Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava dosyasında davacının takibe yapılan itirazın süresinde olmaması nedeni ile menfi tespit davası açtığı, ancak Antalya 2....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/11/2022 NUMARASI : 2022/235 ESAS 2022/421 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Erzin 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 29/11/2022 tarih ve 2022/235 Esas 2022/421 sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE : Müvekkili ile davalı şirket arasında 17/03/2018 tarih ve 1300 sözleşme Nolu 13.000,00- TL bedelli devremülk satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini ve müvekkilinin bu sözleşmeye istinaden 13.000,00- TL ödeme yaptığını, müvekkilinin sözleşmeye dayanarak davalı şirketin sahibi olduğu termal tesisten devremülk edinmek için üzerine düşen bedel ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiğini, buna karşılık müvekkiline sözleşmede belirtilen dairenin teslim edilmediğini, söz konusu sözleşmenin müvekkiline ayrıntılı bilgi verilmeden ve sözleşme maddeleri gösterilmeden aceleye getirilerek imzalatıldığını, müvekkilinin bu...
Davalı sözleşme tarihi itibariyle sigorta yaptırma zorunluluklarının olmadığını, tüketicinin tercihi ile sigorta yapılmadığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan takibin bu nedenle sözleşme ve hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dava, konut kredisi sırasında hayat sigortası yapılmamış davacılar murisinin ödemeler devam ederken vefatı sebebiyle, borcun mirasçılarca ödenmemesi üzerinde başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip ile dayanağı konut kredisi sözleşmesi yönünden menfi tespit ve buna bağlı olarak ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Davacılar murisi ile davalı arasında 2.4.2007 tarihli konut kredisi sözleşmesi imzalandığı, 24.11.2009 tarihinde kredinin yapılandırıldığı, kredi kullananın ödemeler devam ederken 9.12.2012 tarihinde vefat ettiği, bakiye ödemelerin mirasçılarca tamamlanmaması üzerine davacılar hakkında ......
maksadı ile verilen bu teminat senetleri sebebiyle müvekkilin borçlu olmadığı, menfi tespit bu teminat senetlerinin bonoların iptali, takiplerin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....
tüm ödemelerini yaptığını ve böylece sözleşmenin kendisine yüklediği tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, sözleşmenin 3.1 maddesine göre teslim tarihi üzerinden 42 aydan fazla bir süre geçtiğini, ancak projenin kabasının bitirilemediğini belirterek menfi tespit ve ödenen bedelin iadesi talebiyle mahkememize dava açmıştır....
Sözleşmenin iptali ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Bu yetki kuralı kesin olmadığından 6100 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 3. 6502 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesinin beşinci fıkrasında tüketici davalarının, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde de açılabileceği belirtilmişse de bu kural 6100 sayılı Kanun'un yetkiye ilişkin kurallarının yanında bir ek yetki kuralıdır. 4. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir....
Bu yüzden menfi tespit davalarında arabuluculuğun bir dava şartı olduğunun kabulü gerekir. Davanın 22.02.2021 tarihinde açılmış olması karşısında 22.07.2020 tarih ve 7251 S.K la yapılan değişikliğin bu dosyada dikkate alınmasının gerektiği açıktır. Tüketicinin açtığı menfi tespit davasının, Kanunun 73/A maddesinde belirtilen istisnalara dahil olmaması karşısında davadan önce zorunlu arabulucuya gidilerek anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği dava dilekçesine eklenmeden açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin gerekeceğinden ve mahkemece bu sebeple davanın reddine karar verilmiş olması sebebiyle davacının istinaf talebinin 6100 sayılı HMK 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/75 KARAR NO : 2021/567 DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 04/07/2018 KARAR TARİHİ : 28/05/2021 GEREKÇELİ KARAR YAZILMA TARİHİ : 07/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Bakırköy Tüketici Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ..... İnşaat Ticaret A.Ş. aleyhine İstanbul Anadolu .... Tüketici Mahkemesinin ..... Esas sayılı dosyasında tapu iptali ve tescil, sözleşmenin feshi davası açtığını, müvekkili tarafından imzalanarak dava dışı 3. kişi ..........
Davacı bu tür davalarda hukuki yararının bulunduğunu bildirmek ve ispat etmekle yükümlü değildir.Ancak şüphe halinde hukuki yararın mevcut olup olmadığı inceleme konusu yapılır. Tespit davalarında bu arada menfi tespit davasında davacının davanın açılmasında hukuki yararı bulunmalıdır. Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmeli, açıklamalı ve gerekirse ispat etmelidir. (Kuru Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, c.II.s.1368; Hanağası Emel; Davada Menfaat, Ankara, 2009,s.314) Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunu ispat edemezse dava dava şartı olan hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmelidir. Somut olayda davacının, henüz davalı alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılmasını beklemeden menfi tespit istemiyle eldeki bu davayı açtığı anlaşılmaktadır....
Maddesi uyarınca taraflarca ileri sürülen istinaf sebepleri iye sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu ; Dava, kaçak elektrik borcu nedeniyle hazırlanan tahakkuk sonucu menfi tespit ve yeniden abonelik verilmesi talebidir. Dosya içine 26.04.2018 tarihli Elektrik Mühendisi bilirkişiden rapor alınarak hüküm kurulmuştur. Davacı hakkında dosya içindeki kaçak elektrik tespit tutanaklarının incelenmesi sonucu EPTHY 26 maddesine göre yasal şeklide tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmek suretiyle hakkında 21.06.2014 ile 23.05.2017 tarihleri için 35 adet kaçak elektrik tespit tutanağı hazırlandığı tespit edilmiştir. Teknik bilirkişi tarafından tespit edildiği üzere 35 adet kaçak elektrik bedeli davacı tarafından ödenmiştir. Ardından 30.11.2017 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı hazırlanmış ve bedelin ödendiği rapor uyarınca tespit edilmiştir....