"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşkın inşaat nedeniyle K A R A R Dava, Kadastro Mahkemesine açılıp, uyuşmazlık mahkemece bu sıfatla incelendiğine göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek Yargıtay (7.) Hukuk Dairesine ait bulunmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
un 03.02.2016 havale tarihli raporunda belirtilen ve 'B' harfi ile gösterilen 4.02 m2'lik kısım ve 'C' harfi ile gösterilen 10,69 m2'lik kısımlar ile dava konusu 254 nolu parsel için taşkın inşaat nedeniyle kullanılamaz hale gelen ve 'A' harfi ile gösterilen 14.87 m2'lik kısımların davacı adına olan tapusunun iptali ile davalı adına tapuya kayıt ve tesciline, bu kısım için takdir edilen 12.840,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava; taşkın inşaat nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkin olup, davalılar temliken tescil talebinde bulunmuştur. 1....
YEREL MAHKEME KARARI; Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; "...davacıya ait taşınmazın 31.03.1987 tarihli kadastro tespitiyle çap ve tapu kayıtlarının oluştuğu Erzincan Kadastro İl Müdürlüğünün cevabi yazısı ile anlaşılmaktadır. Davalının ise taşkın yapıyı 2016 yılında yaptığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yargıtay 14. HD 2016/16383 E. 2020/4924 K., Yargıtay 14. HD 2016/14362 E. 2020/8936K., Yargıtay 8. HD 2018/4912 E. 2020/2923K. K. Sayılı kararlarında ve diğer bir çok içtihadında belirtildiği üzere çap kaydı oluşan taşınmazlar üzerine taşkın inşaat yapılması halinde iyiniyetin varlığı kabul edilemeyeceğinden, davacının temliken tescil isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Yapılan yargılama sonunda 937 ada 13 parselin 18.02.1986 yılında kadastro gördüğü, dolayısıyla davacının çaplı taşınmaza taşkın inşaat yapmak suretiyle elattığı dosya içerisindeki delillerden anlaşılmaktadır. Çaplı taşınmazlara taşkın inşaat yapılması halinde kural olarak iyiniyet iddiası dinlenmez, binanın taşan kısmının bulunduğu arazinin davacı adına tescili mümkün değildir. Öte yandan davacı, davalıların murisi ... ile anlaştıklarını belirtmiş olsa da; bu hususta yazılı bir belge sunulmadığı gibi, davalılar böyle bir anlaşma olmadığını beyan etmişlerdir. Bu durumda iyiniyet koşulu gerçekleşmemiş olup diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin aranmasına da gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
TMK’nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan, inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.07.2012 gününde verilen dilekçe ile birinci kademede elatmanın önlenmesi, ikinci kademede taşkın yapı nedeniyle tazminat ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın taşkın yapı nedeniyle tazminat ve ecrimisil yönünden kabulüne dair verilen 20.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, birinci kademede elatmanın önlenmesi ve kal ikinci kademede taşkın yapı nedeniyle tazminat ve ecrimisil istemine ilişkindir....
Mahkemece, davalıların temliken tecsil talebine, davacı tarafça karşı çıkılmadığı gözetilerek kalıcı yapı olarak değerlendirilen bilirkişi raporunda kırmızı renkle ve A harfiyle gösterilen 17.29 m2 lik kısmın tapu iptal ve tesciline karar verilmiş ise de, taşkın yapının zemindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının mümkün olması gerekir. Hal böyle olunca, taşkın bölüm bakımından ifrazın mümkün olup olmadığının Belediye Encümeni tarafından verilecek kararla belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı-birleşen dosya davalısı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın aktif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, müvekkili tarafından Kocaeli 4.Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/90 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve bu iki dosyanın birleştirilmesi gerektiğini, iki parselin de karşılıklı olarak taşkın inşaatın söz konusu olduğunu, öncelikle bu iki parselin üzerinde bulunan binaların komşu parsele taşmış olduğu bölümlerin tespit edilmek sureti ile iki parsel arasındaki sınırın fiili duruma uygun olarak yeniden belirlenip, belirlenecek bu sınıra göre taşkın inşaat nedeniyle takas yapmak suretiyle taşkın inşaat alanlarının her iki parsel lehine devir ve tesciline karar verilmesini ve davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.03.2009 gününde verilen dilekçe ile taşkın inşaat nedeniyle tapu iptali ve tescil karşı dava ile müdahalenin men-i ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, müdahalenin men-i isteminin kabulüne dair verilen 03.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar-karşı davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesi gereğince tapu iptali tescil, karşı dava elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir. Mahkemece, tapu iptal tescil isteminin reddine, karşı davada ise elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, kal talebinin reddine karar verilmiştir....
Bunun için; Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olması gerekir. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arsa malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arsanın her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olurlar....