Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taşınmaz mal şatış vaadi sözleşmesinden doğan davalar İçin özel bir zamanaşımı öngörülmediğinden Borçlunun 125. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanamaz bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğmasından sonra İşlemeye başlar.” şeklinde konunun çözümlendiğini bilirkişi raporunda yapılan denkleştirici adalet ilkesine dayalı hesabın hatalı olduğunu, sözleşmenin miktarı yerine gayrimenkulün değerinin de hesaplamaya katılması gerektiğini, hatalı bilirkişi raporu esas alınarak verilen kararın ortadan kaldırılarak davanın tam kabulünü talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacıların murisi tarafından 04/10/2001 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi nedeniyle satın alınan taşınmaz hissesinin adına intikali ve tapuda ferağın verilmemesi, ifanın gerçekleşmemesi nedeniyle uğranılan maddi zararın karşılanmasına yönelik tazminat istemine ilişkindir....

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

Noterliğinde 16/07/2003 tarih ve 11172 yevmiye no'lu geçerli bir satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmede taraflarca belirlenen bedelin davacı murisi tarafından davalı mütahhite ödendiği belirtilmiştir. Böylece, resmi sözleşmede ödendiği belirtilen bedelin ödenmediği ancak aynı değerde başka delil ile ispatı gerekeceğinden davacının satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan edimini yerine getirdiğinin kabulü gerekir. Öte yandan taşınmazın davalı Kerim Yıldız'a satış vaadi sözleşmesinden önce 28/02/2000 tarihinde satıldığı, davacının sözleşme yaptığı yüklenicinin satış vaadi sözleşmesi yapmadan evvel 01/0/5/2001 tarihinde azledildiği, sözleşmenin feshedildiği, gelen tapu kaydında davalı müteahhitin ve arsa sahibi Fadime'nin payının bulunmadığı satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davacılara devir şeklindeki ifanın artık imkansız hale geldiği açıktır....

Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

Noterliği'nin 25.07.1995 tarih ve 18580 yevmiye sayılı satış vaadi sözleşmesiyle davacılara sattıklarını beyan ederek dava konusu taşınmazda davalılar adına olan hisselerin tapularının iptal edilerek davacılar adına tesciline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı ... ve ... vekili beyan dilekçesinde, davaya konu satış vaadi sözleşmesinin 10 yıllık zamanaşımına uğradığını, sözleşmede belirlenen bedelin davalılara ödenmediğini, taşınmaz kadastro parseliyken usul ve yasaya aykırı olan satış vaadi sözleşmesine konu olduğunu, taşınmaz imar görünce satış vaadi sözleşmesinin ortadan kalktığını, taşınmaz cins ve vasıf değiştirdiğini, 3. kişilerin de hissedar olduğunu, davacıların bu yeni durum karşısında tarafı sıfatı olmadığını belirterek davanın husumet ve hukuki yarar yokluğundan reddini savunmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.08.2009 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil, olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 18.02.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 08.06.2010 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av.... Bayram ile karşı taraftan davalı vekili Av.Mesuda Ersoy geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, yüklenici şirket tarafından açılan satış vaadi sözleşmesi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı kişisel hakka dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir. Davanın belirtilen niteliğine göre, temyiz itirazlarının incelenmesi Daireye ait değildir. Bu nedenle ilgisi yönünden dosyanın Yüksek 15.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 09.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı olup, Yargıtay (kapanan) 14. Hukuk Dairesi kararına yönelik ilk derece mahkemesince verilen direnme kararının temyizi istmeine ilişkin olup, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 7. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 04.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 24/02/2020 gün ve 2020/305 Esas, 2020/2079 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde bir kısım davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen mahkeme kararının gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak karar onanmıştır. Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK'nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

            UYAP Entegrasyonu