olan buçuk daireyi teslim etmediğini, müvekkile teslim edilmeyen 0,5 dairenin müvekkili adına tescil edilmediğini, daire karşılığı herhangi bir ödeme de yapılmadığını belirterek, taşınmazların tapu kaydına davanın kesinleşmesine kadar, taşınmazın 3. şahıslara devrinin önlenmesi ve davalının 3. kişilerle aynı türden sözleşmeler yaparak ayni hak tesisinin engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını, Geyve Noterliği 01.04.2016 tarihli 1955 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı, öncelikli olarak tapu iptal ve tesciline, tescilin mümkün olmaması halinde taşınmazın dava tarihindeki rayiç satış bedelinin yasal faizi ile birlikte şimdilik 5.000,00- TL, ilgili sözleşmeden kaynaklı kira alacaklarının sözleşmede belirlenen taşınmaz teslim tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte şimdilik 5.000,00- TL olmak üzere toplam 10.000,00- TL'nin tazminine karar verilmesini talep etmiştir....
Mevkii, 19 C-3A Pafta 193 Ada 3 Nolu Parsel sayılı taşınmaza ilişkin imzalanan Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Gelir Paylaşımı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi'nden dolayı dilekçede ileri sürülen nedenlerle davacıların uğramış olduğu kira kayıplarını içeren gecikme tazminatı, müspet ve menfi zararlar yönünden şimdilik 50.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili .... ATM'ye verdiği daha sonra yetkisizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde bildirdiği nedenlerle davanın reddini savunmuştur. Birleşen .... Asliye Ticaret Mahkemesinde davacı vekili dava dilekçesinde özetle; asıl davada bildirdiği nedenlerle 26/01/2021 tarihinden sonra tahakkuk eden şimdilik 45.000 TL gecikme cezası ve şimdilik 5.000 TL gecikme cezası kira kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen .......
8 aylık gecikme bedeli olarak 19.424,00 TL,156 nolu bağımsız bölüme ilişkin satış bedeli olan 2.350.000,00 TL üzerinden 8 aylık gecikme bedeli olarak 37.600,00 TL, 170 nolu bağımsız bölüme ilişkin satış bedeli olan 2.941.289,83 TL üzerinden 8 aylık gecikme bedeli olarak 47.060,64 TL olmak üzere toplam 104.084,64 TL gecikme tazminatı alacağından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin ticari avans faiziyle birlikte tahsilini, ayrıca 8 aylık kira bedeli olarak 128.000,00 TL kira kaybı alacağından şimdilik 10.000,00 TL'nin ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 16.07.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; kira kaybı tazminatı talebini 163.400,00 TL'ye, gecikme tazminatı talebini 49.712,00 TL'ye yükseltmiştir....
Satış vaadini kabul edene kişisel bir hak sağlayan gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin TMK'nun 1009 ve Tapu Kanununun 26.maddeleri uyarınca tapu kütüğüne şerh edildikten sonra taşınmazda ayni hak kazanan kişilere karşı ileri sürülebilme olanağı kazanmaktadır. Çünkü kişisel hakkın tapuya işlenilmesiyle sonradan hak kazanan 3.kişiler bu konuda uyarılmış olur. Somut olayda davalı arsa maliki T8 müteahhit Kadim Yapı-Betacons-Düzey İnşaat Adi Ortaklığı arasında düzenleme taşınmaz satış vaadi ve hasılat paylaşım esaslı inşaat sözleşmesi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiği, davacılar ile davalı Kadim Yapı-T4 arasında dava konusu bağımsız bölümlere ilişkin ayrı ayrı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığı sabittir....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Geçerli bir sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığında 818 sayılı BK’nin 96 ve 106. maddeleri dikkate alınması gerekir. Somut olayda; davacılar noterden yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu payların satın alındığını iddia ederek tapu iptal ve tescil ikinci kademede tazminat talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesi geçerlidir. Davacıların murisi Sebahat Budak ve davacı ... ile davalı ... Sezar arasında yapılan biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi ile belirlenen bedelin davacılar tarafından nakten ve tamamen ödendiği sözleşmede belirtilmiştir....
Burada belirtilmesi gereken husus, satış vaadi sözleşmesine bir ayni hak olarak tapu sicilinde kayıtlı taşınmazlar ile kat mülkiyeti kütüğünde bağımsız bölüm olarak kayıtlı taşınmazlar ve henüz kadastrosu yapılmamış yerlerde mevcut zabıt defteri veya kayıt defterinde kayıtlı eski tapulu taşınmazlar konu olabileceğidir. Yine belirtilmelidir ki, satış vaadi sözleşmelerinin düzenlendiği tarihte vaat borçlusunun satış vaadi sözleşmesine konu edilen taşınmaz veya taşınmazların tapuda malik olması gerekmez. Önemli olan sözleşmeye konu taşınmazlarda vaat borçlusunun ifanın talep edildiği tarihte tapuda malik olmasıdır. Diğer taraftan, satış vaadi sözleşmeleri doğrudan işlemin tarafı olan gerçek veya tüzel kişiler tarafından yapılabileceği gibi bu sözleşmeler verilen yetkiye binaen temsilci, vekil ya da mümessil tarafından da yapılabilir....
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmünce on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması durumun da ifa olanağının varlığından söz edilemez. Somut uyuşmazlıkta dayanılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi 09.12.1994 tarihlidir. Dava 27.9.2010 tarihinde açılmıştır. Satış vaadi sözleşmesinde taşınmazın teslim edildiğine ilişkin bir beyan bulunmamaktadır; Ancak taşınmazın tapu kaydında Edremit 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 8.9.1994 tarihli tedbir şerhi vardır . Temliki tasarrufu önleyen tedbir 01.07.2010 tarihine kadar devam etmiştir. Bu durumda tedbirin kalktığı tarihe kadar ifa olanağının varlığından söz edilemez....
Noterliğinin 21.09.2004 tarih 11349 yevmiye sayılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin satış bedeli olan 7.000,00- TL'yi peşin olarak ödediğini, davalının 15/06/2005 tarihinde taşınmazın devrini gerçekleştirmediğini, müvekkilinin davalı T3 ve dava dışı kişiler tarafından dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak Kars Kadastro Mahkemesinde dava açtığını ve yargılamanın devam ettiğini öğrendiğini, Kars Kadastro Mahkemesinin 2005/2 E., 2013/28 K. sayılı kararı ile dosyanın karara çıktığını, kararın 03/03/2017 tarihinde Yargıtay ilamı ile onandığını, ne var ki devrin halen gerçekleştirmediğini ileri sürerek, taşınmaz elbirliği ile mülkiyete konu ise elbirliğiyle mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi için taraflarına yetki verilmesini, bilahare taşınmazda davalı adına kayıtlı payın iptali ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi gereği 1000 m2'nin ifrazı ile müvekkili adına tesciline, bu talepleri kabul edilmeyecekse sözleşmenin başlangıçta geçerli olarak kurulmuş olmasına...
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı T5 Arasında İstanbul-Kartal 12.Noterliğinin 09/12/2016 gün ve 36384 yevmiye numaralı ön ödemeli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın davacı T1 oturma ruhsatı ve tapu kaydı ile birlikte fiilen konutun teslimi tamamlanana kadar 09/12/2016 tarihli ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesinden doğan kredi yükümlülüklerinin ve kredi kartı ödemelerinin durdurulmasını, 09/12/2016 tarihli ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesi bağlı kredi olduğunu, İstanbul /Kartal 12. Noterliğinin 09/12/2016 gün 36384 yevmiye numaralı ön ödemeli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın müvekkili davacıya teslim edilmemesinden, finans kurumu olan davalı banka sorumluluğunda olduğunu, dosya kapsamında bulunan tüm kayıtlar davalı satıcı-müteahhit YGO A.Ş....
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....