WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yerseli arasında imzalandığı, sözleşme nedeniyle verilecek taşınmazın hisse tapusunun 23.07.2015 tarihinde sözleşmenin tarafı olan davacı ... Yerseli'nin duruşmada yer alan beyanına göre bilgi ve muvafakati dahilinde davacının eşi Meryem Yerseli adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu husus tarafların da kabulünde olup, ihtilafsızdır. 6098 sayılı TBK.nun 205.maddesinde sözleşmenin devri hususu düzenlenmiş olup, 2.fıkrada sözleşmeyi devralan ile devreden arasında yapılan ve sözleşmede kalan diğer tarafça önceden verilen izne dayanan veya sonradan onaylanan anlaşmanın da sözleşmenin devri hükümlerine tabi olduğu, 3.fıkrasında ise sözleşmenin devrinin geçerliliğinin devredilen sözleşmenin şekline bağlı olduğu gösterilmiştir....

    Davalı vekili, görev itirazında bulunarak, sözleşmenin imzalandığı anda taşınmazların bulunduğu alanda imar planının mevcut olduğunu, sözleşmenin imzalanmasından sonra imar planlarının iptal edildiğini, kaldı ki işbu mahkeme kararınında Danıştay incelemesinde olup henüz kesinleşmediğini, diğer paydaşlarla sözleşme imzalanmamış olmasının sözleşmenin geçerliliğine engel teşkil etmeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

      -K A R A R- Davacılar vekili, müvekkilleriyle davalının 123 parsel sayılı taşınmaz üzerine konut yapılmasını konu alan 03.08.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesini akdettiklerini, sözleşmenin 5. maddesi uyarınca sözleşmenin imza tarihinden itibaren 24 ay içerisinde davalının inşaatı imal ederek meskenlerden müvekkillerinin hissesine düşenleri teslim etmesi gerektiğini, davalının arazi üzerine tabela ve bayrak dikmek dışında hiçbir inşai işlemde bulunmadığının tespit edildiğini, inşaat ruhsatının alınmadığını, davalının buna rağmen, süresi bitmiş sözleşmeyi tapuya şerh verdiğini, müvekkillerinin işi başkasına yaptırtmak arzularını davalıya 06.08.2012 tarihli ihtarname ile bildirdiklerini, davalının da 17.08.2012 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshi ihbarında bulunduğunu, davalıya cevaben keşide edilen 31.08.2012 tarihli ihtarname ile müvekkillerinin de akdi feshettiklerini, cezai şart ve haksız şerh nedeniyle uğranılan zararın davalıya bildirildiğini, sözleşmenin...

        CEVAP : Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı taraf arasında 01/05/2014 tarihli Taşıt Tanıma Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşme süresinin sözleşmenin 7.maddesine göre 3 yıl olup; aynı madde hükmü ile sözleşmenin sona erme tarihinden 3 ay önce tarafların herhangi bir ihtarda bulunmamaları halinde sözleşmenin aynı süre ile uzayacağının belirlendiği, taraflarca sözleşmenin bitiminden 3 ay öncesinde herhangi bir bildirim yapılmadığından sözleşmenin aynı süre ile uzadığı, ancak davacı tarafın 19/04/2017 tarihinde müvekkili şirkete mail atarak sözleşmenin fesih edilmesinin istediği, 20/04/2017 tarihinde ise; müvekkili şirket tarafından davacı tarafa iskonto oranlarında %3 oranında revize yapılacağı, sözleşme bitim tarihinden 3 ay önce bildirimde bulunulmadığı için sözleşmenin aynı süre ile uzadığı, davacı tarafın mağdur olmaması için müvekkili şirket ile çalışmaya devam etmeleri hususunda mail atıldığı ve davacı taraf ile uzlaşma yoluna gidildiği, revize...

          Holding hakemliği kabul edip değerlendirme yapsaydı ve davalının talebini yerinde görseydi 8.3 madde gereğince fesih gerçekleşecek ve bu durumda aynı madde gereğince davacının tazminat talep hakkı olmayacağı, somut olayda hakem prosedürünün işletilmesi mümkün olmadığına göre sözleşmenin 8.3 maddesi gereğince sözleşmenin feshedilmesi imkanı kalmadığı, bu durumda sözleşmenin diğer maddelerinde yer alan feshe ilişkin hükümlerin irdelenmesi gerektiği, sözleşmenin 8.1 maddesine göre; davacı, tedarikçinin sözleşme uyarınca üstlendiği yükümlülükleri yerine getirilmemesi durumunda davalının tedarikçiye ihtarda bulunması, 3 günlük süre içinde ihlalin düzeltilmemesi halinde davalının fesih hakkı doğacağı, oysa davalının davacıya sözleşmenin 8.1 maddesi gereğince ihbarda bulunduğu ve 3 günlük süre verdiğine ilişkin bilgi ve belge sunulmadığı, esasen davalı da 8.1 madde gereğince sözleşmenin feshedilmiş olduğu konusunda bir savunmada bulunmadığı, aksine fesih gerekçesini sözleşmenin 8.3 maddesine...

            Sözleşme serbestliği ve özgürlüğünün; sözleşme yapıp yapmama, sözleşmenin karşı tarafını seçme, sözleşmenin içeriğini, tipini ve şeklini belirleme, sözleşmenin içeriğini değiştirme ve sözleşmeyi ortadan kaldırma gibi biçimleri bulunmaktadır. 7. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) “Sözleşme özgürlüğü” başlığı altındaki 26 ncı maddesinde; tarafların kanunda öngörülen sınırlar içinde, sözleşmenin içeriğini özgürce belirleyebilecekleri kabul edilmiştir. “Sözleşmenin içeriği” kavramından anlaşılması gerekenin ne olduğu kanunda açıkça belirtilmemiş olmakla birlikte doktrinde tarafların yapmış oldukları sözleşme kapsamında, üzerinde anlaşmaya vardıkları her şeyin sözleşmenin içeriğine dâhil olduğu ifade edilmektedir. Tarafların belirlediği edim veya edimler, bu edimlerin nerede ve ne zaman yerine getirileceği, yan edim ve yükümlülükler, sözleşmenin şekli, tarafların yapmaması gereken fiil ve davranışlar ile pek çok şey sözleşmenin içeriğine dâhildir. 8....

              Mahkememizce verilen 12/06/2020 tarihli ara karar ile dosyanın aynı bilirkişi heyetine tekrar verilerek önceki görevlendirmeye uygun olmayan bilirkişi raporunu; taraflar arasındaki sözleşmenin başlangıç tarihi olan 15.05.2013 ile sözleşmenin fesih tarihi olan 13.10.2015 tarihleri arasındaki davacının kârının ne kadar olduğunun ve hesaplanan taraflar arasındaki sözleşmenin başlangıç tarihi olan 15.05.2013 ile sözleşmenin fesih tarihi olan 13.10.2015 tarihleri arasındaki davacının kârına göre davacının sözleşme feshedilmeseydi fesih tarihi olan 13.10.2015 ile sözleşmenin olağan bitiş tarihi olan 15.05.2018 tarihi arasındaki yoksun kaldığı kârın tespit edilerek ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, 07/08/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda; Taraflar arasındaki sözleşmenin başlangıç tarihi olan 15.05.2013 ile sözleşmenin fesih tarihi olan 13.10.2015 tarihleri arasındaki davacının karı: 2.694.064 TL, hesaplanan taraflar arasındaki sözleşmenin başlangıç tarihi olan 15.05.2013 ile sözleşmenin...

                Her ne kadar davacı vekili tarafından sözleşmenin Eylül ayı itibariyle yenilendiği ve davacı şirketin sözleşmenin Eylül ayında yenilendiği inancıyla hareket ettiği beyan edilmiş ise de, taraflar arasında imzalanan sözleşmede sözleşmenin imza tarihinden itibaren 1 yıl geçmesiyle herhangi bir ihtara gerek olmaksızın uzayacağının kararlaştırıldığı, bu kapsamda sözleşmenin 01/03/2017 tarihinde imzalandığı dikkate alındığında 01/03/2018, 01/03/2019 ve 01/03/2020 tarihlerinde yenileneceği hususu izahtan vareste olup, davacı vekilinin aksi yöndeki beyan ve talepleri mahkememiz nezdinde kabul görmemiştir....

                  Davalı vekili, sözleşme ile kararlaştırılan promosyon bedelinin bir defaya mahsus olmak üzere sözleşmenin başında ve peşin ödenen bir tutar olduğunu, sözleşmeye uygun olarak davacılara 52.000 TL tutarında promosyon bedelinin ödendiğini, dava konusu sözleşmenin ....05.2011 tarihinde sona erdiğini, sözleşmenin yürürlükte olduğu ... yıllık süre boyunca taahhüt ettikleri ortalama tutarın çok altında ödeme gerçekleştiren davacı şirketlerin tahsil ettikleri promosyon tutarını sözleşmenin 38. maddesine göre eksik tutar oranında iade etmeleri gerektiğini, kendi edimini yerine getirmeyen davacıların karşı taraftan edimini yerine getirmesini isteyemeyeceğini, müvekkilinin doğan zararını tazmin ve cezai şart talep haklarını saklı tuttuklarını savunarak davanın reddini istemiştir....

                    Noterliği'nin 09.05.2007 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiklerini bildirdiklerine ve yükleniciler tarafından da 24.03.2008 tarihinde açılan karşı davada sözleşmenin feshi nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduklarına göre, tarafların iradelerinin sözleşmenin feshi konusunda uyuştuğu sonucuna varılmaktadır. Tarafların iradeleri 08.05.2007 tarihli sözleşmenin feshi konusunda birleştiğinden, mahkemece sözleşmenin feshedildiğinin tesbitine karar verilmesiyle yetinilmesi gerekir.Mahkeme kararında 08.05.2007 tarihli sözleşmenin davacı arsa sahipleri tarafından geçerli bir nedene dayanmaksızın ve yasal şartları gerçekleşmeksizin feshedildiğinden sözedilmiş, karar arsa sahipleri tarafından temyiz edilmemiştir. Mahkemenin bu belirlemesine göre davalı yüklenicilerin fesih davası yönünden yargılama gideri ve vekâlet ücreti ile sorumlu tutulmaları doğru olmamıştır....

                      UYAP Entegrasyonu