Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edilmeyerek takibin kesinleşmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya arasındaki mevcut icra dosyasında alacaklının takip talebi üzerine düzenlenen Örnek 13 ödeme emrinde yedi günlük itiraz süresi ve otuz günlük ödeme süresinin yazılmadığı görülmüştür. İİK.nun 269/1.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken Borçlar Kanunu'nun 260.maddesinde yer alan yasal ödeme süresi olan otuz günlük sürenin borçluya verilmemesi durumunda tahliye istenemez ve bu ödeme emrinin geçerli bir ödeme emri olduğu kabul edilemez. Mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir....
Bu hüküm uyarınca, borçlunun süresinde tahliye emrine itiraz etmesi halinde takip icra müdürlüğünce durdurulur. Dava konusu icra takibinde tahliye emrinin 30/03/2021 tarihinde tebliği üzerine, davalının yasal süresi içinde taşınmazı tahliye ettiğini belirterek, tahliye emrine itiraz ettiği ve davacı tarafça itirazın kaldırılması konusunda dava açılmadığı tartışmasızdır. Duran icra takibinde itirazın kaldırılması veya iptali konusunda karar verilmediği sürece icra işlemlerine devam edilemez. Davalının itirazında taşınmazı tahliye ettiğini belirtmesi ve bu konuda ilgili kurumda beyanda bulunması önem arz etmediğinden, kararda herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....
Davacı vekili noterde düzenlenen 25.12.2003 tanzim, 31.12.2004 tahliye tarihli kiracı tarafından verilen taahhüde dayalı olarak yasal sürede 10.1.2005 tarihinde davalı aleyhine icra takibi başlatmıştır. Davalıya 56 Örnek tahliye emri gönderilmiş ve onbeş günlük tahliye süresi verilmiştir. Davalı yasal yedi günlük sürede takibe itiraz etmiştir. Tahliye emrindeki onbeş günlük süre takibe itiraz edilmemesi hafide kiracının icra müdürlüğünce zo-ral tahiye edilebilmesi için beklenilmesi zorunlu bir süredir. Tahliye emrine itiraz edilmesi halinde ise onbeş günlük sürenin geçmesi beklenmeden hemen itirazın kaldırılması için İcra Mahkemesine başvurulabilir. Davacının onbeş günlük süre dolmadan icra mahkemesinden itirazın kaldırılması isteminde bulunmasında bir usulsüzlük yoktur. Zira bu halde itirazın kaldırılmasının istenemeyeceğine dair yasal bir engel bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye K A R A R Dava, İİK'nun 135. maddesine dayalı tahliye emrine itiraz istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak kiralananın tahliyesi ve alacağın tahsili isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin kabulü ile itirazın kaldırılmasına,takibin devamına ve davalının tahliyesine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı tarafından 12.5.2009 tarihinde tahliye istekli olarak başlatılan icra takibinde 6.2.2005 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesi gereğince ödenmeyen 2008 yılı Eylül ayı ile 2009 yılı Mayıs ayı arası toplam 2.790 TL kira paralarının tahsili istenilmiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yasal süresinde itiraz ederek, istenilen kira paraları ödenmiş olup, borcu bulunmadığını beyan etmiştir. Bu şekilde ödeme emrine itiraz edildiğinden kesinleşmiş bir takipten söz edilemez....
Davalı borçlu ödeme emrine süresinde itiraz ederek açıkça borcun 3.530,00 TL'lik kısmına itiraz etmiş takip itiraz edilen kısım yönünden durdurulmuştur. Buna göre, istem nedeniyle itiraz edilen kısım üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde 9500 TL alacak üzeirnden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ;Yukarıda 1 no.lu bentte açıklanan nedenlerle kararın tahliyeye yönelik kısmının ONANMASINA, 2 no.lu bentte açıklanan nedenlerle kararın alacağa yönelik kısmının BOZULMASINA ve onanan kısım için temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 24.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacının, 08/06/2013 tarihli tahliye taahhüdüne dayalı icra takibi başlattığı, davalının; kira sözleşmesi ile tahliye taahhüdünün aynı tarihte yapıldığını, tahliye taahhütnamesini geçerli kılmak için baskı ile kira sözleşmesinin tarihinin daha önceki bir tarih olarak gösterildiğini belirterek tahliye emrine itiraz etmiştir. Takip dayanağı tahliye taahhütnamesi incelendiğinde "Halen kiracı olarak kullanmakta olduğum…" ibaresi ile başlayan bir ifade ile davalının kiracı olduğu belirtilmiş, kiralananın 01/05/2015 tarihinde tahliye edileceği taahhüt edilmiştir. Davalı gerek itiraz dilekçesinde gerekse yargılama aşamasında kiracılık ilişkisine ve dayanak taahhütnamedeki imza ve tarihlere açıkça itiraz etmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Takip alacaklısı tarafça takip borçlusu aleyhinde takip başlatılması üzerine takip borçlusu tarafa örnek 13 ödeme emri tebliğ edildiği takibin kesinleşmesi üzerine takip alacaklısı tarafından tahliye konulu işbu davanın açılması üzerine İlk Derece Mahkemesince takip talebinde tahliye isteminde bulunulmadığı nedenle tahliye isteminin reddine karar verilmiştir verilen bu karara karşı davacı taraf süresi içerisinde istinaf yoluna başvurarak kararın kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Takip alacaklısı tarafın takibin kesinleşmesi üzerine tahliye davası açabilmesi için takip talebinde tahliye talebinde bulunması gerekir. Aksi halde tahliye isteği bulunmadan sadece ödeme emrinde tahliye kaydının geçmesi hukuki sonuç doğurmaz davacıya tahliye isteme hakkı vermez....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, mahkemece davacının açmış olduğu itirazın kaldırılması ve tahliye davasının dosya içerisinde noterde düzenleme şeklinde yapıldığı ve aksinin ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiğini, oysa dayanak taahhütnamenin adi şekilde düzenlenmiş olduğunu,bu nedenle gerekçenin kabulünün mümkün olmadığını, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 275. maddesi gereği tahliye emrine itiraz edilmesi halinde kiralayanın itirazın kaldırılmasını isteyebileceği ve tahliye talebinin noterlikçe resen tanzim veya tarihli imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye dayanması halinde itirazın kaldırılmasının mümkün olduğunu, somut olayda müvekkilinin tahliye emrine itiraz dilekçesinde; kira sözleşmesinin devam ettiği ve taşınmazı tahliye etmesi için hukuki hiçbir neden bulunmadığını belirttiğini, itirazdan açıkça anlaşılacağı üzere tahliye emrine itiraz...
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlular hakkında kira alacağı nedeniyle tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ... 1.İcra Müdürlüğü'nün 2008/2359 Esas sayılı takip dosyasında, 13.10.2008 tarihli takip talebi ile, aylık 1350 TL’den 2007 yılı Mayıs-Haziran-Temmuz ayları kira paralarının işlemiş faizi ile birlikte tahsili ve tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı borçlular vekili süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde,öncelikle yetki itirazında bulunmuş,ayrıca alacaklıya böyle bir borcun bulunmadığını,borca ve ferilerine itiraz ettiklerini bildirmiştir. Bu durumda kira akdi,kiracılık ilişkisi,kira miktarı ve ödeme zamanının davalılarca itiraza uğramaması nedeniyle kesinleştiğinin kabulü gerekir....