Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, öncesi tarafların ortak miras bırakanlarına ait olup, mirasçıları arasında paylaşılmadığı, bu durumda davacının tecavüzün önlenmesi yönünde istekte bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı asıl tarafından temyiz edilmiştir. 217 parsel sayılı taşınmaz, 29.3.1958 tarihinde yapılan kadastroda dava dışı Mehmet Er ve arkadaşları adına tesbit edildikten sonra Bafra Arazi Kadastro Mahkemesinin 10.5.1963 gün 855-240 sayılı kararı ile “orman rejimi içinde bulunması nedeniyle tapulama harici bırakılmasına” karar verilmiş, hüküm Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle 23.12.1963 tarihinde kesinleşerek tapu sicilinden silinmiştir. 217 parsel içinde kalan taşınmaz bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu sabittir. HUMK.nun 76. maddesi uyarınca, maddi olayları ileri sürmek taraflara hukuki nitelemeyi yapmak hakime aittir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki zilyetliğin tespiti ve müdahalenin meni istemine ilişkin davada ... Sulh Hukuk Mahkemesi ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava,taraflar arasındaki sözleşme gereği davalının taşeron sıfatıyla inşaat faaliyetinde bulunduğu alandaki taşınırların ve inşaat sahasının zilyetliğinin davacıya ait olduğunun tespiti, müdahalenin önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, davacının taraflar arasındaki sözleşmeden doğan şahsi hakka dayanarak,zilyetliğe müdahelenin önlenmesini ve tazminat isteminde bulunduğu,davanın zilyetliğin korunması davası olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

      Asliye Ceza mahkemesine açılan davada... hakkında cezalandırma kararı verildiği, davacının bu zaman zarfında emlak vergilerini ödemeye devam ettiği, zaman zaman yurtdışına gidip geldiği, en son davalının taşınmazı kullanmaya başladığını öğrenince iş bu davayı açtıklarını, davalının taşınmaz zilyetliğine yönelik müdahalesinin sona erdirilmesini, zilyetliğinin davacıya iadesine karar verilmesini istemiştir....

        O halde mahkemece yapılacak iş; uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılması, taraf tanıklarının HUMK.nun 258 ve 259. maddeleri gereğince keşifte dinlenmelerinin sağlanması, tarafların taşınmaz üzerinde sürdürdükleri zilyetliğin süresi, niteliği ve koşulları yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, davanın açıldığı tarihte üstün zilyetliğin kimde olduğunun saptanması, Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2004/56 Değişik İş sayılı dosyada tespiti yapılan ve uzman bilirkişi ziraat mühendisinin raporunda yer alan meyve ağaçlarının kimin tarafından dikildiği, bakımının yapıldığı ve kime ait olduğu hususlarının araştırılması, maddi tazminatın oluşacak delillere göre belirlenmesi ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek tecavüzün önlenmesi ve maddi tazminat konusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır....

          Bu tür davalarda, taşınmaz üzerinde hangi tarafın üstün ve korunmaya değer zilyetliğinin bulunduğunun saptanması, uyuşmazlığın ona göre çözümlenmesi gerekmektedir. Açıklanan tüm bu bilgiler ışığında görülmekte olan davadaki üstün zilyetlik hakkının belirlenmesine ilişkin delillerin irdelenmesine gelince; dosyada mevcut teknik bilirkişinin 09.07.2010 tarihli rapor ve krokisinde kırmızı renkle gösterilen dava konusu parsel dahilinde bulunan toplam 180 m2 taşınmaz bölümünün 10-15 yıldır davalıların zilyetliğinde bulunduğu yerel bilirkişi ve taraf tanıkları tarafından bildirilmiştir. Davacı taraf da, dava dilekçesinde elatmanın 7-8 yıldır devam ettiğini belirtmiştir. Bu açıklamalar karşısında nizalı taşınmaz bölümünde davalıların üstün zilyetliğinin varlığının kabulü gerekir. Kaldı ki, TMK.nun 984.maddesi hükmüne göre, gasp ve saldırıdan dolayı dava hakkı, zilyedin fiili ve failini öğrenmesinden başlayıp iki ay ve herhalde bir yıl geçmekle düşer....

            tespiti, önlenmesi ve şimdilik 5.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Fiili ve hukuki zilyetliğin tespiti ve korunması Dava, davacının ....kişiden kiraladığı taşınmaz ve teçhizata davalıların fiili ve hukuki mudahalesinin önlenmesi ve davacının fiili ve hukuki zilyetliğinin tespit ve korunması istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın bu hali ile temyiz inceleme görevi dairemize ait olmayıp, ... .... ... Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın incelenmek üzere ... ....... Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 29.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elkoymanın Önlenmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı, .... mevki (mezarlık altı) kanal altında bulunan nüfus diye tabir edilen taşınmazın zilyetliğinin 21.11.2008 tarihinde yapılan anlaşma senedi ile kendisine bırakıldığı halde davalı tarafından kullanılmaya devam edildiğini açıklayarak davalının müdahalesinin menine, taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, anlaşma senedinin gereklerinin yerine getirilmediğini, taşınmaz üzerindeki bağın kendisine ait olduğunu açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

                  Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun Uygulama Şekli ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin 34.maddesindede, "Başvuru sırasında, taraflar arasındaki taşınmaz mal anlaşmazlığı hakkında mahkemece bir ihtiyati tedbir kararı verilmiş veya anlaşmazlık dava konusu yapılmış ise 3091 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz. Soruşturma memuru soruşturma öncesinde, soruşturma sırasında ve gerek görürse yetkili makamın emri ile soruşturma sonrasında taşınmaz malla ilgili anlaşmazlığın taraflar arasında Medeni Kanuna göre mülkiyet hakkına dayalı bir müdahalenin men'i veya zilyedliğin ihlali nedeniyle açılmış bir tecavüzün ref'i davasına konu olup olmadığını, taşınmaz mal anlaşmazlığı hakkında mahkemelerce verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunup bulunmadığını araştırır....

                    TMK'nun 982 ve 983.maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile, zilyet zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğine müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Ancak, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayanıldığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır. (HGK'nun 25.11.2009 tarih ve 2009/8- 518 Esas, 573 Karar) Somut olayda; davacı kira sözleşmesine dayalı olarak davalıya karşı elatmanın önlenmesi isteminde bulunmuş olmasına göre, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 24.09.2018 tarih, 2016/2016 esas ve 2018/5885 karar sayılı ilamı) HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Samsun 5....

                    UYAP Entegrasyonu