Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, çekişmeli taşınmazı, yükleniciden satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını ancak tapuda devir yapılmadığını, taşınmaz için zorunlu ve faydalı giderler yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davacıların kayden malik oldukları çaplı taşınmazı, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullandığı, davalının yükleniciye karşı alacak davası açma hakkının bulunduğu, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı şahsi hakkın ayni hak sahiplerine karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir....

    Davacı,davalı şirketin dava dışı arsa sahipleri ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği davalıya kalan 17 numaralı bağımsız bölümü 18.10.2000 tarihli taşınmaz satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesi başlıklı sözleşme ile 65.000 YTL satış bedeli ile satın alması,inşaatın 22 ... içinde tamamlanıp teslim edilmesi ,aksi halde günün koşullarına göre kira ödenmesi kararlaştırılmıştır.Taraflar daha sonra aynı taşınmaz için 18.10.2000 tarihinde noterde yapılan düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazın satışı kararlaştırılmış,teslim tarihi ve cezai şart olarak kira bedeli ödenmesine ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır....

      TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/196 ESAS -2021/854 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat KARAR : 6100 sayılı HMK'nın 352/1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ile davalı taraflar arasında 24/12/2013 tarihinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeye göre taşınmaz için müvekkil tarafından 656.000,00 TL'nin ödeneceğini, sözleşme farihindem 30 ay içinde taşınmaz müvekkile devredileceğini, gerçekleştirmediğini, devir işlemlerinin tiği inin yarsttığı zararın karşılanması adına davalı taraflarca, müvekkile aylık DEPNLR TL OUA VasU Ka bedellerle karşılık tazminat ödenmeye başlandığını, ancak Şubat 2017 kirası da dahil olmak üzere 2017 Eylül ayma kadar işbu kira bedellerine karşılık gecikme tazminatları ödenmediğini, Mart 2017 kiranın karşılık gelen gecikme tazminatının ise eksik ödendiğini müvekkilin uğradığı zararın borçlulardan tahsiline karar verilmesi gerektiğini...

      Hukuk Dairesinin 22.01.2013 tarih, 2012/4964 – 2013/92 E-K sayılı kararıyla bozularak, Büyükçekmece Kadastro Mahkemesinin 2013/221 esasında derdest olduğu, bu nedenle satış vaadi sözleşmesine konu parselin ... kaydında mülkiyet hanesinde "davalı" ibaresinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı ... iptal ve tescil talepli, "...'un 4 pafta 1703 parselde kayıtlı taşınmazda mevcut hissesinin tamamının davacı ... adına tescilinin vaad ve taahhüt edildiği" konulu, ... ilçesi 4 pafta 1703 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin ihtilaflı olduğu göz önüne alındığında, Mahkemece, ... Kadastro Mahkemesinin 2013/221 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması, karar kesinleştikten sonra mülkiyet ihtilafı giderilmiş olacağından, mahkeme kararının kesinleşme şerhli onaylı örneği dosyaya getirtilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/441 Esas KARAR NO: 2023/536 DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 12/07/2021 KARAR TARİHİ: 06/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ve davalı arasında 15/07/2014 tarihinde------ İli, ------ İlçesi, ------- ada ------ parsel numarasında kayıtlı ------- nolu bağımsız bölüme ilişkin adi yazılı şekilde Gayrimenkul Satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, taşınmazın teslim tarihini 2014 Ağustos ayı içinde herhangi bir olarak belirlendiğini, ancak teslim süresinin uzadığını, tapu devrinin de ödeme palanı uyarınca ödemenin gerçekleştiği tarihten 2 ay sonra 11/02/2016 tarihinde de gerçekleştirilmediğini, müvekkilinin taşınmaz bedelini ödeyerek sözleşmeden kaynaklı edimini ifa etiğini, davalının ise satış vaadi sözleşmesinde belirlenen 30/02/2015 tarihinde gerçekleştirmesi gereken teslim edimini...

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/441 Esas KARAR NO: 2023/536 DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 12/07/2021 KARAR TARİHİ: 06/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ve davalı arasında 15/07/2014 tarihinde------ İli, ------ İlçesi, ------- ada ------ parsel numarasında kayıtlı ------- nolu bağımsız bölüme ilişkin adi yazılı şekilde Gayrimenkul Satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, taşınmazın teslim tarihini 2014 Ağustos ayı içinde herhangi bir olarak belirlendiğini, ancak teslim süresinin uzadığını, tapu devrinin de ödeme palanı uyarınca ödemenin gerçekleştiği tarihten 2 ay sonra 11/02/2016 tarihinde de gerçekleştirilmediğini, müvekkilinin taşınmaz bedelini ödeyerek sözleşmeden kaynaklı edimini ifa etiğini, davalının ise satış vaadi sözleşmesinde belirlenen 30/02/2015 tarihinde gerçekleştirmesi gereken teslim edimini...

            Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden 818 sayılı Borçlar Kanununun 125. maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “Dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Davacılar 17.09.1953 tarihli 963 yevmiye numaralı ve 13.12.1954 tarihli 1684 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayanarak tazminat talebinde bulunmuş bir kısım davalılar ise süresi içerisinde zamanaşımı def’ini savunmuştur....

              Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden ... davalar için ... bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi hükmünce on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sezleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaad edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaad alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Medeni Kanunun 2. maddesinde yer ... “dürüst davranma” kuralı ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanunu’nun 81. maddesi uyarınca depo ettirilebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....

                Somut uyuşmazlıkta; 24.06.1972 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi dava konusu taşınmazların geldi kaydı olan 13.11.1933 tarih 26 sayılı tapu kaydına şerh edildiği gibi, 1, 62, 64 ve 69 parsel kayıtlarına da “davalıdır” şerhi 14.01.2003 tarihinde bir kısım davalılara satıştan önceki tarihlerde işlendiğinden, satış vaadi alacaklısı olan davacılar, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan haklarını sonradan malik olan ..., ... ve 64 parsel maliki ...’a karşıda ileri sürebilir....

                  Dava, taraflar arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı gayrimenkulün geç tesliminden kaynaklı uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir. Türk Borçlar Kanun'unun 237. maddesi gereği, taşınmaz satışının ve satış vaadinin geçerli olabilmesi için, sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır. Resmi şekil, hukuki işlemin resmi makamlar önünde ve onların katılımı ile yapılması ile gerçekleştirilir. Taşınmaz satışında ya da satış vaadi sözleşmesine resmiyet kazandıran Tapu Kanun'unun 26. maddesi gereği tapu sicil müdürü veya memurudur. Bununla birlikte taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin Noterlik Kanun'unun 63. maddesine göre noter tarafından düzenlenecek senet ile yapılması da mümkündür. Bu halde sözleşmeye resmiyet kazandıran makam noter olmaktadır. Bilindiği üzere kanunlarda sözleşmeler için öngörülen şekil, kural olarak geçerlilik şeklidir. Öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmeler hüküm doğurmaz. (TBK m.17.)...

                  UYAP Entegrasyonu