Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T6 vekili istinaf dilekçesi ile; söz konusu sözleşmede, Taşınmaz Satış Vaadinde bulunan kişinin okur - yazar olmadığını, Hali ile, en az iki tanık huzurunda yapılması gerekli olduğunu, Anılan Satış Vaadi Sözleşmesinde 2 tanık mevcut olmakla birlikte, tanıkların satış vaadinin kendi önlerinde yapıldığına ve bu vaadin, satış vaadinde bulunan murisin rızası ve bu yönde iradesi ile yapıldığına dair beyanları ve imzaları bulunmadığını, mahkemece, Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinin, şekil şartı noksanlığı yönünden geçersiz olduğunu ve bu sebep ile açılmış olan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLER: Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Taşınmaz vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olayda; tarafların murisleri arasında imzalanan 04.08.1955 tarihli satış vaadi sözleşmesinde vaat alacaklısı olan Kemal Ergün'ün soyadının ...r Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.07.1960 gün ve 1960/342 - 549 Esas - Karar sayılı kararıyla "..." olarak değiştirilmiş olduğu nüfus kayıt örneğinden anlaşılmıştır....

    Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olaya gelince, dava konusu 9 No'lu bağımsız bölümün satışının vaad edildiği 20/12/2010 tarihli satış vaadi sözleşmesinin adi nitelikli olup yukarıda belirtildiği üzere resmi şekil koşuluna uygun olarak yapılmadığı anlaşıldığından mahkemece, tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmüştür. Ne var ki, satış vaadi sözleşmesine konu bağımsız bölüm maliki adına vekaleten belirtilen sözleşme akdedildiğinden, satış vaadi sözleşmesinde satış bedeli olarak ödendiği belirtilen miktar kadar vekil eden ile vekil sıfatı ile sözleşmede yer alan ve davayı kabul eden davalı ...'...

      Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

        Sigorta Fonu vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı kısmi tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Dayanılan 11.7.1990 tarihli satış vaadi sözleşmesinin tarafları davacı ile dava dışı ... A.Ş.dir. Satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh konularak kuvvetlendirilmemiştir. Bu hali ile satış vaadi alan alacaklısı sözleşmeden kaynaklanan haklarını taşınmaza sonradan kayden malik olan iyiniyetli kişilere karşı ileri süremez. Diğer taraftan, davalının satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hakları bertaraf etmek üzere hareket ederek kayda kötüniyetle malik olduğu iddiasını ispat etmek de davacıya düşer....

          Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı ... iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Ancak satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

            Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu'nun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez....

            Diğer taraftan, 431 ada 6 parsel sayılı taşınmaz tapuda “avlulu kargir ev” niteliği ile davalı adına kayıtlı olup, 26.07.2002 günlü satış vaadi sözleşmesine konu “güneydoğu cephede olan daire” taşınmazda kat ittifakı veya kat mülkiyeti kurulmadığından kayda yansımamıştır. Görülüyor ki, sözleşmede satışı vaad olunan taşınmaza ilişkin yeterli açıklık yoktur. Böylesine sözleşmelerin, ifa kabiliyeti olamayacağından bu gibi sözleşmeler geçerli kabul edilemez. Çünkü, “sözleşme konusunun belirli olması” unsuru da taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin geçerliliğinde aranan temel unsurlardandır. Ne var ki, Yargıtay uygulamasına göre, sözleşme konusunun belirli veya belirlenebilir olmaları gerekli ve yeterlidir. Somut uyuşmazlıkta olduğu gibi, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde satışa konu yapılan yer (bağımsız bölüm) ferdileştirilerek gösterilmiş ve tarifi yapılmışsa, satış vaadi sözleşmesi konusunun muayyen bir borca ilişkin olacağının kabulü mümkündür....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İDM'ce "...Tüm dosya kapsamından; davacının dayandığı satış vaadi sözleşmesi incelendiğinde davaya konu Şile çayırbaşı köyü 4 pafta 431 parsel sayılı taşınmazın satışının yazılı olarak vaat edildiği 10,000,00 TL kapora kararlaştırıldığı , kaporanın havale edildiği ve 22/2/2021 tarihinde kaporanın davalılarca iade edildiği görülmekle davalının dayandığı deliller incelendiğinde 22/2/2021 tarihinde iade belgesinde davacıya 10,000,00 TLnin iade edildiği görülmekle; davaya konu taşınmazın mülkiyetinin devrinin davalılarca vaat edildiği davalıların kaporayı alıp iade ettiği anlaşılmakla yazılı satış vaadi sözleşmesinden döndükleri görülmekle ; taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.05.2006 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.12.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar arsa maliki ... ile diğer davalı ... Konut Yapı Kooperatifi arasında 29.12.1993 tarihinde düzenlenen arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca 294 ada 7 parselde inşa edilen binadaki 4 numaralı bağımsız bölümü 7.9.1995 tarihinde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile aldığını belirterek adına tescili isteğinde bulunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu