isteğinin reddi gerekmiştir. 2-Dava konusu taşınmazın imar uygulaması öncesi paydaşlarından ... ismindeki paydaş dışındaki diğer paydaşlar ile Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi yapılmış, bilâhare dava dışı ... tarafından ...’un hissesi satın alınarak onunla da davalı yüklenici kooperatif arasında Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalanarak 4721 sayılı TMK’nın 692. maddesi gereğince sözleşme ilişkisi geçerli hale gelmiştir....
Ancak gecikme tazminatı cezası alacağının muaccel (istenebilir) olduğu tarihle ilgili az yukarıda açıklanan ilke ve kuralın temerrüde rağmen gecikme tazminatı-cezasının tahsili için dava ya da icra takibinde bulunulmamış olması halinde uygulanması mümkün olup, temerrütten sonra ve teslimden önce, arsa sahibinin gecikme tazminatı-cezası için kısmi dava açması ya da icra takibinde bulunması halinde dava-icra takip tarihine kadar oluşacak gecikme ve tazminatı alacağının tamamı dava-takip tarihinde muaccel olacaktır. Doktrin ve Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında da kabul edildiği üzere kısmi dava-takip halinde de zamanaşımı dava veya takip konusu edilen alacak için kesilecek, fazlası için işlemeye devam edecektir....
Davacının dava dilekçesi içeriğinde açık bir şekilde yatırım amacıyla taşınmaz satın aldığını ve de talebinin mahrum kalmış olduğu kira bedeli olduğunu beyan ettiği görülmektedir. Yine davalı vekili tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçesinde davacı tarafından, NEF 22 Ataköy 1+1 daire (14.05.2014 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi) , NEF 22 Ataköy 1+1 daire (14.05.2014 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi), 805 NEF 36 Basınekspres 1+1 daire (12.10.2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi), 801 NEF Çekmeköy 2+1 daire (23.10.2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi), 889 NEF Bahçelievler 2+1 daire (16.11.2016 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi) olmak üzere toplam beş adet bağımsız bölümün satın alındığı iddia edilmektedir. Davacı vekili ise, alınan diğer taşınmazların satıcısının davalı olmayıp dava dışı Timur Gayrimenkul Geliştirme Yapı Ve Yatırım A.Ş. olduğunu beyan etmektedir....
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....
Ancak taşınmaz mülkiyete devir borcu doğuran sözleşmeler konusunda Medeni Kanun ile BK 232 maddesinde taşınmaz satımının geçerli olması için getirilen resmi senede bağlanma şartı satış vaadi sözleşmeleri için de öngörülmüştür. 2644 sayılı Yasa 26. madde ile 1512 sayılı Yasa 60/3 ve 89 maddeleri taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin noterlerce düzenleme şeklinde yapılacağı kuralını koymuştur. Buradaki şekil bir geçerlilik şartı olarak düzenlendiğinden hakim tarafından taraflarca ileri sürülmese dahi her aşamada re'sen dikkate alınması gereken bir şarttır. Dolayısı ile satış vaadi sözleşmeleri geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan ve tam iki tarafa borç yükleyen kişisel hak doğuran sözleşmelerdir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ifadan bahsetmek için ilk önce sözleşmenin ifa olanağı bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir....
Dava, adi yazılı satış vaadi sözleşmesinde resmi şekle aykırılıktan kaynaklı sözleşmenin iptali talebine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 237. (EBK 213. mad.) maddesinde de, sözleşmenin biçimi başlığı altında; taşınmaz satımının geçerli olması için getirilen resmi senede bağlanması şartı, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri için de öngörülmüştür. 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 60/3 ve 89. maddeleri taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin noterlerce düzenleme şeklinde (resen) yapılacağı kuralını getirmiştir. Öyle ise, kaynağını Borçlar Kanunu’nun 29.maddesinden (EBK 22. mad.) alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’nun 237.maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 706 ve Noterlik Kanunu’nun 89.maddeleri hükmü uyarınca, noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan ve tam iki tarafa borç yükleyen kişisel hak doğuran sözleşmelerdendir....
Dava; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı gecikme cezası ve kira tazminatı talebine ilişkindir. 6100 s.HMK.nun 1.m.si hükmü uyarınca“Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davanın; Taraflar arasında gayrımenkul satış vaadi sözleşmesinin akdedildiği, imzalanan satış vaaadi sözleşmesinden sözleşmeden dönme bildirimi nedeniyle sözleşme kapsamında yapmış olduğu ödemelerin iadesini kaynaklı alacak davasından ibaret olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili davada; düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini, konut finansmanı Kredisi sözleşmesini, kira sözleşmesi, ihtarnameleri, İstanbul ...Sulh Hukuk Mahkemesinin ... D.iş dosyasını, bilirkişi incelemesi, keşif ve tanık ile her türlü yasal delile dayanmıştır. İstanbul ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.03.2021 tarih ...E - ...K sayılı ilamı ile davanın mahkemenin görevsizliği sebebi ile usulden reddine, görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, bu karar istinaden dosyanın İstanbul 3. Tüketici Mahkemesine gönderildiği, İstanbul ......
İlk Derece Mahkemesince; "..Dava, taraflar arasında imzalanan düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır. Dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kaydı celp edilmiş olup, incelenen tapu kaydında; Bursa ili Nilüfer ilçesi Ataevler Mahallesi 1380 ada 1 parsel sayılı 12.325 m² yüzölçümlü arsa vasıflı taşınmazda G Blok 13 nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı olduğu, somut olayda; taraflar arasında imzalanan düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davacı tarafça sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirildiği ancak davalı tarafça sözleşmeye uygun hareket edilmediği, bilirkişi raporlarıyla da davacının 26.040,00 TL kira kaybı ve 41.068,80 TL inşaat metre kare artışından kaynaklanan fazlalığın karşılığı olmak üzere toplam 67.108,80 maddi zararının tespit edildiği anlaşıldığından davanın ıslah talebi doğrultusunda kabulüne.." karar verilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesince, "...taraflar arasındaki ihtilafın taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığı, kambiyo senedinden kaynaklı bir alacak bulunmadığı dolayısıyla mutlak ticari dava olmadığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığından işbu dava açısından ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahsedilemeyeceği,..." denilmek suretiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Eldeki dava, sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan yoksun kalınan kazanç ile bedeli ödenmeyen müteahhitlik bedeli ve masrafların ödenmesi istemine ilişkindir....