarak itiraz edilebileceği gibi dilekçe ile de itiraz edilebilir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2022 NUMARASI : 2022/1232 ESAS - 2022/1230 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, takibe konu senetlerin kambiyo senedi vasfında olmadığını, senetlerde lehtarın şahıs veya tüzel kişi olarak gösterilmediğini, alacaklı olarak görülen kişinin lehtar sıfatının bulunmadığını, zaman aşımının oluştuğunu, ayrıca senet tutarı 10.000,00- TL yazmasına rağmen ödeme emrinde 9.064,82- TL yazdığını, borca ve faize itiraz ettiklerini söyleyerek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....

    Beşbin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebilir. (Ek cümle: 3/4/2013-6456/45 md.) İtiraz talebinde bulunmak için bu madde uyarınca belirlenen başvuru ücretinin Komisyona yatırılması şarttır. (Ek cümle: 3/4/2013-6456/45 md.) İtiraz üzerine hakem kararının icrası durur. ...'' hükmünü içermektedir. Mevcut yasaya göre değeri Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği ve itiraz üzerine hakem kararlarının icrasının duracağı belirtilmektedir. Somut olayda borçlunun Sigorta Tahkim Komisyonu'na 21.03.2016 tarihinde itiraz başvurusu yaptığı takibin ise daha önce 15.03.2016 tarihinde başlatıldığı anlaşılmaktadır....

      Her ne kadar mahkemece takibin kesinleştiği gerekçesiyle kiralananın tahliyesine karar verilmiş ise de, davalı borçlu temyiz dilekçesinde takibe yasal süre içerisinde itiraz ettiğini bildirerek 21.04.2014 tarihli itiraz dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Düzce İcra Tevzi Bürosunun 21.04.2014 tarih ve 2014/814 muhabere sayılı yazısından, davalı borçlu vekili H. K. tarafından verilen itiraz dilekçesinin İstanbul Anadolu 4.İcra Dairesine gönderilirken ilgili icra dosya numarasının 2014/8147 olarak yazılması gerekirken, hataen 2014/814 olarak yazılıp gönderildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda takibe itiraz edildiği kabul edilmekle takibin kesinleştiğinden bahsedilemez. İcra takibine itiraz edilmesi halinde itirazın kaldırılmasına karar verilmeden kiralananın tahliyesine kararı verilemeyeceğinden, mahkemece öncelikle davalının itirazı üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

        Olayımızda; davacı alacaklı takip talebi ile 28.03.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanmış olup, davalı borçlu itiraz dilekçesinde, alacaklının kendisine banka hesap numarası vermediğini ve bu nedenle kira bedellerini elden ödediğini, makbuz almadığını bildirerek takibe konu borca itiraz etmiştir. Davalı borçlu takibe itirazında açıkça ve ayrıca kira ilişkisine ve borç miktarına karşı çıkmamış, alacaklı görünen şahsa herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek takibe ve borca itiraz etmiştir. Borçlunun kira ilişkisine ve kira miktarına açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK.nun 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Bu durumda davalı borçlu kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini İİKnun 269/c maddesinde belirtilen belgelerle kanıtlamak durumundadır. Mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir....

          Dava, kira alacağının tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili 14/02/2011 tarihli dava dilekçesinde davalının, 01/06/2002 tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi ile müvekkilinin kiracısı olduğunu, davalının 2009 Eylül ayından 2010 Kasım ayına kadar kira parasını yatırmadan kiralananın anahtarını teslim ettiğini, kira parasının tahsili istemiyle yapılan takibe de itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında ise takibe konu kira parası takipten ve itirazdan sonra ödenmişse de haksız olarak itiraz edildiğinden, itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, takibe konu kira parasını 11.246,50 TL olarak 23.01.2011 tarihinde davacının hesabına yatırdığını davanın haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

            Mahkemece borçlunun takibe vaki itirazının kaldırılması ile birlikte tahliyeye karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı 8.7.2009 tarihinde başlattığı icra takibiyle ödenmeyen 2007 yılı Mayıs ayından 2008 yılı Eylül ayına kadar olan kira bedelleri ile ayrıca 2009 yılı Mayıs ayı kira bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı icra dairesine süresinde verdiği dilekçe ile kira bedellerini alacaklının eniştesine elden ödediği gerekçesiyle takibe itiraz etmiştir. Davacı 9.9.2009 tarihinde açtığı dava ile davalı borçlunun yasal sürede borcu ödemeyerek temerrüde düştüğünü ileri sürerek borçlunun itirazının kaldırılmasını istemeden İİK.'nun 269/a maddesi uyarınca kiralanandan tahliyesini talep etmiştir. Mahkemece itirazın kaldırılması talep edilmemesine rağmen talep dışına çıkılarak borçlunun takibe vaki itirazının kaldırılması ile birlikte temerrüt nedeniyle taşınmazdan tahliyesine karar verilmiştir....

              İcra Müdürlüğünün 2021/3934 esas sayılı dosyası ile davalı hakkında tahliye taahhüdüne dayalı takip yapıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, itirazın gerçeğe aykırı olduğunu, bir kısım itirazların şikayet niteliğinde olduğunu ve itiraz olarak değerlendirilmelerinin mümkün olmadığını, takibe dayanak tahliye taahhüdü noter huzurunda düzenlendiğinden taahhüdün geçerliliğine yapılan itirazlarının kabulüne imkan bulunmadığını, davalının itirazlarına ilişkin takibe dayanak belgeyle aynı kuvvette belge sunamadığını, ayrıca davalının itirazında kira sözleşmesini ikrar ettiğini belirterek itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmesini istemiştir....

              UYAP Entegrasyonu