Gerekçe ve Sonuç Tahliye emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, tahliye emrine karşı yapılacak olan başvurunun icra mahkemesine yapılması gerektiği, tahliye emrinin iptalini gerektiren bir hukuka aykırılık olmadığından 19.10.2020 tarihli müdürlük kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, şikayet dilekçesinde ayrıca ve açıkça tahliye emrine itiraz edilmediğinden usul ve esasa yönelik bir inceleme yapılmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Bu şekilde ödeme emrine itiraz edildiğinden kesinleşmiş bir takipten söz edilemez. İcra takibine itiraz yapıldığına göre itirazın kaldırılması istenilmeden doğrudan doğruya tahliye ve alacak isteminde bulunulamaz. Bu durumda istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı borçlu 07.07.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, ödeme emrinden 01.07.2015 tarihinde haberdar olduğunu, kira borcunun taraflarınca ödendiğini, borcunun olmadığını bildirerek ödeme emrine, borca ve faize itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davanın davalı kefil ... yönünden reddine, davalı kiracı ... yönünden kabulü ile davalı ...’in itirazının kaldırılmasına, kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Takip dosyasında borçlu kiracıya ödeme emrinin tebliği için çıkarılan ilk tebligatın bila tebliğ iade edildiği, daha sonra davalı kiracı ...’e 07.12.2015 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği görülmüştür....
Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 25.7.2008 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusuda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Davacı bu kira sözleşmesine dayanarak 9.4.2009 tarihinde başlattığı tahliye talepli takip talebi ile 2009 Ocak-Nisan aylar arası kira bedelini istemiş ödeme emri davalıya 9.5.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı ödeme emrine süresinde itiraz etmediğinden takip kesinleşmiştir. Bunun üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiş ise de davacı vekilleri yargılama sırasında 7.7.2009 tarihli dilekçelerinde taşınmazın tahliye edildiğini ve davayı takip etmediklerini bildirmişler, 22.7.2009 tarihli oturuma ise davacı ve davalı vekili katılmamıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/11062 esas sayılı takip dosyasında tahliye talepli olarak 7.5.2012 tarihinde başlattığı icra takibi ile ödenmemiş kira bedeli 48.760 TL asıl 4.947.04 TL işlemiş faizin tahsilini istemiştir.Ödeme emri davalıya 15.5.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. 7 günlük ödeme emrine itiraz süresi 22.5.2012 salı günü dolduğu halde itiraz dilekçesi 7 günlük süre geçtikten sonra 23.5.2012 tarihinde verilmiştir. Bu durumda, itiraz süresinde olmadığından takip kesinleştiğinden, davacının itirazın kaldırılmasını istemesinde hukuki yararı yoktur. O nedenle itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
İcra Dairesi'nin 2022/9533 esas sayılı dosyasından kiracıya tahliye emri gönderildiğini, ancak davalı tarafından haksız olarak tahliye emrine itiraz edildiğini, oysa ki müvekkilinin, belirtilen tarihte taşınmaza kendisinin taşınacağını belirterek taşınmazı kiraya verdiğini, buna rağmen davalı tarafça taşınmazın tahliye edilmediğini ve tahliye taahhütnamesindeki imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiğini belirterek itirazın kaldırılmasına, takibin devamına, kiralananın tahliyesine ve boş olarak teslimine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı alacaklı, davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine itiraz edilmemesi ve borcun ödenmemesi nedeniyle davalı borçlunun kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece kiralananın tahliyesine karar verilmesi üzerine karar davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir. İcra takip talepnamesine uygun olarak düzenlenip gönderilen ödeme emrine davalı borçlu tarafından 04.03.2011 tarihinde süresi içinde itiraz edildiği halde itiraz dilekçesinin UYAP üzerinden kayıt edilmiş olmasına rağmen icra dosyası içine alınmadığı için mahkemece itiraz edilmemiş gibi değerlendirme yapılarak tahliye kararı verilmiş ise de; borçlu tarafından süresinde yapılan itiraz üzerine İİK.'nun 269. maddesi uyarınca icra takibinin durduğu, itirazın kaldırılmasına karar verilmeden tahliyeye karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
Borçlu itiraz süresi içinde ödeme emrine itiraz etmez ise ilamsız tahliye takibi kesinleşir. Borçlu(kiracının) süresinde ödeme emrine itiraz etmemesi ile ilamsız tahliye takibi kesinleşirse de, alacaklı(kiraya veren) bunun üzerine hemen haciz ve tahliye isteyemez. Borçlu ödeme süresi içinde(on, otuz veya altmış gün) borcunu(KİRA BORCUNU) ödeyebilir. Borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren ödeme süresi içinde KİRA BORCUNU öderse; ilamsız tahliye takibi son bulur, alacaklı haciz ve tahliye isteyemez(Kuru, s. 828-829). Görüldüğü gibi yukarıda yer verilen mevzuat(icra ve iflas kanunu ile yönetmeliği) hükümleri kira alacağı ve kira borcu kavramlarından bahsetmiştir. Lafzi yorum yapıldığında; KİRA BORCU kapsamına yan giderlerin(su, elektrik v.b.) dahil olduğu sonucuna varılamayacaktır. İcra mahkemesinin görev alanına giren temerrüt tahliye istemlerinin yasal dayanağı İİK’nın 269/a maddesidir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/03/2022 NUMARASI : 2022/114 ESAS, 2022/263 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın Kaldırılması Ve Tahliye KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili tarafından dava konusu taşınmazın davalı borçluya kiralandığını, tarafların takibe konu edilen taahhütname sonrasında yeni dönem kira sözleşmesi şartlarında ödeme şekli ve miktarında uzlaşı sağlayarak yeni bir kira sözleşmesi imzaladıklarını, dolayısıyla kira sözleşmesinin yenilendiğini, davalı tarafça tahliye taahhütlerinin geçerli olmadığından bahisle takibe ve tahliye emrine karşı itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini ancak taraflar arasında kira ilişkisi devam ettiği sırada herhangi bir tahliye taahhüdü alınmış ise bu tahliye taahhüdünün geçersiz olduğundan bahsedilemeyeceğini, davalı borçlunun, tahliye...
Davalı borçlu vekili itiraz dilekçesinde, davacı kiralayan ile yapılan sözleşmeyle kira süresinin uzatıldığını, müvekkilinin yeni kira sözleşmesine istinaden böyle bir tahliye taahhüdünde bulunmadığını, tahliye taahhüdünü kabul etmediklerini ve itiraz ettiklerini belirtmiştir. Tahliye taahhüdüne dayalı icra takiplerinde, dayanak tahliye taahhüdünün adi yazılı olması halinde imzaya ve tarihe açıkça itiraz edilmesi gerekir. Davalı tahliye taahhüdü altındaki imza ve tarihe açıkça itiraz etmediğinden takipte dayanılan taahhüt tarafları bağlar. İİK'nin 275.maddesi gereğince kiracı kiranın yenilendiğini veya uzatıldığını aynı kuvvet ve mahiyette bir belge ile ispat edebilir....