Sıf. ) Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı .............. ile iki adet konut satış sözleşmesi imzalandığını, satış bedelinin bir kısmının peşin olarak ödendiğini, geri kalan kısmının taksitler halinde ödenmesi konusunda anlaşmaya varıldığını, her taksit için keşidecisi müvekkili olan ve lehtarı davalı .............. olan 25 adet senet verildiğini, müvekkilinin her bir taksit tarihinde üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalı .................
Tüketici Mahkemesinin 21.05.2019 Tarihli ve 2018/318 Esas, 2019/412 Karar Sayılı Kararı Taşınmazın aynına ilişkin davalarda kesin yetki kuralı gereğince taşınmazın bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesinin 22.09.2022 Tarihli ve 2020/2611 Esas, 2022/1937 Karar Sayılı Kararı Tapu devrinin yapıldığı eldeki dava ile emsal davalarda davanın kabulü ve sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile bedel iadesine karar verilmesi ihtimalinde tapunun iadesinin temini kapsamında iptali ve tescili zorunlu olduğundan huzurdaki davanın taşınmazın aynına ilişkin olmadığının ileri sürülemeyeceği, kamu düzenine ilişkin kesin yetki hali olan tapunun iptali ve tescili kararının taşınmazın bulunduğu yargılama sahası dışındaki mahkeme tarafından verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; kararın hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, kararın sonuç kısmında davacı vekilinin yüzüne davalının yokluğunda ibaresi olduğunu oysa ki bu davada vekili bulunmadığını, yerel mahkemece her ne kadar dava konusunun abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davası olduğunu ve TKHK 73/A-1 hükmünde geçen istisnalardan olmadığını ve bu nedenle ara bulucuya başvurmanın zorunlu olduğu belirtilse de menfi tespit davaları için arabulucuya başvurmasının zorunlu olmadığını doktrin ve Yargıtay içtihatları ile sabit olduğunu, menfi tespit davalarının niteliği itibariyle bir alacak veya tazminat davası değil tespit davasının bir türü olduğunu, menfi tespit davalarının karşı tarafın parasal bir edime mahkum edilmesi şeklinde bir hüküm içermediğinden arabuluculuk Kanunu md. 18/A'nın açık lafzı karşısında hüküm yorum yoluyla genişletilmesinin mümkün olmadığını, ilgili maddenin hukuki temeli dava konusunun karşı tarafı bir edime mahkum etme çabası içinde olduğunu,...
Mahkemece her iki kira sözleşmesinin tarihlerinin ve konusunun aynı olduğu bu nedenle tarafların yeni bir sözleşme yapma iradesinin mevcut olmadığı ikinci sözleşmenin muvazaalı olarak akdedildiği, kimsenin kendi muvazaasına dayanarak talepte bulunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Menfi tespit istemine konu ve iptali istenen sözleşme... ada ... parselde bulunan konaklama tesisine ilişkin olup 29.02.2012 başlangıç tarihli ve 10 yıl sürelidir. Sözleşmenin 2.maddesinde kiracının 2012 yılı kira bedelini 37.500 TL ve 30.06.2012 tarihli çekle ödediği, 2013, 2014, 2015 yılları kira bedellerinin ise her yılın mayıs ayı içinde ve 40.000 TL olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacılar açmış oldukları iş bu dava ile kiralanan taşınmazın aynı tarihte bir başkasına kiraya verildiği bu nedenle sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiğinden bahisle sözleşme uyarınca verilen çek ve senet nedeniyle menfi tespit isteminde bulunmuş ve sözleşmenin iptalini istemiştir....
Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile aralarında internet dersanesi satış sözleşmesi düzenlendiğini, davalının edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek sözleşmenin iptalini istemiştir. Davalı, husumet yöneltilen canlı eğitim yayıncılığın tüzel kişiliği bulunmadığını savunarak davanın husumet yokluğu nedeni ile reddini dilemiştir. Mahkemece, canlı eğitim yayıncılığın hükmi şahsiyeti bulunmadığından davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ile yapılan satış sözleşmesi gereğince kendisine teslim edilmesi gereken şifrenin teslim edilmediğinden bahisle sözleşmenin feshi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davaya konu sözleşmede satıcının Unvanı Canlı Eğitim ......
Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasında ... Asliye Hukuk ve ... Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacının babası ... ile davalı arasındaki abonelik sözleşmesi gereğince tahakkuk ettirilen borcun bir kısmından dolayı, tek mirasçısı sıfatıyla borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 27/10/2020 NUMARASI : 2020/441 Esas - 2020/362 Karar DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Kayseri 2....
Davalı vekili, yetkili mahkemenin müvekkili davalı şirketin adresinin bulunduğu yer mahkemesi olduğunu savunarak yetki itirazında bulunmuş esasa ilişkin olarak, çekin konusunun, davacıya elden verilen borç paraya ilişkin olduğunu, davacı ile davalı arasında bayilik sözleşmesi bulunmadığını, davacının daha önce açtığı ve açılmamış sayılmasına karar verilen menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbir kararının, zamanaşımı süresini kestiğini, açılmamış sayılmasına ilişkin kararın kendilerine tebliğinden itibaren 6 aylık sürede icra takibi yaptıklarını belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine %40 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
Davacı taraf ise tacir değildir ve dava dilekçesi ekinde sunduğu devre mülk sözleşmesi nedeni ile teminat olarak verildiğini ileri sürürek iş bu menfi tespit davasını açtığı anlaşılmakla , bu hali ile dava konusu bononun 6502 Sayılı TKHK’nun md 4/5.bendindeki tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle alınan kıymetli evrak niteliğinde olacağı ve bu durumda da davalı hamile karşı da ileri sürülebileceğinden davaya bakma görevi aynı Yasanın 73.maddesi uyarınca tüketici mahkemelerine ait olduğundan mahkememiz görevsizdir. Mahkememiz görevsiz olduğundan bu nedenle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....