İİK'nin 72/3. maddeleri gereğince ihtiyati tedbir bu ara kararının tebliğinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde dava değerinin % 20'si oranında nakdi teminatın veya kesin ve süresiz banka teminat mektubunun Mahkememize ibrazı ve aynı süre içerisinde 2. kez ihtiyati tedbir harcının bu dosyamıza yatırılması halinde davacının İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİNİN KABULÜ ile; a) Dava konusu icra dosyasına yatırılan paraların davalı alacaklıya tedbiren ödenmemesine, bu hususta ilgili icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, b) Teminatın ve/veya 2. tedbir harcının süresinde yatırılmaması halinde, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinden vazgeçmiş sayılmasına..." şeklinde karar verilmiştir....
İhtiyati tedbir koruma önlemi işlevi nedeni ile yargılama sonucu beklenene kadar giderilmesi güç zararların önüne geçilmesi için tesis edilir. Taşınmazın devri halinde giderilmesi güç zararların oluşacağı değerlendirilmekle İDM'nin tasarruf yetkisini kısıtlamaya yönelik verilen tedbir kararının özü itibariyle taşınmazın 3.kişilere rıza-i devirlerin önlenmesine yönelik olduğu, davacının tapu iptal ve tescil isteminin taşınmazın aynına ilişkin olduğu, taşınmazın dava konusu bulunduğu sabit olduğundan mahkemenin takdirinde bir yanılgı görülmemiştir....
Dosya içeriğinden, menfi tesbit davası sırasında takibin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmediği, mahkemece 27/02/2023 tarihli kararla icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda alacaklının zararının önlenmesi açısından yasanın aradığı teminat karşılığında tedbir kararı verildiği, bu ihtiyati tedbirin mahiyeti itibariyle tahsil aşamasına gelen paranın alacaklıya ödenmesini engellemeye ve dava sonucuna göre hareket edilmesine yönelik olup, takibin durmasına ve haciz yapılmasına engel teşkil etmediği, davanın alacaklı lehine sonuçlanması halinde ihtiyati tedbirin kalkacağı, hükmün kesinleşmesi halinde alacaklının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarının gösterilen teminattan alacağı, İİK 72.maddesini gerekçe göstererek verilen tedbir kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır....
FSHHM tarafından verilen 15/10/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararına kaldırılmasını talep etmiştir. CEVAP: Davacı vekili ilk derece mahkemesince görülen 01/12/2020 tarihli duruşmadaki beyanında, karşı tarafa ihtiyati tedbir kararının tebliğ edilerek iki hafta kesin süre içerisinde aykırılığın giderilmesi istenildiğini, buna rağmen yerine getirilmediğinden erişimin engellenmesine karar verildiğini, itirazın süresinde olmadığını ve ayrıca tedbire muhalefet nedeniyle şirket yetkililerinin disiplin cezaları ile cezalandırılmasını talep ettiklerini talep etmiştir....
Tüm bu nedenlerle somut olayda HMK'nun 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan yerel mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi ve dava konusu taşınmazın tapu kaydına 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulması ile davalının ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Yerel mahkemenin ara kararları ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup doğru görülmüştür. Zira ihtiyati tedbir kararının kaldırılması halinde ileride giderilmesi ve telafisi imkansız zararların doğabileceği ihtimali bulunduğu anlaşıldığından yerel mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi, davalının ihtiyati tedbir kararına itirazlarının ve tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararının HMK 389 ve devamı maddelerinde yazılı hükümlere, dosya kapsamına, mevcut delil durumuna, hak ve yarar dengesine uygun olduğu görülmüştür....
Bu nedenle, m. 109'daki on gün içinde dava açılmaması nedeniyle ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkması halinde, ihtiyati tedbirin haksız olduğunu kabul etmek ve ihtiyati tedbir koyduranın bundan doğan zararı ödemekle sorumlu tutmak menfaatler dengesine daha uygundur. Haksız ihtiyati tedbir koyduran tarafın (tazminat davalısının) ödemekle yükümlü olduğu zarar, ihtiyati tedbir kararının ... edildiği tarih ile ihtiyati tedbirin kalktığı ya da kalkmış sayıldığı tarih arasındaki dönemde meydana gelmiş olan zarardır. Haksız ihtiyati tedbirden dolayı tazminat davası açan davacının ödenmesini istediği zararı ile haksız ihtiyati tedbir arasında uygun illiyet (nedensellik) bağı (sebep sonuç ilişkisi) bulunması da gerekir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü .... Baskı, ..., 2001, s.4378 v.d.)....
Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz Başvurusu: Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-İİK 72/3-4 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın % 15'inden aşağı olmamak üzere göstereceği tazminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış olmaktan dolayı doğan zararını gösterilen teminattan alır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez....
ve bugüne kadar ödendiği iddia edilen bayram ikramiyesi ile birlikte iade edilmesi gerektiğine ilişkin işlemlerin durdurulması gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını, ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir....
taşınmazdaki tahsis hakkını üçüncü şahsa devretme ihtimali kuvvetle muhtemel olduğundan ve davacının hak kaybına yaşama ihtimali olduğundan ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....
Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenerek ihtiyati tedbir kurumu açıklanmıştır. 6100 sayılı HMK 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir hukuki müsessesi ile davanın açılması ve hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyatî tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbir kararının kabulü veya reddi ,bir kısım genel ilkeler konulmak suretiyle , hakimin takdirine bırakılmıştır....