İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, 6502 sayılı yasadan kaynaklanan ayıplı ifa nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir. HSK'nın 564 ve 586 sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri işbölümüne ilişkin kararı gereğince, "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğunun belirlendiği, bu sebeple dairemizin istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı kanaatiyle dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46.Hukuk Dairesine gönderilmesine, belirtilen dairece de daha önce görevsizlik kararı verilerek dosyanın dairemize gönderilmiş olması nedeniyle dosyanın görevli dairenin belirlenmesi için Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Taraflar arasında düzenlenen 1.2.1997 tarihli devre tatil sözleşmesinin 27.maddesinde, "Devre tatil sahipleri, ... ve ... içindeki ortak belgelerin tüm altyapı ve çevre tesislerinin tamir, bakım, yenileme ve düzenleme masrafları ile kalite artırıcı ve kullanıma yeni menkul değerler katıcı giderlere katılmakla, yükümlüdürler. Bu konulara ait giderler 2007/14301-2008/3716 işletmeci tarafından tespit edilerek, devre tatil sahiplerine kullandıkları naturhaus büyüklüğü ile devre zamanı dikkate alınarak, paylaştırılır. Diğer yönden tüm işletme yönetim giderleri aynı yöntemle tespit edilir ve paylaştırılır. Naturland İşletmecisi çağdaş üstün kaliteyi ve yaşam standartlarını sürekli hedef almayı ve tüketicinin bu ilkeler çerçevesinde en üst düzeyde korumak niyetiyle, işletme sistemini sürekli geliştirir. Bu anlamda yapılacak modernizasyon giderleri, işletme gideridir ve paylaştırılır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/03/2021 NUMARASI : 2020/216 ESAS 2021/100 KARAR DAVA KONUSU : Tüketici Tarafından Açılan Devre Tatil Sözleşmesinden Kaynaklanan KARAR : Hatay 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) 18/03/2021 tarih ve 2020/216 Esas 2021/100 sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE : Müvekkili ile davalı-satıcı şirket arasında, Hatay ili Erzin İlçesi Başlamış Mahallesi Dümbürdek Mevkii, 1.pafta 978 sayılı taşınmaz üzerine inşa edilecek Erzin İsos Termal Sağlık Merkezi tesisinde 3.Blok 5.Kat, 3517 nolu dairenin devre mülk satışı ve 33.400,00- TL bedel karşılığında davacıya tapuda devri konusunda 19/07/2019 tarihli sözleşmeyi imzaladıklarını, anılan sözleşmeye göre 19/07/2022 tarihinde devre mülk inşaatının tamamlanarak davacıya teslim edileceğini, sözleşme yükümlülüğü gereği davacının 3.400,00- TL tutarındaki ilk taksiti...
Davalı vekili, davanın konut satış sözleşmesinden kaynaklandığını, dava konusu taşınmazın ... İlçesinde, ... adliye sınırları içerisinde olduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemesi olduğunu ileri sürerek, davacının muaccel olmayan taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla ... İlçesi mülki hudutları içerisinde olduğu gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığını belirtilerek bu dava açılmıştır....
Devre tatil ve uzun süreli tatil sözleşmeleri, ilk defa 07.11.2013 tarihli 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’unda (6502 sayılı Kanun) ve bu Kanuna dayalı olarak çıkartılan ve 14.01.2015 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde (Yönetmelik) düzenlenmiştir. 4. 6502 sayılı Kanun ile Yönetmelik' te genel olarak devre tatil sözleşmesi düzenlenmiş; ayni hakka dayalı sözleşmeler devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet veya hisseli gayrimenkul sözleşmesi olarak, şahsi hakka dayalı sözleşmeler ise, devre tatil sözleşmesi olarak nitelendirilmiştir....
Davacı, davalı ile devre tatil sözleşmesi imzaladığını ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmeden caydığını belirtmek suretiyle yapılan ödemelerin iadesi ile ödenmeyen bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş; davalı, davacının üyeliğinden kaynaklanan 2012 yılı kullanım hakkını kiraladığını ve bu kiralama bedeli olan 800 Euro’nun davacıya imzası karşılığında nakden ödendiğini, artık davacının sözleşmeden caymasının iyiniyet kaideleri ile bağdaşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiş; mahkeme ise, satın alınan tatil hakkının tecrübe- muayene edilmemiş olması nedeniyle cayma hakkının olduğunu benimsemiş ve davalının devre tatil hakkının davacı tarafından kiralandığı yönündeki iddiasına, 10 yıl süreli sözleşmede toplam bedelin 3500 Euro olması, yıllık bedelin ise 350 Euroya eşit olacağı dikkate alındığında devre tatil hakkını her yıl kiraya verecek olan tüketicinin 10 yılda 8000 Euro elde edeceği, 3500 Euro sözleşme bedeli düşüldüğünde 4500 Euro net...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Uyuşmazlık, devre tatil sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 08.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından, taraflar arasında 08.04.2001 günlü devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların”da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Tüketici Mahkemesi özel bir mahkeme olup, resmi şekilde düzenlenmeyen devre mülk sözleşmesine dayalı davanın özel mahkeme durumundaki Tüketici Mahkemesinde görülemeyeceği 02.03.2005 gün ve 2005/13-165-120 sayılı kararla Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun da kabulünde olup, uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemeler görevlidir. Bu durumda, davaya bakmakla görevli mahkeme, ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesidir....
K A R A R Davacı, davalı... şirketi ile 30.6.2009 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı şirketin de tesisin maliki olduğunu, davalıların sorumluluklarını yerine getirmediğini, bu nedenlerle fesih koşullarının oluştuğunu ileri sürerek sözleşmenin feshi ile ödenen bedel ile, tazminat ve aidat bedelinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar davanın reddini savunmuşlardır....
Mahkemece; sözleşmenin Devre Tatil Sözleşmesi niteliğinde olduğu, Devre Tatil Sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda 4077 sayılı Kanunun 6/B ve 23.maddeleri uyarınca tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. 4077 sayılı Kanunun 6/B maddesinde devre tatil sözleşmesi; en az üç yıl süre için yapılan ve bu süre zarfında yıl içinde belirli veya belirlenebilecek ve bir haftadan az olmayacak bir dönem için bir veya daha fazla taşınmazın kullanım hakkının devri veya devri taahhüdünü içeren sözleşme olarak tanımlanmıştır. Yani devre tatil sözleşmesinde devre tatil sahibi yaptığı sözleşme çerçevesinde yılın belirli bir dönem veya dönemlerinde tesislerden yararlanma hakkını elde etmektedir....