Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sıfatıyla) Davacı vekili dava dilekçesinde, davalılar ...ve ... çocuğu olarak kayıtlı bulunan ...'nin hatalı kaydının iptali ile gerçek babası davalı ... nüfusuna kaydı ve davacı anne ile arada bağ kurulmasını istemiştir. Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı ..., ... ile gayriresmi ilişkisinden doğan ...'nin ...-... nüfusuna yazıldığını iddia ederek ...'nin hatalı nüfus kaydının iptali ile gerçek babası ... nüfusuna tescili, annesi ... ile de nüfus kaydında bağ kurulmasını istemiştir. Mahkemece, soybağının reddi davasını baba ve çocuğun açabileceği, annenin 27.07.2005 doğumlu ...'...

    Anılan maddede, “Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri hâlinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.” hükmüne yer verilmiş, Kanunun 12. Maddesine dayanılarak çıkarılan “Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması Ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik”in 9. Maddesinin 1....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, yurtdışında çalışmaya başladığı tarihin Türkiye içinde sigortalılık başlangıç tarihi olduğunun tespitine, Türk vatandaşı olarak çalıştığı tarih ile vatandaşlıktan çıktığı tarihe kadar olan süreyi borçlanma talep tarihi geçerli fiyat üzerinden borçlanabileceğine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... Çoşkun tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi....

        "...Burada esas alınması gereken kıstas, yabancı ilamın Türk Hukukunda bir veya birden çok kanun hükümlerine aykırı bulunmasından çok, Türk Hukukunun temel değerlerine, Türk genel adap ve ahlak anlayışına Türk kanunlarının dayandığı temel adalet anlayışına ve hukuk siyasetine, Anayasa'da yer alan temel hak ve özgürlüklere milletlerarası alanda geçerli ortak ve kabul görmüş hukuk prensiplerine, ikili anlaşmalara, gelişmiş toplumların ortak benimsedikleri ahlak ve adalet anlayışına, medeniyet seviyesine siyasi ve ekonomik rejimine bakmak olmalıdır" (10.02.2012 tarih ve 2010/1 E, 2012/1 K.saylı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı). Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (TCA) Kanun önünde eşitlik başlıklı 10. maddesinde "Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür....

          bir ülkede eczacılık bölümü okuyan veya okumaya hak kazanan ya da eczacılık bölümü mezunu olan yabancı uyruklu bir şahsın 2012 takvim yılı sonrasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını kazanması ve diplomasının denkliğini de alması halinde istisnai düzenlemeden faydalanması gerektiği, Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olan davacının Romanya Bükreş Carol Davila Tıp ve Eczacılık Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden 01/09/1998 tarihinde mezun olduğu, 26/01/1974 tarihinde Türk vatandaşlığını kazandığı, 23/05/2018 tarihinde Romanya Bükreş Carol Davila Tıp ve Eczacılık Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden aldığı diplomanın denkliğinin kabul edildiği, bu durumda eczane açmak için 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun'a eklenen geçici 3. madde kapsamında olduğu ve aynı Kanun'un 5. maddesi ile getirilen şartlar aranmaksızın eczane açabileceği sonucuna varıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir....

            Nitekim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yurt dışında geçirdikleri çalışma sürelerinin sosyal güvenlikleri açısından değerlendirilebilmesi amacıyla 22.05.1985 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunan 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunla, Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceğini öngörmüştür....

              K A R A R Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 30/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Davacının, Türk vatandaşlığına geçerek Türkiye'de kamu görevi ifa etmesi, müracaat tarihinde Türk vatandaşı olması, gerek 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun hizmet borçlanmasına ilişkin hükümlerinde, gerekse 3201 sayılı Kanun hükümlerinde, borçlandırılacak hizmet süresinin Türk vatandaşı olarak geçirilmesi yolunda açık bir düzenleme içermemesi karşısında, davacının yurt dışı hizmetlerinin borçlandırılmaması işleminde ve bu işleme karşı açılan davayı reddeden idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir. Kaldı ki, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 29.12.1983 gün ve E:1983/3, K:1983/12 sayılı kararında da, 5434 sayılı T.C....

                  tescil numarası ve tarihinin yazıldığı, yabancı uyruklu ve Türk vatandaşı kayıt numarasının farklı sistemlerde tutulduğu, yabancı uyruklu kayıt numarasının da kaydın bir bütününü oluşturduğu ve mevzuatta yer alan tescil işlemini karşıladığı, uygulamalarının tescil ifadesinin Türk vatandaşlığına hasredilmesi, yabancı uyruklu sağlık personelinin kayıt altına alınması ve Türk vatandaşlığını kazanmaları halinde tescil işlemlerinin tamamlanarak Türk vatandaşlığına geçtiklerine dair şerh düşülmesi yönünde olduğu, her iki işlemde de davacının meslek icra etmesinde bir engel bulunmadığı ancak, çalışma hayatında Türk vatandaşı olmaktan kaynaklı kamu görevlerine girme hakkı ve bundan kaynaklanan mükellefiyetler de yüklendiğinden Bakanlıklarınca 25/12/2017 tarihli TC vatandaşı olarak yapılan tescil işleminin son tescil hükmünü ifade ettiği belirtilmiştir....

                    İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF ve İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin Alman vatandaşı olması ve halihazırda yaşamını da Almanya'da idame ettiriyor olması sebebiyle müvekkilimizin soyadı değişikliğini talep etmekte haklı nedeni olduğu izahtan vareste olduğunu, verilen karar hukuka aykırı olduğunu, ayrıca bu hususta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince verilen kararlar da mevcut olup Yerel mahkemece verilen işbu hüküm, AİHM kararlarına da aykırılık teşkil ettiğini, aleyhe olan hususları kabul etmemekle birlikte, davacı müvekkil aleyhine verilen hükmün yasal dayanaklarından olan 2525 Sayılı Soyadı Kanunu'nun 1.maddesinde "Her Türk öz adından başka soy adını da taşımağa mecburdur'' ve yine 2891 Sayılı Soyadı Nizamnamesinin 1. Maddesinde ''Her Türk vatandaşı, öz adından başka soyadı da taşımak zorundadır....

                    UYAP Entegrasyonu