Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır. Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; anonim şirket hisse devrinin geçersizliğinin tespiti ve iptali, yönetim kurulu kararlarının ve genel kurul kararlarının iptali, kar payı alacağının ve hisse devir bedelinin ödenmesi ve şirkete kayyım atanması istemleriyle açılan dava kapsamında, ihtiyati tedbir talebinde bulunan davacının bu aşamada HMK'nın 390/3....

    İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır. Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; anonim şirket hisse devrinin geçersizliğinin tespiti ve iptali, yönetim kurulu kararlarının ve genel kurul kararlarının iptali, kar payı alacağının ve hisse devir bedelinin ödenmesi ve şirkete kayyım atanması istemleriyle açılan dava kapsamında, ihtiyati tedbir talebinde bulunan davacının bu aşamada HMK'nın 390/3....

      İhtiyati tedbir talepli olarak açılan davada İDM'ce 08/10/2020 tarihli 8 nolu ara kararla ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, redde yönelik 03/11/2020 tarihli gerekçeli ara kararın yazıldığı, kararın davacı tarafça istinaf edildiği anlaşılmıştır İLK DERECE MAHKEMESİ'NİN 03/11/2020 TARİHLİ ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "...Dosyanın incelenmesinde, tensip zaptının 8 nolu kararı doğrultusunda haklılığın yaklaşık olarak ispatı dosya kapsamı itibari ile belirlenemediğinden yasal şartları ihtiva etmeyen tedbir talebinin HMK 389 vd maddeleri gereğince reddine..." gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....

      Davacı taraf aleyhine Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan tahliye davasının bulunduğundan bahsetmiş ise de; bildirdiği esas numaralı dosyanın kira alacağına yönelik olduğu, ayrıca ilgili idari merciler tarafından aleyhine tahliye kararı verilmişse de; bu kararın da dava sonuçlanana kadar binanın tahliyesini engelleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği, binanın tahliye kararının idari işlem niteliğinde olduğu, idari bir işlemin adli yargı mercilerince verilecek ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasının mümkün olmadığı gözetilerek, belirttiği gerekçe ile mahkemece tedbir kararının reddine dair karar verildiği, buna ilişkin ara kararın yerinde olduğu anlaşılmıştır....

      engel olduğunu, davalı şirketin itirazları yalnızca savunma yaratmaya yönelik soyut iddialar olup itirazları kabul etmediklerini, tahliye taahhütnamesinin kira sözleşmesiyle aynı anda verilmesi ve baskı altına alınmasının söz konusu olmadığını, davalı şirketin kiralann yerin fiili teslim tarihinin farklı olduğunu ve aboneliklerin geç yapıldığını iddia etmesinin de dikkate alınamayacağını, kira sözleşmesinin 3. maddesinde kira sözleşmesinin belirtilen imza tarihinde yürürlüğe gireceğinin açıkça hüküm altına alındığını, davalının aboneliklerini yaptığı tarihin tahliye taahhütnamesinin geçerliliğini etkilemediğini, davalı şirketin tahliye tarihinin sonradan dolduruğu iddiasının tümüyle savunma yaratma amaçlı olduğunu, kabul etmediklerini, kira sözleşmesinin düzenlenme tarihinden ileri bir tarihte düzenlenen tahliye taahhütnamesine göre yapılan tahliye takibine itirazın iptaliyle takibin devamına karar verilmesi ile taşınmazın tahliyesini talep etme zorunluluğunun ortaya...

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tahliye taahhüdüne dayalı icra takibinde, dayanak tahliye taahhütnamesinin adi yazılı nitelikte olduğunu, İ.İ.K.nun 275. maddesi ve 4.12.1957 tarih, 11/26 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince alacaklı imzası ikrar olunsa bile tarihi veyahut içeriği inkar edilen tahliye taahhüdüne dayalı itirazın kaldırılmasını isteyemeyeceğinden, uyuşmazlığın hallinin yargılamayı gerektirdiğini, tahliye taahhütnamesinin içeriğinde yer alan ''kiralayan'', ''tarih'' gibi kısımlar inkâr edildiğinden artık somut uyuşmazlığın çözümü için Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, yerel mahkemece görevsizlik itirazı hakkında herhangi bir karar verilmediğini, davaya görevsiz mahkemece bakılarak karar verildiğini, kararın bu yönüyle bozulması gerektiğini, tahliye taahhütnamesinin müvekkilinin önceki ev sahibi ile yaptığı kira sözleşmesi ile birlikte imzalanarak teslim olunduğunu, sonraki aşamada taşınmazın satılığa çıkarıldığını ve davacılara...

      Hukuk Dairesi'nin 2022/2347 Esas 2022/1563 Karar sayılı ilamı da gözetilerek yargılamayı gerektiren hususlarda ve uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği göz önünde bulundurularak, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin yargılamaya gerektirdiği ve uyuşmazlığı çözecek nitelikte olduğu gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....

      a ait mirasçılık belgesi ve ... 30.İcra Müdürlüğü'nün 2015/175 Esas sayılı dosyasında dayanak olan ve davacılardan ... tarafından verildiği anlaşılan ... 61.Noterliği'nin 21.12.2014 tarihli ve 25486 yevmiye nolu tahliye taahhütnamesinin dosyaya eklenmesi istenmiştir. Mahkemece mirasçılık belgesi dosyaya getirtilmiş ancak ... 30.İcra Müdürlüğü'nün 2015/175 Esas sayılı dosyasında dayanak olan ve davacılardan ... tarafından verildiği anlaşılan ... 61.Noterliği'nin 21.12.2014 tarihli ve 25846 yevmiye nolu tahliye taahhütnamesi dosyaya getirtilmemiş, bunun yerine sadece tebliğ belgesi getirtilmiştir....

        İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: takip ve davaya dayanak tahliye taahhütnamesinin, kira sözleşmesinin imzalanması sırasında müvekkiline boş olarak imzalatılmış olduğunu, belge içeriğinden bu durumun açıkça anlaşılmakta olduğunu, tahliye taahhütnamesinin tarih kısımlarının sonradan doldurulduğunun çıplak gözle görülebildiğini, yazıların birbirini tutmadığını, tahliye taahhütnamesi incelendiğinde taahhüt tarihinin 09.01.2022, tahliye tarihinin ise 08.04.2022 olduğunun görüleceğini, bahsi geçen taahhüt tarihinde müvekkilinin davacı ile bir araya gelmediği gibi yaklaşık iki yıldır da yüz yüze görüşmediklerini ve tahliye taahhütnamesi içeriğindeki yazıların müvekkiline ait olmadığını, Kiralanan, yabancı uyruklu kişilere yüksek kira bedelleri ile kiralanmaya başladığından davacının fahiş oranda zam yapmak istediğini, müvekkilinin kabul etmemesi üzerine de bu yola başvurulduğunu, yasal olmayan şekilde kira sözleşmesi imzası sırasında müvekkiline imzalatılan boş tahliye...

        yönünde olduğunu, bu itirazın doğru olmadığını, kira sözleşmesinde tanzim tarihinin 01.01.2019, Tahliye Taahhütnamesinin tanzim tarihinin ise 15.12.2019 olduğunu, itiraz ve iddianın yazılı belge karşısında geçerli olmayacağını, kira sözleşmesine ve sözleşmedeki imzaya itirazın olmadığını, tahliye taahhütnamesine ve imzaya itiraz olmadığını, bizzat davalı tarafından imzalanan Tahliye Taahhütnamesinin geçerli ve bağlayıcı olduğunu, mahkemenin tahliye taahhüdünün “noterden tasdikli” olmadığı yönündeki yorumunun yerinde olmadığını, Tahliye taahhütlerinin noterden tasdik şartının olmadığını, davalının itiraz dilekçesinde aynen “gerçek tanzim tarihi kira sözleşmesinin tanzim tarihidir” diyerek savunmasını sınırlamış olmasına rağmen bu savunmayı destekler hiç bir yazılı delil sunamadığını, yazılı tahliye taahhüdünün geçerli olduğunu, tahliye kararı verilmesi gerekirken davanın reddinin yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davalının mecurdan tahliyesine...

        UYAP Entegrasyonu