Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, aralarındaki sözleşmenin 3. maddesi hükmüne göre süreli olan sözleşmenin yenilenmediğinin davacıya bildirildiğini, bununda sözleşmeden doğan hakları olduğunu, sözleşmeye göre hak ettiği ücretlerinin davacıya ödendiğini, dosyaların gereği gibi takip edilmediğini, davacının ihmali olduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur....

    Taraflar arasında 21.02.2019 tarihinde imzalanan elektrik enerjisi satış sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin 7.1. Maddesinde; sözleşmenin abone tarafından sözleşmedeki fesih koşulları dikkate alınmadan feshedilmesi veya işyerinin tahliye edilmesi veya başka bir tedarikçiye geçilmesi durumunda son 12 ay içerisindeki en yüksek faturanın iki katı cezai şartın ödeneceği, herhangi bir taraf sözleşmenin süresinin dolmasından en az üç ay önceden sözleşmenin yenilenmeyeceği bildirimini yapmaması halinde sözleşmenin 1 yıl daha uzayacağının kararlaştırıldığı, Sözleşmenin 4.3. Maddesinde faturanın vadeden itibaren 7 gün içerisinde ödenmemesi halinde fesih hakkının olduğu, yine sözleşmenin 7.2 maddesinde abonenin yükümlülüklerine uymaması halinde sözleşmenin tek taraflı feshedileceği düzenlenmiştir. Davalının fatura ödemelerinde gecikme yaşandığı ve sözleşmenin 4.3 ve 7.2 maddelerine göre davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği anlaşılmıştır. Sözleşmenin 7.1....

      Öncelikle belirtilmesi gerekirki; 750.000,00 TL bedelle 3 yıl süreli bir sözleşme yapıldıktan ve 8 ay geçtikten sonra aynı konumda yine 3 yıl süreli ve tarafları isim dışında aynı olduğu anlaşılan yeni bir sözleşmenin yapılması ve daha yüksek bedelle edim altına girilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Ayrıca sözleşme üzerinden 8 ay geçmesi ayrıca 3 yıllık yeni bir sözleşmenin edimlerini yerine getirmesine rağmen ilk sözleşmedeki edimlerin hiç talep edilmemesi de hayatın olağan akışına aykırıdır. Öte yandan 11.06.2011 tarihli sözleşmenin 5. maddesinde ''Sözleşmenin imzalanması öncesinde danışmana avans olarak 100.000,00 TL ödendiği bu miktarın ödemelerden mahsup edileceği'' hükmü mevcuttur. 05.10.2010 tarihli sözleşme uyarınca verilen 100.000,00 TL avansın bu sözleşmeden mahsup edilmesi kararlaştırıldığına göre ilk sözleşmenin uygulanmayacağı ikinci sözleşmenin bu sözleşmenin yerine geçeceği sonucuna varmak gerekir....

        geçmesi ile sözleşmenin münfesih hale geleceğinin'' bildirildiği, bu ihtarname dikkate alındığında, davalının sözleşmenin 13. maddesinin 1. fıkrasının üçüncü cümlesinde öngörülen fesih bildirimi yoluyla sözleşmeyi feshettiğinin anlaşıldığı, bunun için davacının temerrüde düşmüş olması gerekmediği, gibi davacıya süre tayin edilmesinin de gerekmediği, hükümde açıkca 3 (üç) ay önceden bildirimde bulunmak kaydıyla sözleşmenin her zaman feshedilebileceğinin öngörüldüğü, burada temerrüdün şart olmadığının açık olduğu, çünkü aksinin kabulü halinde hem temerrüdün olacağı, hem de 30 gün süre verilerek temerrüdün giderilmesinin isteneceğini, ardından temerrütteki borçluya 3 ay sonra geçerli olacak fesih bildiriminde bulunulacağını, bunun ise temerrüt sebebiyle feshin mahiyetine aykırı olduğu, hükmün ifade tarzının da bu yolun birinci cümledeki temerrüt sebebiyle fesihten farklı olduğunu gösterdiğini, bu itibarla sözleşmenin feshinin haklı olduğu, yine sözleşmenin 13.5 maddesi gereği fesihten dolayı...

          Davacının, sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle, ödenmeyen aylık ücretlerini, tahsilatla sonuçlanan veya henüz tahsilatla sonuçlanmayan ancak tahsilatı mümkün hale gelen ve tahsilat yapılabileceği kabul edilebilecek dosyalardan dolayı, sözleşmenin 3. maddesinde belirtilen ücretleri isteyebileceğinin kabulü, hakkaniyet ilkelerinin gereğidir. Davacı, sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle halen devam eden, sonuçlanmayan ve ne olacağı belli olmayan dosyalardan dolayı ise yine sözleşmenin 3. maddesinin son fıkrası hükmüne göre bir ücret isteyemeyecektir....

            yatırılan 47.000,00 TL ile 190.000,00 TL'lik banka teminat mektubuna tedbir konularak irad kaydedilmesinin engellenmesini ve sözleşmenin fesih kararı üzerine tedbir konulmasını istemiştir....

              a ait olan 15 numaralı daireyi yine danışıklı bir şekilde beş yıllığına kiraya verdiğini, tespit yaptırıldıktan sonra bir kısım dairelerin balkon korkulukları, pimapen pencere ve kapılarının söküldüğünü ileri sürerek, sözleşmenin ileriye etkili feshi ile yüklenicinin edimine göre devri gereken bağımsız bölümün tespiti, müdahalenin men'i, ... için 5.000,00 TL, ... için 2.000,00 TL kira bedelinin ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin feshi nedeniyle 2.000,00 TL müspet zarar ve ayıplı işler bedelinin tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 658.648,75 TL'ye artırmıştır. Asli müdahil vekili, sözleşmenin süresinde bitirilmediğini, müvekkilinin sözleşmenin iptali ile doğrudan ilgisi bulunduğunu ileri sürerek, sözleşmenin iptalini talep etmiştir....

                Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşme hükümlerine göre nihai uygulamanın ...... ve ilçe belediyesinin kararları ve tasdikli plan esas kabul edilerek ve uygulamanın buna göre yapılacağının belirlendiği, bu şekilde sözleşmenin taliki şarta bağlandığı, taliki şartın gerçekleşmeyeceğinin ..... Belediyesi yazısından anlaşıldığı bu haliyle sözleşmenin feshinde davacının haklı olduğu plan tadillerinin mücbir sebep kabul edilmesi gerektiği ve idarenin işlemlerinin uzaması sebebi ile yükleniciye kusur izafe edilemeyeceği, sözleşmenin ifa edilmesinde objektif imkansızlığın bulunduğu davalı tarafın bu objektif imkansızlığın oluşmasında bir kusurunun olmadığı, sözleşmenin 7. maddesinde mücbir sebep halinde davalıdan tazminat talep edilemeyeceği yazılı olduğu gerekçesiyle sözleşmenin feshi talebinin kabulüne tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

                  Mahkemece, davanın kabulüne, 31/01/2013 tarihli sözleşmenin davalı kurum tarafından 18/12/2013 tarih, 95524544 sayılı yazı ile fesih edilmesine ilişkin işlemin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki dava ile davalı Kurum tarafından tıbbi cihaz ihtiyacı olan hastaların, personelleri aracılığıyla davacının merkezine yönlendirildiği iddiası ile sözleşmenin feshine ilişkin işlemin iptalini istemiş; davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşme içeriğine göre yönlendirme yapılması durumunda sözleşmenin feshedileceğine ilişkin herhangi bir hükmün bulunmadığı, ayrıca sözleşmenin feshine konu edilen tanık Meliha Selin Erdoğan’ın uyku merkezinde tedavi olmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....

                    Dava ve icra takibine dayanak 22 Kasım 2010 tarihli danışmanlık ücret sözleşmesinin 5. maddesi uyarınca danışmana ödenecek ücret iade alınan katma değer vergisinin %4'ü olarak belirlenmiş, sözleşmenin 8. maddesinde ise “Bu sözleşme vergi mahkemesinde görülen davanın karar kesinleşmesinden önce tahsil edildiğinde hüküm ifade edecektir. Yani bu sözleşme davadan önce tahsilat için yapılmıştır. Mahkeme kararından sonra mahkeme kararına göre tahsilatta bu sözleşmenin hükmü olmayacaktır” düzenlemesi mevcuttur. Sözleşmenin 8. maddesinde; sözleşmenin, vergi mahkemesinde görülen davanın kesinleşmesinden önce hüküm ifade edeceği, ancak her halde sözleşmenin davadan önce tahsilat için yapıldığı, mahkeme kararından sonra, mahkeme kararına göre tahsilatta bu sözleşmenin hükmü olmayacağı açıkça düzenlenmiştir. Dosya kapsamından KDV iadesinin mahkeme kararı gereği tahsil edildiği anlaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu