Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılardan Yakup, Ahmet ve ... davanın reddini savunmuşlar, davalı ... 29.05.2009 tarihli keşif sırasında davayı kabul etmiş, diğer davalı ... yargılamalara katılmamış ve savunmada bulunmamıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için sözleşmenin ifa olanağının mevcut olması gereklidir. Elbirliği ortaklığına konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaad etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır....

    Kaynağını Borçlar Kanunu’nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 706 (önceki Medeni Kanunun 634) ve Noterlik Kanunu’nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716 (önceki Medeni Kanun 642) maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03/06/2013 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10/12/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili; davalı ...'nün (kendi adına asaleten ve diğer davalıları temsilen) Ankara 48....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/446 ESAS DAVA KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan Düzenlenme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi uyarınca davalı tarafın sözleşmeye aykırı ve haksız davranışı ile sözleşmenin ifası için aynı tarihli verdiği vekaletnameyi geri alması neticesinde müvekkilin sözleşmede yüklendiği edimi yerine getirmesinin engellenmesi ve imkansız kılınması nedeniyle müvekkilin uğradığı zararın tazmini ve sözleşme de öngörülen cezai şartın tahsili talebine ilişkindir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.02.2011 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 26.02.1992, 18.12.1992 ve 22.06.1993 tarihli satış vaadi sözleşmelerine dayanarak davalıların dava konusu 313 ada 24 sayılı parseldeki hissesinin iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalılar davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi olması nedeniyle satış vaadi sözleşmelerinin ifa olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.01.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalı ...'ın diğer davalıya verdiği vekaletnameye istinaden düzenlenen ... Noterliği'nin 29.02.2008 tarihli düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesi ile ..., ..., ... Mah. 191 parselde kayıtlı taşınmazdaki murisi ...'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.05.2003 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine davacının bedel iadesi isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 26.06.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili, bir kısım davalılar murisi ...'nın ... Noterliği'nin 06.07.1984 tarihli 4098 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile ... ili, ... ilçesi, ......

              Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi ve tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa'nın 3/I bendi ile tüketici işlemi kapsamına eser sözleşmeleri de alınmışsa da, somut olayda olduğu gibi arsasına karşılık bağımsız bölüm alacak olan arsa sahibinin salt kişisel tüketim amacından söz edilemeyeceği, bu amacın tüketim ihtiyacını aştığı, Yasa'nın 3/k maddesindeki "tüketici" tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesini birlikte kapsayan karma bir sözleşmedir. Bu sözleşmede arsa sahibinin tek amacı kullanmak için konut ihtiyacını gidermek değildir. Başlıca amaçlarından birisi de arsasına değer katacak yapının inşaa edilmesidir. Bu durum, 6502 sayılı Yasada açıklanan tüketicinin amaçlarından farklıdır....

                Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716.maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Yasal koşullara uygun olarak düzenlenmiş bulunan satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için, sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur. Elbirliği mülkiyetine (Türk Medeni Kanunu m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte ortaklık çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığı düşünülemez....

                  Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/332 Esas sayılı dosyasında davaya konu satış vaadi sözleşmesinin iptali için açtıkları davanın derdest olduğunu, sözleşmenin sahte olması ihtimalinin bulunduğunu, davaya konu taşınmazların fiilen teslim edilmediğini, 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu bildirmiş, davanın zamanaşımı ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ... ve ..., ..., ..., ..., ... davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir. İlk Derece Mahkemesince, davacının taşınmazda zilyetliği bulunmadığı ve davaya konu taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin 05/06/1970 tarihinde yapıldığı, dava konusu taşınmazların sözleşmenin yapıldığı tarihte niteliklerinin imar parseli olmadıkları, çalılık ve tarladan ibaret oldukları, 3194 sayılı İmar Kanunun 18. maddesinin son fıkrası hükmü gereğince ifa olanağı söz konusu olmayan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden dolayı tapu iptali ve tescil kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu