Dava ticari satım konusu malların ayıplı olduğu iddiasına dayanılarak TBK'nın 227. maddesi gereğince uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Ayıp; yasa ya da sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği ya da olmaması gereken vasıfların olmasıdır. Taraflar arasında uyuşmazlık ayıplı taşınmaz mal satışından kaynaklanmaktadır. Tacirler arası satış sözleşmelerinde 6102 sayılı TTK’nun 23. maddesi ile, bu madde yollamasıyla 6098 sayılı TBK’nun satış sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Yine taşınmaz mal satış sözleşmelerini düzenleyen TBK’nun 246.maddesi yollaması ile aynı yasanın 219 vd. maddelerinde düzenlenen taşınır satışına ilişkin hükümler uygulanacaktır. TTK 23/1-c.m. uyarınca “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....
Davalı arsa sahibi ... vekili taşınmaz üzerine A-B-C-D olmak üzere dört blok yapılacağını, yüklenicinin edimini sözleşmeye uygun olarak yerine getirmediğini, yaptığı işe göre hak ettiği tapuların verildiğini, davaya konu edilen A Bloktaki taşınmazların yüklenici ... tarafından birden fazla kişiye satış vaadi ile satıldığını, ... Tüketici Mahkemesinde (listesini verdiği) tapu iptal ve tescil davaları açıldığını, eksik ve ayıplı imalatlar ile gecikmeden dolayı kira tazminatı alacağının tahsili için ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/525 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, temyiz edilmeden 09.09.2014 tarihinde kesinleştiğini, toplam alacağının tahsili için icra dosyalarındaki bedelleri ve SGK ile Vergi Dairesine ait borçların depo edilip ödenmesi halinde davanın kabulü, aksi halde reddini savunmuştur....
sözleşme kapsamında kaldığı, hangilerinin ... sözleşme kapsamında kaldığı hususunda ve ... yılında yapılan sözleşme kapsamında kalan yüklenici işlerinden kaynaklanan ayıplı imalat bedeli ile bundan doğan zararın belirlenmesi için bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti ... tarihli raporda özetle; ayıplı işten kaynaklanan zarar iddialarından hangi kalemlerin ... yılı sözleşme kapsamında kaldığı yönünden ... tarihli sözleşmeye ve tespit raporuna göre, ayıplı işten kaynaklanan zarar iddiasına ilişkin imalat kalemlerinin izolasyon kaynaklı alçıpan asma tavan hasarını, kaynaklı duvar kağıdı hasarını, süpürgelik hasarını, boya hasarını, mobilya hasarını, balkon ve teras seramik sökümünü, balkon ve teras zemin tesviyesini, balkon ve teras izolasyonunu, balkon ve teras gider kenarı ... yapılması ve balkon ve teras seramik yapılması imalatlarını kapsadığı, ayıplı işten kaynaklanan zarar iddialarından hangi kalemlerin ... yılı sözleşme kapsamında kaldığı ve bedeli...
olamayacağı, sürücünün bu belirtilerin üzerinde durulmaması durumunda araç motorunda kalıcı hasarlara yol açtığı, Aracın motorunun yağlama sisteminde, imalat kaynaklı bir arızanın ise ilk kilometrelerde hemen belli edeceği değerlendirilerek, dava konusu araçta bir açık veya gizli ayıbın varlığını ispatlayan herhangi bir tespit, belge veya incelemenin mevcut olmadığı, bu nedenle dosyaya sunulu belge ve bilgiler çerçevesinde aracın motorunda meydana gelen arızanın aracın imalat hatası kaynaklı açık veya gizli ayıbından olduğunun belirtilmesinin mümkün olmadığı;Tüketicinin korunması hakkındaki kanunun Satış sonrası hizmetler bölümü Md 58/3 uyarınca" Bir malın yetkili servis istasyonlarındaki tamir süresi, yönetmelikle belirlenen azami süreyi geçemez."...
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; makinenin 160 Ton üretme kapasitesine ulaşmadığı için ayıplı imalat olduğunu, makineyi bu haliyle kabul etmediklerini, bu nedenle sadece indirim yapılmasının hatalı olduğunu, ayıplı imalatlar giderilse bile 160 Ton kapasiteye ulaşamayacağını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....
Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat talebine ilişkindir. Dava konusu satım ilişkisinin taraflar arasında olduğu, davacı tarafında davalıya mal satıldığı ve satılan malların davalıya teslim edildiği yapılan tahkikatla anlaşılmıştır. Mahkemece, satılan malların bir kısmına ilişkin usulüne uygun ayıp ihbarı bulunduğu ve bu malların gerçekten ayıplı olduğu gerekçesiyle ayıplı mallara ilişkin ödeme talebi reddedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak dosya içeriğindeki belgelerden davalı alıcı tarafından davacıya usulüne uygun ayıp ihbarı yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkemenin ayıp ihbarının usulüne uygun olduğu şeklindeki kabulü dosya içeriğine uygun değildir. Mahkemece ayıp ihbarının usulüne uygun yapıldığı gerekçesiyle davacının bir kısım satış fatura bedellerinin tahsili talebinin reddedilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Mahkememizce alınan bilirkişi kök raporu ve ek bilirkişi heyeti raporları, taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde; keşif esnasında dinlenen tanık ifadeleri ile işin 2015 yılının 10. ayında teslim edildiği ispat edildiği, işin süresinde yapıldığı anlaşıdığından davalı/birleşen dosya davacısının cezai şart talep edemeyeceği, yapılan iş kapsamında eksik iş bulunmadığı, ayıplı imalat söz konusu ise de; süresinde ihbar yapılmadığından birleşen dosyada ayıplı işlerin bedelinin de talep edilemeyeceği, sökülen imalatlar ile mahallinde ölçülmesi sehven unutulan tonoz imalat bedellerinin KDV’li toplam tutarı 59.080.18 TL olarak hesaplandığından, davacı/taşeronun yapmış olduğu işin toplam tutarı olan 845.759.70 TL' den yapılan ödeme düşüldüğünde asıl davada davacı alacağının 56.031,08 TL olduğu ve asıl dava davalısı yönünden temerrüdün ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün eklemesiyle 29/04/2017 tarihinde gerçekleştiği anlaşıldığından asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine...
Nispi metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Dairece verilen bozma kararıyla, bedel indirimi hususunun değerlendirilmesi ve indirilecek miktar yönünden nispi metot uygulanmak suretiyle hesaplama yapılması gerektiğinin kabul edildiği açıktır....
hizmetin değerinin 645.771,17 TL, 4.116.238,81 TL KDV olmak üzere toplam 762.009,99 TL olduğunu, davalının taahhüt etmiş olduğu 450.000 TL bedelli taşınmazı müvekkili şirkete devrettiğini, işbu taşınmaz bedelinin toplam borç miktarından düşürüldüğü takdirde 312.009,99 TL bakiye borç miktarının ortaya çıktığını, davalının müvekkiline işbu miktarı ödemediğini, borç miktarının tahsili amacıyla 10.08.2016 tarihinde ----------Noterliği aracılığıyla ve ----------- yevmiye numaralı ihtamameyi keşide ettiğini, işbu ihtarname ile birlikte ayrıca bakiye borç miktarını gösteren müvekkili şirket tarafından tanzim edilen faturanın davalıya tebliğ edildiğini, davalının ihtarnameyi tebliğ almış olmasına rağmen müyekkili şirkete karşı ne bir ödemede bulunduğunu ne de keşide edilen ihtarnameye herhangi bir cevap vermediğini, usulüne uygun olarak tebliğ edilen faturalara karşı, davalının herhangi bir itiraz ve çekince öne sürmediğini, fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmesi gerektiğini, bu durumun...
Mahkemece mahalinde yapılan keşif, keşif sonucu düzenlenen inşaat mühendisi, metaloji mühendisi ve malzeme mühendisi bilirkişi kurulu raporu ile daha sonra heyete dahil edilen SMMM bilirkişi ve cam ustası bilirkişilerin de vermiş oldukları müşterek bilirkişi ek raporu sonrasında bu raporlar hüküm vermeye yeterli görülerek davalının ayıplı imalat iddiasının, 03/06/2015 tarihli Kanopi Cam Sözleşmesine ilişkin olduğu, davacının iade edilmeyen nakit teminat kesintisi alacağının ise 05/04/2017 tarihli "Kanopi Cam Sözleşmesine" ilişkin olduğu, davalının ilk sözleşmedeki ve kesin kabulü yapılan imalatın ayıplı olduğu iddiası ile son sözleşmedeki nakit teminat tutarını elinde tuttuğu ancak kök ve ek raporlara göre imalatın ayıplı olmadığı, ayıpların davacının sorumluluğunda olmayan montajdan ve kullanım hatasından kaynaklandığı, bu sebeple taraflar arasındaki 05/04/2017 tarihli sözleşme kapsamında yapılan imalat nedeniyle davacı yüklenicinin edimini sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirdiği...