ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen sözleşmenin iptali ve menfi tespit davasının kabulüne dair verilen hüküm hakkında, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı ...Ş. vekilinin istinaf başvurusunun reddi ile kamu düzenine aykırılık nedeni ile yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne dair yeniden kurulan hükmün, süresi içinde davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; 06/09/2016 tarihli gayrimenkul satış vadi sözleşmesiyle, ... isimli projeden 371.000TL bedel karşılığında daire satın aldığını, ancak dairenin teslim edilmediği gibi devam eden süreçte inşaatın da durduğunu, sözleşme imzalanırken verdiği 1.000TL kapora ile birlikte davalı şirkete toplam 110.300TL...
Mahkemece, teminat senedi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı, senedin sadece hukuki niteliğine dayalı bir menfi tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında (takipten sonra) borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir (İİK.nun 72/1). Bu anlamda, borçlunun alacaklının henüz takip konusu yapmadığı senedin teminat senedi olduğunun ve teminat fonksiyonunun kalmadığının tespiti için açtığı dava İİK.nun 72. maddesinde yer alan bir menfi tespit davasıdır. Bu durumda, mahkemece davacının iddialarına yönelik delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....
Davacı tarafça Mezitli Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı’nın 24/12/2015 tarih ve 2015/29165 sayılı kararına, 24/12/2015 tarih ve 2015/29166 sayılı kararına ve yine 24/12/2015 tarih ve 2015/29167 sayılı, davalıya toplamda 520,20 TL 'nin ödenmesine ilişin kararına itiraz edilmeksizin kesinleştiği, tarafları bağlayıcı olduğu anlaşılmakla, açılan menfi tespit/istirdat davası bakımından tüketici hakem heyeti kararının ilam niteliği taşıdığı ve tarafları bağlayıcı nitelikte olduğu anlaşıldığından Adalet Bakanlığı’nın bu yöne ilişen kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekir. 2-Dava dosyasındaki diğer bir uyuşmazlık konusu ise menfi tespit talebine ilişkin davada Tüketici Hakem Heyeti’nin görevli olup olmadığına ilişkindir....
Mahkemece davacının imzaya itirazı üzerine icra takibinin durduğu cebri icra tehdidi altında bulunmayan davacı borçlunun menfi tespit davası açmakta korunmaya değer bir yararının olmadığı duran takip üzerine alacaklı itirazın iptali davası açtığı zaman borçlu bu davaya karşı vereceği cevap dilekçesinde borçlu olmadığı savunmasında bulunabileceği, açılacak bir davada savunma olarak ileri sürülebilecek hususlar için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki bir yararın olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. İİK.nun 72/1.maddesi uyarınca “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” Görüldüğü gibi menfi tespit davası icra takibinden önce açılabileceği gibi takip sırasında da açılabilir....
Gıda San. ve Tic. AŞ hakkında itirazın iptali davasının açıldığı, aynı taraflar arasında aynı hukuki ilişkiye dair görülmekte olan itirazın iptali davasında zaten sözleşmenin geçerliliği ve davacının alacaklı olup olmadığının tesbitinin gerektiği, karşı dava ile ve menfi tespit davası yoluyla sözleşmenin geçersizliği ve davacıya borçlu olunmadığının tespiti yönünde dava açmakta hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile açıldığı tarihte menfi davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine, yasal koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 28.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tüketicinin ölmesi veya kazanç elde etmekten sürekli olarak yoksun kalması sebebiyle ön ödemeleri yapamayacak duruma düşmesi ya da sözleşmenin yerine olağan koşullarla yapılacak bir taksitle satış sözleşmesinin konulmasına ilişkin önerisinin satıcı tarafından kabul edilmemesi yüzünden sözleşmeden dönülmesi hâllerinde tüketiciden herhangi bir bedel talep edilemez. (3) Sözleşmeden dönülmesi durumunda, tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç yüzseksen gün içinde tüketiciye geri verilir. Satıcının aldığı bedeli ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belgeyi iade ettiği tarihten itibaren, tüketici on gün içinde edinimlerini iade eder. " şeklinde düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta davacı, sözleşmeden dönerek gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalı satıcı/sağlayıcıya verilen senetlerin iptali talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....
Tüketici ve ... 11. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi ve düzenlenen senetlerin iptali ile menfi tespit istemine ilişkindir. ....2. Tüketici Mahkemesince, davacının adresinin "...." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 11....
Fıkrasının (j) bendinde de bu sözleşmeler ticari anlaşma olarak tarif edildiğini, çerçeve sözleşmeler süresiz olarak (eski versiyonlarda bu açıkça belirtilmekle birlikte çerçeve sözleşmede süreye ilişkin hüküm bulunmamaktadır.) düzenlenmiş olmasına karşın, eki taahhütnameler 24 aylık süreyi kapsadığını, sözleşme ve taahhütnamenin, taraflardan birince taahhüt süresinin bitmesinden 90 gün öncesine kadar feshedilmediği takdirde, sözleşme ve taahhütname 1'er yıllık sürelerle otomatik olarak uzadığını ileri sürerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir. Dava, enerji tüketim bedelinin tahsili talebiyle başlatılan icra takibi nedeniyle menfi tespit ve sözleşmenin sözleşmenin sonlandırıldığını tespiti, davacı aleyhine başlatılan icra takibinin iptali taleplerine ilişkindir....
oluşan menfi zarar ve sözleşme bedelinin geri ödenmesi istemiyle dava açmak zorunlu hale geldiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, 32000,00 TL sözleşme bedelinin ödeme tarihinden itibaren uygulanacak reeskont faizi ile birlikte ve yapılacak ayrıntılı bilirkişi incelemesinde ortaya çıkacak menfi zararlarına esas olmak, artırılmak üzere 10000,00 TL menfi zararın tahsiliyle taraflarına ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....