Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sürekli kısmi göremezlikte sigortalıya bağlanacak gelir, tam göremezlik geliri gibi hesaplanarak bunun göremezlik derecesi oranındaki tutarı kendisine verilir.Sürekli kısmi veya sürekli tam göremez durumundaki sigortalı, başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise bu gelir % 50 artırılır. 96/4 .maddesinde "İş göremezlik derecesi % 25 ve daha yukarı olanlara bu Kanunun 20 nci maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca bağlanacak sürekli kısmi göremezlik gelirinin aylık tutarı Kanunun 78 inci maddesi uyarınca tespit olunacak günlük kazanç alt sınırının 30 katının % 70' inden az olamaz." hükmü mevcuttur....

Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; kazalı sigortalının sürekli göremezlik derecesinin %12,1 olarak tespit edildiği ve bu oran üzerinden gelir bağlandığı, 01.01.2013 tarihine kontrol kaydı verildiği, kontrol tarihi itibariyle kazalı sigortalının göremezlik derecesinin %7,2 'ye düşmesi sebebiyle, bağlanan gelirin fiili ödemeye dönüştüğü anlaşılmakla, başta dava edilebilir olan alacak tutarının sürekli göremezliğin kontrol kaydı sonucundan önceki sürekli göremezliğin derecesine göre bağlanan, gelir kapsamında belirlendiği görülmektedir. Davanın kısmen reddi davanın açılmasından sonra sigortalıda saptanan sürekli göremezliğin kontrol muayenesi sonucu %12,1’den, %7,2'ye düşmesi nedenine dayalı olup, mahkemenin kabulü de bu yönde olmasına rağmen, davacı Kurum aleyhine vekalet ücreti hükmedilmemesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

    Yargılama aşamasında davalı vekilince, kazası sonucu sürekli göremez duruma gelen sigortalının Kurumca belirlenen sürekli göremezlik derecesine itiraz edilmesi karşısında, sigortalının tedavisine ilişkin belgeler tüm içerikleriyle getirtilip, bu kapsamda 506 sayılı Kanunun 109’uncu maddesinde öngörülen prosedür ile 28.06.1976 gün ve 6-4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı da gözetilerek, davacı Kurum yönünden bağlayıcı niteliği bulunan Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporuna davalı tarafından itiraz edildiği takdirde sigortalının meslekte kazanma gücünü hangi oranda yitirdiği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ilgili Kurulu aracılığı ile belirlenmeli, itiraz durumunda bu kez anılan Kurum Genel Kurulundan rapor alınarak oran kesinleştirildikten sonra, kesinleşen sürekli göremezlik derecesi dikkate alınıp, bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile sosyal yardım zammı tutarı açıklıkla saptanarak elde edilecek sonuca...

      V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME: Dosya kapsamından Kurum’un kaza olayını kazası olarak kabul ettiği, davacının sürekli göremezlik oranının Kurum Sağlık Kurulu tarafından %26,00 olarak belirlendiği, aynı oran üzerinden davacıya ilk peşin değerli sürekli göremezlik geliri bağlandığı, davacı vekilinin 15/12/2016 tarihli 11. celsede açıkça Kurum’un belirlediği orana bir diyecekleri olmadığını beyan ettiği, davalı tarafın itirazı üzerine Adli Tıp Kurumu 3....

        Kurumu İhtisas Dairesi ile üst kurul ise 04.10.2014 tarihinde kazası geçiren davalı sigortalının lomber diskopatinin kazası tarihinde olup olmayacağının bilinemeyeceği, sürekli göremezlik oranına sahip olduğu rahatsızlık arasında illiyet bağı kurulamadığı belirtilerek maluliyet oranına mahal olmadığı belirtilmiştir. Bu sonuç varsayıma dayalı olduğu gibi Daire ve üst kurulun sigortalıda ki rahatsızlığın sürekli göremezlik oranını tespit etmeli, daha sonra ise bilimsel verilere ve sigortalının rahatsızlıklarını belirterek, 04.10.2010 tarihinde kuyruk sokumu üzerine düşmesi sonucu yaralanan ve tedavi gören sigortalının rahatsızlığına ne kadar etki ettiğini, bunun sürekli göremezlik oranına etkisini, kısaca illiyet bağını değerlendirmeli idi. Diğer taraftan Daire ve üst kurul göremezlik oranının sigortalının önceki rahatsızlığından da kaynaklandığını tespit edememiş, bilinememezlik üzerinden giderek varsayımsal hareket etmiştir....

          TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait olan Tunçbilek Termik Santrali İşletmesinde çalışan davacıya, işitme kaybı hastalığı nedeniyle %13.3 sürekli göremezlik derecesi üzerinden gelir bağlandığını, davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasında alınan Adli Tıp Kurumu raporunda; davacının anılan işitme kaybı nedeniyle sürekli göremezlik derecesinin %27 olduğunun tespiti üzerine sürekli göremezlik derecesinin güncellenmesi için Kuruma başvurduklarını ancak Kurumun olumsuz cevap verdiğini ileri sürerek davacının işitme kaybı rahatsızlığının başlangıcının 2002 yılı olduğunun ve sürekli göremezlik derecesinin %27 olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

          Sürekli göremezlik oranının düşmesi halinde; sürekli göremezlik oranının en başından itibaren mi, yoksa azalma kaydıyla mı değiştiği tespit edilmeli, sürekli göremezlik oranındaki düşmeye bağlı olarak değişime uğrayan gelir, yüksek göremezlik oranı nedeniyle bağlanmış bulunan başlangıçtaki gelir olduğundan, gelir hesabındaki unsurlardan biri olan göremezlik oranındaki düşme karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen göremezlik oranına uyarlanması gerektiği dikkate alınmalı, bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin başladığı tarih itibariyle düşen göremezlik oranına göre belirlenmesi zorunlu olduğundan, başlangıçtaki yüksek göremezlik oranı nedeniyle fazladan (yüksek göremezlik oranı ile düşen göremezlik oranı arasındaki fark göremezlik nedeni ile) ödenen fark gelirlerin, yeni oran üzerinden belirlenmiş olan peşin sermaye değerli gelire ilavesi ile, yapılacak hesaplamanın da yüksek göremezlik oranına göre belirlenen ilk peşin sermaye değerli gelirden...

          Bu hallerde, peşin sermaye değerli gelirin, gelir başlangıç tarihi itibarıyla, artan göremezlik oranına göre belirlenmesi; yeni oran üzerinden belirlenmiş olan bu peşin sermaye değerli gelirden, gelir başlangıç tarihinden, sürekli göremezlik derecesinin yükseldiği tarihe kadar ödenen gelirin, düşük göremezlik oranı ile, artan göremezlik oranı arasındaki fark göremezlik oranına karşılık gelen miktarının mahsubu gerekecektir. Öte yandan, başlangıçtaki gelir onay tarihinin esas alınması gereği de, dikkate alınmalıdır. Somut olayda; hükme esas alınan hesap raporunun anılan ilkelere uygun düzenlendiği, hüküm tesisine elverişli ve yeterli bulunduğu, davalının kusur oranına göre tazminle yükümlü olduğu tazminat tutarının yapılan açıklamalara uygun bir biçimde belirlendiği anlaşılmaktadır....

          Anılan maddeye göre kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli göremezlik gelirine hak kazanacağı, kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir....

            İhtisas Kurulu raporu ile % 45,2 olarak belirlendiği, bilirkişi hesap raporunda % 45,2 maluliyet oranı dikkate alınarak maddi zararın belirlendiğinin ve fakat SGK tarafından % 36,2 sürekli göremezlik oranı üzerinden hesap edilen ilk peşin sermaye değerinin rücuya kabil kısmının tenzil edildiğinin ve maddi zarar talebinin bu şekilde belirlenerek hükme bağlandığının, davacının kazası nedeniyle oluştuğu iddia edilen sürekli göremezlik oranının açıklanan prosedür izlenerek tespiti yapılmadığının anlaşılmış olması karşısında, davacının sürekli göremezlik oranının belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre, hesaplanacak zararlar yönünden karar verilmesi gerektiği ” denilmek suretiyle bozulduğu, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının sürekli göremezlik oranının Adlî Tıp İkinci Üst Kurulu’nun 17/09/2020 tarihli rapor ile % 36,2 olarak kesinleştirildiği, hesap bilirkişiden güncel veriler esas alınarak alınan 12/03/2021 tarihli raporda davacının sürekli göremezlik...

              UYAP Entegrasyonu