Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise, kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır. (Yargıtay 23. HD'nin 2014/1825 E. 2014/7542 K., 2015/5450 E. 2016/2833 K., 2015/8955 E. 2016/2043 K. sayılı ilamları) Yukarıda belirtilen Yargıtay İçtihatından da anlaşılacağı üzere, muvazaa iddiasına dayalı olarak açılan sıra cetveline itiraz davasında ispat yükü davalı alacaklıdadır....

"İçtihat Metni"Mahkemesi :... 2.İcra Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, dava dışı borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde davacıya 20.000 YTL pay ayrılmasının hatalı olduğu, toplam alacak tutarı olan 76.323.56 YTL'nin davacıya ödenmesi gerektiği iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasında, icra mahkemesince davacı lehine tesis edilen ipoteğin üst sınır ipoteği olduğu ve limit tutarının dikkate alındığı sıra cetvelinin hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    İcra Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, dava dışı borçluya ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde, imtiyazı bulunmayan davalıya garameten pay ayrılmasının hukuka aykırı olduğu iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. İcra Mahkemesince davacı haczinin 3.11.2006, davalı ... haczinin ise 10.11.2006 tarihli olduğu; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 21 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca sıra cetvelinin yerinde bulunduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Diğer anlatımla, muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır....

      HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Sıra cetveline itiraz edebilmek için davacının, itiraz üzerine düzenlenen yeni sıra cetveline girebilme hakkı bulunmalı, bunun için de bedeli paylaşıma konu mal ya da hak üzerinde geçerli bir haczi mevcut olmalıdır. Bu nedenle davacının haczinin mevcut ve geçerli olduğunun öncelikle incelenmesinde yasaya aykırı yön yoktur. İcra ve İflas Kanunu'nun genel sistemine göre üçüncü kişilerdeki mal ve haklar ancak Yasa’nın 89’uncu maddesindeki usulle haczedilebilir. Yasa’nın 88’inci maddesi üçüncü kişide bulunan “taşınır mallar”ın haczinden söz edildiğine göre henüz mevcut olmayan malların ve tahakkuk etmemiş alacakların tezkere ile haczedilmesi mümkün değildir. Bunun için malın mevcut olması; diğer hak ve alacakların ise tahakkuk etmiş, eşya hukuku anlamında taşınır mal sayılabilecek şekilde somut olarak ve sınırları belli biçimde ortaya çıkmış olması gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan davalı ...'nun alacağının muvazaaya dayandığını ve gerçek bir alacağın mevcut olmadığını ileri sürerek, davalı alacaklı...'ın sıra cetvelinden çıkarılmasına ve payının davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, dava dışı borçlu ile müvekkili arasındaki ödünç sözleşmesi gereğince takip yapıldığını, alacağının gerçek olduğunu ve muvazaa bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

          İnceleme ve Değerlendirme; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22/09/2022 tarihli 2019/(23)6- 52 E. 2022/1141 K. sayılı ilamında muvazaa iddiası ve ispat yükü ve yöntemi açıklanmıştır. Anılan ilam; "...Sıra cetvelinin tebliğinden itibaren her alacaklı ilgilileri aleyhine genel mahkemede dava açmak suretiyle sıra cetveline itiraz edebilir. Davacı, sıra cetveline alınmış olan alacaklının alacağının esas veya miktarına itiraz eden alacaklıdır. Her alacaklı aynı veya kendisinden önceki dereceye yahut sıraya dâhil alacaklı hakkında itiraz edebilmek imkânına sahiptir. Yararı bulunmayan alacaklının itirazı dinlenmez. Örneğin birinci sıradaki alacaklının kendisinden sonraki sıralara müdahale niteliğindeki itirazları kural olarak dinlenmez (Deynekli, Kısa, s. 143). Muvazaa, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla fakat kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmeyen bir görünüş yaratmak hususundaki anlaşmalara denir....

          . - K A R A R - Davacı vekili, borçluya ait taşınmazın satıldığını, düzenlenen sıra cetvelinde tüm paranın ipotek alacağına ödendiğini, borçlu taşınmazı üzerinde tesis edilen davalı ipoteğinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalıya ayrılan payın müvekkili dosyasına ödenmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; sıra cetveline konu taşınmaz üzerine işlenen davalıya ait ipotek şerhlerinin davacının alacağının doğum tarihinden önce tesis edildiği, davacının kendi alacağının doğumundan önce tesis edilen ipotek ve buna bağlı alacakla ilgili olarak muvazaa iddiasıyla sıra cetveline itiraz edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, İlk derece mahkeme kararı ve gerekçelerinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

            HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2020 NUMARASI : 2019/300 ESAS - 2020/186 KARAR DAVA KONUSU : Sıra Cetveline İtiraz KARAR : Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye 8. Hukuk Mahkemesi'nin 2019/300 Esas sayılı dosyası ile açılan sıra cetveline itiraz davasında 03/12/2020 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA: Davacı vekilinin ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; Konya 8....

            Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın sıra cetveline itiraz olarak isimlendirildiği ancak yargılama aşamalarında tarafların açıklamaları ve toplanan delillere göre davanın tasarrufun iptali davası niteliğinde bulunduğu, asıl dava ve birleşen davada davacıların aynı taşınmaz satışlarına yönelik muvazaa iddiasıyla sıra cetveline itiraz ettikleri, tasarrufun iptali isteminin sıra cetveline itiraz davasında tartışılamayacağı, ayrıca asıl davada davacı ..........nin tasarrufun iptali davası açmış bulunduğu göz önüne alındığında asıl davanın ve birleşen davanın reddi gerektiği belirtilerek, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl davada davacı vekili, asıl davada davalı- birleşen davada davacı ... vekili temyiz etmiştir. .../... S.2 Asıl ve birleşen dava, sıra cetveline itiraza ilişkindir. Somut olayda, asıl ve birleşen davada davalı ...'...

              UYAP Entegrasyonu