WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Takas ve mahsup bir defidir. İleri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, defi olarak da ileri sürülebilir. Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup defi nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekalet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir. Somut olayda davacı takas mahsuba esas alınan 25.08.2005 tarihli, 2.300,00 TL tutarlı maaş dışı borç alındığına ilişkin belgedeki imzayı inkar etmektedir. Mahkemece bu belge üzerinde durulmamıştır. Belge aslı getirtilip imza araştırması yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir. 3 – Kabule göre de davacı tazminat ve alacaklarının toplam miktarı takas mahsup talebindeki miktarı geçmemektedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Takas mahsup talebi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının onanmasına dair 23.05.2013 tarih, 2013/4063 Esas, 2013/7739 Karar sayılı Daire ilâmının müddeti içinde tashihen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu, aleyhine başlatılan ilama dayalı takibe karşı, kendisinin de alacaklı aleyhine Bursa 10....

      Davalı sözleşme gereğince davacıya 8.000 USD depozito vermiş olup, cevap dilekçesi ile takas ve mahsup talebinde bulunmuştur. Davada davacının toplam tazminat alacağı miktarı nazara alınarak bu miktar üzerinden davalı tarafından ödenen depozito miktarı mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken takas mahsup talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda (2) No'lu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 20/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda, borçlu aleyhinde menfi tesbit ilamında hükmedilen vekalet ücreti ve yargı gideri alacaklarının avans faiziyle tahsili istemiyle takip başlatıldığı, borçlu vekilinin, faiz başlangıç tarihi ve niteliğine itiraz ile takas mahsup talebinde bulunduğu, Mahkemece bilirkişiye ilam kesinleşme tarihinden ve de karar tarihinden itibaren yasal faiz oranı ile faiz hesabı yaptırıldığı, karar tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa 1.maddesinde belirlenen yasal faiz oranına göre yapılan hesaplama Mahkemece kabul edilerek, istenen faiz miktarlarının düzeltildiği, takas mahsup talebi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir....

          SAVUNMA: Davalı vekili 25/01/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı tarafın taleplerinde yer alan beyanlarını kabul etmediklerini, bu davanın muhatabının kendileri olmayıp icra müdürlüğü işleminin şikayeti olduğunu, dolayısı ile bu davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, davanın kendilerine yöneltilmesi nedeni ile de yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olduğunu, davacı taraf gerçekten takas mahsup talebinde bulunmuş olsa idi kendi alacakları için icra takibine geçerken kendilerindeki hak ve alacakları mahsup ederek icra takibine geçebileceklerini, böyle bir girişimde bulunmayarak takas mahsubunu zımnen de olsa kabul etmediklerini, bu nedenle itfa tarihi olarak icra takibinden öncesinin değerlendirilmesinin son derece hatalı olduğunu, itfa tarihinin kendi takiplerine karşı açılan takas mahsup davasının kesinleşme tarihi olduğunu, dolayısı ile icra takibinden sonraki yapılacak ödeme/takas/mahsup taleplerinin icra dosyası takip çıkış miktarı üzerinden yapılacağını...

          Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının aidat ve gecikme zammı olmak üzere davalıdan 5.700,00 TL. alacaklı olduğu, davalının takip tarihi itibariyle davacıdan 6.172,00 TL. asıl alacak ve 9093,25 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.265,25 TL. alacaklı bulunduğu, davalı tarafın takas mahsup talebi gözönüne alındığında davalının davacıdan 9565,25 TL. alacaklı olduğu, bu durumda davacının alacağı kalmadığından davanın takas nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, ancak davalının öncelikle borca itirazda bulunduğu, yargılama sonucunda alacağın sabit olduğu ve likit bulunduğu gerekçesiyle, takas nedeniyle davanın reddine, asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 122/1-2 fıkralarında "Takas, ancak borçlunun takası dermeyan etmek kastını alacaklıya bildirmesiyle vaki olur.  ...

            Davacı tarafça, davalının takas savunmasına karşı konulmadığı gibi, yapılan ödemeye de itiraz edilmemiştir. HUMK.nun 204. maddesi uyarınca takas ve mahsup talebi davayı mütekabiledir. Anılan yasa hükmünce ayrıca harcı verilerek karşı bir dava açılmasına gerek bulunmamaktadır. Öyle olunca, davalının takas def’i üzerinde durularak davacıya 16.6.2005 tarihinde yapılan 5.000.Euro ödemenin davalıya iadesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu yön gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bent uyarınca temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 540.00 TL temyiz harcının istek halinde iadesine, 27.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Tarafların biri, borcu ile alacağını takas ettiğini karşı tarafa bildirerek bu hakkını kullanmış olacaktır. Takas hukuki niteliği itibari ile bozucu yenilik doğuran bir haktır. Borçlunun takas hakkını kullanma isteğini, alacaklıya bildirmesi gerekir. Takas bir sözleşme olmadığı için karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Takas aynı zamanda borcu sona erdirdiği için bir tasarruf işlemidir. Bu nedenle borçlunun takas edilecek alacak üzerinde tasarruf yetkisine sahip olması gerekir. Takas bir def'idir. Taraflarca ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi def'i olarak da ileri sürülebilir. Takasın def'i olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup def'i nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir....

              Takas ve mahsup bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, defi olarak da ileri sürülebilir. Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup defi nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir. Somut uyuşmazlıkta, davacının banka maaş hesabına, avans adı altında dava açılmadan önce 28/01/2014 tarihinde 1000,00 TL yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu miktarın yukarıdaki açıklamalara göre davalının takas mahsup talebi gözetilerek mahsubu gerekirken bu talebin değerlendirilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                HGK'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251- 593 sayılı kararında da benimsendiği üzere, icra mahkemesinde takas ve mahsup iddiası kural olarak; 1- Takasa konu alacağın İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, bu alacakla ilgili olarak icra takibi yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 2- Alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabilir. Bu istem, takibin her safhasında ileri sürülebilir. Borçlu takas talebini icra mahkemesine beyan edebileceği gibi, bu başvurusunu icra dairesine de yapabilir. Bu istem, takibin her safhasında bildirilebileceğinden herhangi bir süreye de tâbi bulunmamaktadır. Yerleşik Yargıtay içtihatları da bu yöndedir. Başka bir anlatımla tarafların ilamdan kaynaklı ve herhangi bir nedenle yapılan takipte kesinleşmiş alacakları takas mahsup konusu yapılabilir. İlamdan kaynaklanan alacağın, takas mahsup edilebilmesi için icra takibine konu edilmesi şartı da yoktur....

                UYAP Entegrasyonu