DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. 6502 sayılı Tüketici Korunması Hakkındaki Kanun'un 40. maddesinde “Ön Ödemeli Konut Satış Sözleşmesi" tanımlanmıştır. Bu maddeye göre; Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesinin şekil şartına ilişkin 41. maddesinde ise; “(1) Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur....
Ayrıca satış anında, davalı çalışanları tarafından; davaya konu devremülkü davacının kullanmak istememesi durumunda başkalarına kiraya verebileceklerinin ve bunun gelirinin de müvekkile ödeneceğini ve devremilkü müvekkil satmak isterse bunu şirket olara kendilerinin ödenen bedel karşılığında geri alınabileceğini beyan etmelerine rağmen, bugüne kadar bu konuda da bir şey yapılmadığını belirtilerek, davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle davaya konu 06/01/2017 tarihli devremülk sözleşmesinin iptali, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti, taşınmazın iadesi ve müvekkilinin ödemiş olduğu ücret olan 12.000,00- TL'nin kendisine yasal faizleri ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asıl dosyada talep taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, birleşen dosyada talep vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle İzmir 5.Noterliğinden 06.01.2015 tarihinde düzenlenen 166 nolu satış vaadi sözleşmesinin ve Bodrum 1.Noterliğinin 29.01.2014 tarih 809 yevmiye sayılı vekaletnamenin iptali talebine ilişkindir....
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....
Dava; tapuda kayıtlı taşınmazın tapu dışı yolla satın alınması nedenine dayalı iptal ve tescil, olmadığı takdirde satışa konu dairenin rayiç bedelinin iadesi isteğine ilişkindir. 1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı tarafın, tapu iptali ve tescil isteğinin reddine yönelen temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların satışı TMK'nin 706, BK'nin 213 (6098 sayılı TBK'nin 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez. Davacı, iptal ve tescile ilişkin isteğinin kabul edilmemesi halinde ödediği bedel yönünden tazminat talebinde bulunmuştur....
Mahkemece dava konusu taşınmaz hissesi ile birlikte başka hisselerinde miras taksim sözleşmesi uyarınca borçlu tarafından kardeşlerine devir edildiği, satış değeri ile raiç değeri arasında fark bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK.'nun 277 vd. Maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK.'nun 278/II-1. maddesinde karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren 3. dereceye kadar hısımlar, evlat edinen ile evlatlık arasında yapılan ivazlı tasarruflar bağışlama hükmünde olup iyiniyet ve bedel farkı gözetilmeksizin iptale tabi olacağı hükme bağlanmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalarının adi yazılı şekilde düzenlenen devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin güncel değerinin davacıya iadesi talepli olarak açıldığını, yerel mahkemece aktif husumet olmadığı gerekçesiyle husumet yokluğundan dolayı reddedildiğini, verilen kararın usül ve yasaya aykırı olduğunu, satış sözleşmesinde bedel her ne kadar davacının eşi Ramazan Demir tarafından davalıya ödenmiş ise de, aynı sözleşmede şerh verilmiş ve tapu kaydının T1 adına tescil edilecektir şeklinde kayıt düşüldüğünü, davalı satıcının da buna istinaden dosyada mevcut tapu alım sertifikasını, davacı adına tanzim ettiğini ve iş bu şerhin gereğini kabul ettiğini, bu haliyle her iki tarafça zımni temlik hükmünde olan şerh kabul edilmiş olduğunu, somut davalarında bedelin iadesini talep hakkının davacı T1'e ait olduğunu, yerel mahkemenin takdirde hataya düşerek vermiş olduğu kararın isabetsiz olduğunu, davalı satıcı tarafça, bedelin T1...
Noterliği'nin 04/06/1986 tarih ve 28950 yevmiye numaralı düzenlenme şeklinde satış vaadi sözleşmesine göre 20.000.000 TL bedel ile satmayı vaad ve taahhüt ettiğini, davalının müvekkilinden satış bedelinin tamamını nakten ve peşin olarak aldığını ancak satış vaadi sözleşmesine rağmen davalının taşınmazdaki hissesini tapuda devretmediğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı olan 63/2240 hissesinin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tescil edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ilk derece mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinin Mersin 1....
Noterliğinin 27/03/2017 tarih ve 08890 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini imzaladığını, müvekkilinin sözleşme tarihinde bu kadar çok taşınmazını aynı anda satmaya ihtiyacı olmadığını, müvekkilinin bir anda ve ortada hiçbir sebep yok iken ve aynı şahsa bu kadar çok sayıda ve çok kıymetli taşınmazlarını elden çıkarmasının hiçbir sebebi olmadığını beyan ettiğini, esasen müvekkilinin aynı anda ve aynı şahsa çok kıymetli taşınmazlarını sözleşmedeki bedel ile satmaya vaad etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin davacının bu sözleşme ile satışı vaadedilen taşınmazlar için kendisine hiçbir bedel ödemediğini ve beyan ve iddia ettiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Antalya 1....
A.Ş.den 125.000,00 TL bedel karşılığı satın aldığını ve satış bedelinin ödendiğini, sözleşmede teslim süresi 30.06.2009 tarihi olmasına rağmen teslim ve tescil yönünden davalılara başvurulması üzerine ... Belediyesi tarafından sözleşmenin feshedildiğinden bahisle bu yükümlülüğün yerine getirilmediğini, fesih nedeniyle davalı ......