a satış vaadine konu olduğunu, bu satış vaadine müsteniden ... ile müvekkili arasında...üncü Noterliğinin 19.08.2002 tarih ve 15735 yevmiye sayılı "Düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi" düzenlendiğini, müvekkilinin satış vaadi sözleşmesine dayalı bedeli vaad borçlusuna ödediğini, müvekkilinin dava konusu taşınmaz üzerine ev inşa ettiğini ve uzun yıllardır ailesi ile birlikte yaşamlarını burada sürdürdüklerini, davalının müvekkiline Beyoğlu 3. Noterliğinin 12.06.2018 tarih ve 13240 yevmiye sayılı ihbarnamesini keşide ederek "taşınmazın maliki ve tek sahibi olduğundan bahisle 30 gün içinde taşınmazın boşaltılmasını ve eski hale getirilmesini, müdahaleye son verilmesini," istediğini belirterek, 2127 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. II....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.12.2009 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.06.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, dava kabul edilerek 102 ada 74 sayılı parselde kayıtlı gayrimenkul üzerinde bulunan binanın bodrum kat 1 no’lu meskeninin ve 1 no’lu kömürlüğünün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.11.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın rayiç bedelinin tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir. Davalı ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 2.500,00 TL satış bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.12.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.06.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 30.07.1993 günlü satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, satış vaadine konu edilen ve 250 m2’den ibaret taşınmaz bölümünün imar uygulamasında park ve yol alanında kaldığını, ifada imkansızlık olduğunu, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiş, bilirkişinin 06.04.2009 günlü krokisinde B harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne ait kaydın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir....
Ancak dava 29.12.2004 tarihinde açılmış, taşınmaz malın değeri 4.000.00 YTL olarak beyan edilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunun 16. maddesince «müdahalenin meni, tescil, tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınarak» harç alınacağı hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görev konusunu düzenleyen HUMK.nun 1. maddesi gereğince de görev dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise görevli mahkemenin tespitinde davanın açıldığı gündeki değerin esas tutulması gerekir. Diğer yandan taşınmaz mal satış vaadine dayalı davalar Sulh Hukuk Mahkemesinin münhasıran görevini düzenleyen HUMK.nun 8.maddesi kapsamında da değildir. Böyle olunca; mahkemenin görevi belirlenirken sözleşmede yazılı değere bakılmaması eldeki davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğu düşünülerek dava konusunun davanın açıldığı gündeki keşfen belirlenecek değerine göre tayin edilmesi gerekir. Dairemizin kararlılıkla uyguladığı kural budur....
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Davada dayanılan 18.01.1980 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin konusu kadastronun 884 sayılı parselin çizdirilen krokide işaretlenen 625 m2.lik kısmıdır. Başka bir anlatımla, satış vaadi sözleşmesi taşınmazın muayyen bir bölümünün vaat alacaklısı olan davacı adına tescilini teminen düzenlenmiştir....
Davacı vekili, davalıların miras bırakanı ...’ın Antalya 1.Noterliğinin 31.10.1980 tarihli, 42435 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle 144 ada 4 parselde muris ve murisievvellerinden kendisine intikal edecek hissenin tamamını müvekkiline satmayı vaad ve taahhüt ettiğini, vaad bedelinin nakten ve tamamen ödendiğini, ancak satış vaadine konu payların satış vaadi borçlusunun mirasçıları olan davalılar tarafından üçüncü kişilere satılarak elden çıkarıldığını ileri sürerek şimdilik 1.750,00TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, zamanaşımın dolduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekili ve davalılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Cumhuriyet Başsavcılığınca; müştekilere daire satış vaadinin...Yapı şirketi yetkilileri ... ve ... tarafından yapıldığı, menfaatin bunlar tarafından elde edildiği, şüpheli arsa sahipleri ile ... ve ...'ün menfaat elde ettiklerine dair delil elde edilemediği, dolandırıcık suçunun nitelikli yalan ve hile kullanılarak gerçekleşebileceği, hileli davranışın ağır yoğun ve ustaca olması, mağdurun inceleme olanağının ortadan kalkmasının gerektiği, mevcut olay açısından gayrimenkul satışlarının resmi yoldan yapıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin taşınmaz satış vaadine ilişkin olduğu ve hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu, şüpheliler ... ve ... tarafından yapılan tadilat sözleşmesinin mükerrer satış niteliğinde değerlendirilemeyeceği, yine kat karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahipleri ile ... arasında yapıldığı, ... ve ...'...
Mahkemece; somut olayda, davacı ile davalı ... arasındaki satış vaadi sözleşmesi 08/06/1999 tarihinde düzenlenmiş olup, satış vaadine konu taşınmazın davacıya teslim edilmediği ve davacının taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunmadığı da dikkate alındığında 10 yıllık süre geçtikten sonra dava açıldığından, davalı ... hakkındaki davanın da reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....
Davaya konu taşınmazın ilgili kanunda yer alan amir hüküm itibariyle satış vaadine konu edilemeyeceği, bu itibarla taraflar arasında geçersiz bir satış vaadi sözleşmesi bulunduğu dikkate alınarak davacının satış bedeli olarak tahsil ettiği bedel belirlenerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekir iken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 5.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....